English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sta

Sta traduction Anglais

4,508 traduction parallèle
- Dur tahmin edeyim. Mayısta mı?
Um, let me guess.
Çıkışta lütfen merdivenleri ve koridorları kullanın.
MAN OVER PA : We ask that you use the stairs and aisle ways as you exit.
Bu sayede su kaynaklarına her zaman yakın olabiliyorlar.
This way, wildebeests are sta ying close to water supplies at all times.
Planladığımız gibi mayısta evleniriz.
We'll get married in May like we planned.
Ve böylesine kapalı bir süreç sözde devrimcileri çok sıkı bir yarışta, çok zorlu bir kararın arasında bıraktı.
The winner of the Egyptian Presidential elections Is Dr. Mohamed Morsi
Çıkışta bir şeyler içelim mi?
Want to get a drink later?
Bakalım tek atışta girmiş mi?
Let's see if I got a hole in one.
Öyle ama hala tek atışta tutturamadın.
Yeah, but it still took away your hole in one.
O kışta yardım edenlerden sadece biriydim.
Many stood in need of a rescue that winter, and I was one.
Hepsini tek atışta indirdim!
Got'em all in one strike!
- Yarışta görmedim, telefonlarıma da cevap vermiyor.
He wasn't at the rally and he's not answering me.
Beyaz ayı, Jemima'yı bulma arayışında, sonu yerel ormanda biten bir arayışta kalıcı bir sembol haline geldi.
'The white bear became an enduring symbol in the hunt for Jemima,'a hunt that ended in a local forest.
Akşamın ilk haberi, altı tonluk katil balina bugün adına uygun bir davranışta bulunarak SeaWorld, Orlando'da deneyimli bir eğitimciyi öldürdü.
First tonight, a six-ton killer whale has lived up to his name, killing an experienced trainer at SeaWorld, Orlando today.
Tek atışta gider.
It will blow-up in a single shot.
Neden böyle olağandışı bir davranışta bulundunuz?
What led you to take such extraordinary action?
6 km çıkışta kaza var.
Accident at 6th-km exit.
Şeytanın Payı sıradaki yarışta var.
Devil's share's in the next race.
Yarışta bir takım daha var.
There's another team in the race.
- İnişte miyiz, çıkışta mıyız?
Are we going up or down?
Jasper'ın kararları çok da iyi değil. Görebildiğin gibi, kendisi kaçışta.
Jasper's judgment is not the best, as perhaps you can now see, since his cause is lost.
Bu bakışta mutluluk göremiyorum ben.
No, that is not a look of pleasure.
Ama ilk bakışta polisin beceriksizliği ortaya çıkıyor.
But prima facie one thing is clear that the police were incompetent.
Üç farklı kaynaktan öğrendiğime göre bu cihaz açıktan satışta değil.
I've confirmed from three different sources, this particular surveillance device is not commercially available.
Yarışta neden hiç kadın yok?
And why are there no women in the running?
Seni hatırlattılar bana. Çünkü en zorlu geçen kışları bile atlatabilirler ve sen gördüğüm en çetin kışta doğdun.
They reminded me of you, because they could survive the harshest winter, and you were born during the harshest one of all.
İlk bakışta, ilk insanın olması gerektiği aşikâr gibi geliyor ilk tavşan ya da ilk gergedan gibi şeylerin de.
At first sight, it seems obvious that there has to have been a first person and there has to have been a first rabbit and a first rhinoceros and things.
Sonra şarj aletimi çıkarıp telefonumu sarj ederim. Ve kapanışta...
Then I whip out my charger, charge my phone, and I close with,
Sadece bir bakışta ondan daha üstün olduğumu söyleyebilirim.
Just by looking at him, I can tell I'm way above him, don't you think so?
Olsun sorun değil. Çıkışta yaparız.
No problem, we can do something later.
Ona dün gece cömert bir bağışta bulundum.
I gave him a charitable donation last night.
- Şu kapı her girişte ve çıkışta açılıp kapanıyor mu?
Uh, that gate, does it open and close - every time someone comes and goes?
Sue Ellen Ewing Vakfı'na bağışta bulunmaya geldim.
Oh, I came to make a contribution to the Sue Ellen Ewing foundation.
İlk bakışta ıssız ve tuhaf görünse de... burada yaşamak kolay değil.
At first glance it seems deserted and eerily still, not an easy place to live.
Bu yüzden açılışta yeniden bir şeyler bulmayı umuyorsun.
That's what you're trying to recapture with the reopening.
Tüm zamanını hava kuvvetlerindeki jetleri uçurarak harcıyorsun yine de üzülerek söylüyorum ki bir yarışta beni yenmen için ne gerektiğini bilmiyorsun.
You spend all that time flying jets in the air force And sadly, you still don't have what it takes to beat me in a race
En azından beni bir yarışta yenene kadar ölemezsin!
You can't die without beating me in a race at least once!
Daha önce hiç şiddet içeren davranışta bulundu mu?
Has he ever displayed violent behaviour before?
Daha önce hiç şiddet içeren bir davranışta bulunmuş muydu?
Has he ever displayed violent behaviour before?
İlgisi yok. Kısraklarla erkekleri bir yarışta karıştırmak olağan değil.
Regardless, it's unusual for a race mare to mix it with the boys.
Soğuk kışta, kelebek kozanın içindeymiş.
- On cold winter, there's butterfly from the egg...
Gelecek nükleer kışta çıplak kıçın bizi ısıtır artık.
The memory of your bare ass will bring me comfort and warmth during the coming nuclear winter. Ugh.
Çıkışta bir şeyler içeriz.
We can grab a drink after.
Çıkışta Todd'a ödemeyi yaparsın.
Pay Todd on your way out.
İşte sana bu denli saygı duyuyorum ve aslında sen ve ben ilk bakışta aşktı.
It's much how I regard you and I as a matter of fact, love at first sight.
Hamas hayır kurumu olan Mouharib Mousalim'e bağışta bulunmuş.
He donated to the Hamas charity organization, Mouharib Mousalim.
O çıkışta yalnızca iki seçenek var :
There are only two options at that exit :
Lincoln Kuruluşu'nun Watt Helix'teki araştırma laboratuvarına oldukça cömert bir bağışta bulunduğunu biliyor muydun?
Did you know the Lincoln Foundation gave a rather generous grant to the research labs at Watt Helix?
Kendisini burada yaşarken görmesini istiyoruz seni ve "elleri her yerde" büyükbabanı değil. Başta yaptığımız harcamaları satışta fazlasıyla telafi ederiz.
If we do a little spending on the front end, we'll more than make up for it on the back end.
- Bunlar satışta mı?
Are these on sale?
İlk bakışta şüpheli gelen şey iyi bir incelemeden sonra çok masumane gelebilir.
What at first glance may appear suspect might turn out on further examination to be quite innocent.
Tamam, çıkışta görevli otopark biletini kaşeler.
Receptionist will validate your parking on the way out.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]