Sola traduction Anglais
7,582 traduction parallèle
- Sen sola git, ben sağa giderim. - Daha çok yere bakmış oluruz.
You go left, I go right, we cover more ground.
Tatlım hayır, hayır biraz daha yukarıya ve biraz daha sola.
[Speaking spanish] Um, honey, no, no. A little bit higher, and a little bit more to the left.
Buradan sola dön... en arkadaki.
Oh, turn left here... and we're at the end.
- Sola!
- To the left!
Sola doğru, şu bayırın altında.
To the left, just below that Ridge.
Sola doğru!
To the left!
Sola!
More left!
Sola dedim!
The other left!
- Sola, sol kola.
- The left one.
- Sola bakma, sağa bakma.
Don't look left, don't look right. No.
- Naylor'dan sola döndüler.
( tires screech ) They turned left on naylor.
Aşağıda sola doğru.
Down there to the left.
- Sola mı sağa mı?
- Left or right?
- Doğru. Yukarı, aşağı, sağa ve sola hareket ettirebiliyorsun. Ağırlıkla başa çıkmak ve ön tarafına hava yastıkları koymak için mafsallarla birleşiyor.
That's right, it goes up, it goes down, you can move it left, right, it articulates, and, to help with the weight, put airbags underneath the front end.
Şu şeyi sola ayarlayalım.
Readjust this thing to the left.
- Küçük düğmeyi tık sesi gelene kadar sola çevireceksin.
Yeah, you just have to turn the little knob to the left - until it clicks.
Ne tarafa olduğunu bilmiyorum, sola da olabilir ortaya da olabilir, sağa da olabilir.
I don't know where it is, it's either the left or the center, or the right.
Sola bak, yabancılar.
Look to your left, foreigners.
Sizi sağa sola kötülük sıçratan embesiller!
Spleen! You bunch of evil sloshing imbecile!
"Sola dön, sağa dön."
"Turn left, turn right".
Bir an gözün kaysa bile... sola veya sağa düz ve dar kapalı küçücük bir adım...
One slip... one tiny step off the straight and narrow to the left or to the right...
Hayır, biraz daha sola!
No, a bit more to the left!
Teller nerede olduğunu bulmak için bütün gün sağa sola bakacak.
Teller will spin his wheels for the rest of the day, trying to track down where you are.
İki defa sola sonra sağa dönün.
Go left, left, then right.
Aşağıya inip sola dönmemiz gerekiyor.
We need to go down and to the left.
Duvardaki kaşığı sola ittirince buzdolabı kendi etrafında dönüyor ve paraları sakladığım mahzene inen gizli merdiven ortaya çıkıyor.
You nudge the giant spoon to the left which spins the refrigerator around, revealing a secret stairwell leading down to my money cellar.
Pekala, hoşuna giderse sağa sürükle hoşuna gitmezse de sola sürükle.
All right, you swipe right if like him and then left if you don't.
- Sola sürükle
- Swipe left.
Hoşuna giderse sağa sürükleyeceksin, sola değil.
You swipe to the right if you like him, not left. No.
- Buradan sola gidin, on dakika filan.
~ From this place, go to left, about ten minutes. ~ Uh-huh.
Sola git Rut!
Oh! Go to the left, Rut!
Sola!
To the left! Oh!
Sola!
- To the left! - Oh!
Biraz sola.
A little left.
Sola dön!
Left turn!
Sola git! Sola!
Go left!
Sonra sola.
Left..
Hey, sola!
Ēyaī.. left..
Onu yönlendirme, sağa sola sallan.
You just kind of, I don't... guide her back and forth.
Beni sağa sola götürme işine hâlâ hayır mı?
So that's still a no on driving me around?
Garajdan gir, salonu geç, sola dön.
Up the driveway, through the living room, make a left.
Çocuklar koridorun sonundan sola dönün.
Guys, at the end of the hall, turn left.
Sola dön.
Veer left.
- Sola döneceksin sonra da sağa muhtemelen.
Uh, t-to your left and then your, uh, then your right, probably.
- # Sağdan sola yazardım. #
- ♪ I wrote from left to right ♪
"Ringde sağa sola gidebilirsem yumruk atabilirim." dedi.
He said, "if I can dive, move from side to side in the boxing ring",
Sola dön!
Left turn.
Sola vurulan öldürücü darbeler daha zayıf ve sağdakiler kadar spesifik yerlere vurulmamış.
The fatal blows to the left side are weaker and not as specifically placed as those on the right.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, katılımcılar,... panikleyip sağa sola koşuşturarak, olayların anlaşılmasını ve yetkililerin...
They were running in several directions at once, Making it difficult to ascertain exactly what had happened,
Ve sağa sola çarparak ölümcül darbeler alacağı kanalizasyona düştü.
Headed back to the hotel for her car, got caught in a rain storm, slipped, hit her head, and ended up being swept into the drainage system, where her body was battered to death.
Hani kafa atacaktım sağa sola.
I was gonna head-butt everything.