Step traduction Anglais
34,618 traduction parallèle
Babamın sevgisi annem için her şey demekti üvey annem için ise hiçbir şey.
His love meant everything to my mother and nothing to my step-mother.
Her defasında bir adım dostlarım.
One step at a time, my friends.
Her defasında bir adım.
One step at a time.
Farkli yönde bir adim gibi.
It's a step in a, you know, different direction.
- Adim adim.
- Take it step by step.
Senin öne çıkma zamanın.
It's time for you to step up.
Craig, sende devreye mi girmek istiyorsun?
Craig, you want to step in here?
Arayışı tamamlamanın ilk adımı.
The first step of the quest is done.
- İşime karışmak mı istiyorsun?
- You want to step into me? - Stop, stop, stop, stop!
Ya birlikte ilerleyeceğiz ya da ben istifamı vereceğim.
We need to move forward together, or I need to step down.
Bu, atılan ilk büyük...
This was the first major step for...
Omar'a saatlerce fikir verdi ve Omar da icadının her adımını onunla paylaştı.
He gave Omar hours of free advice, and Omar walked him through every step of the invention.
Agnes konusunda hemfikiriz.
About Agnes, we're in lock step.
Tek başına öne çık ve söz verdiğin gibi teslim ol.
Step forward, alone, and turn yourself over as promised.
- İlk olarak, şey yapman gerekiyor... - Üzerine işemelisin.
OK, first step, you need to... piss on her.
- Öyleyse, her şeyi unutalım gitsin, zira birinci adım öyle yazıyor. - Üzerine sen işe!
Well, then we might as well forget the whole thing, because that is step one right there.
Gazla Alvez.
Alvez, step on it.
Köpeköldürenden bir tık aşağıda.
It's a step below Two-Buck Chuck.
İlk aşama kendini hırpalamamak.
The first step is to not beat yourself up.
Dikkatli yürüyün.
Step carefully.
bastığınız yere dikkat edin.
watch your step.
Vay be! Gerçekten büyük bir adım.
Oh, my, this is a big step.
Bu deneyin senin için rahat ettiğin alandan büyük bir adım atmak olduğunu biliyorum.
Look, I know this experiment is a big step outside of your comfort zone.
Eğer dışarı çıkmak istersen.
If you'd like to step out.
- Buna basmadan, gidip üstünüzü değişin.
- Step over this and change.
Sonra bir bakarsın, gözlerin o kadar çok alışır ki... florasan lamba ışığına, dışarı çıktığında, gerçek güneş ışığı gözlerini yakmaya başlar.
Next thing you know, you are so conditioned to the florescent lights that when you step outside, the sun actually burns your eyes.
Durup da, işin aslına odaklanmayı umursamadın.
You didn't bother to step back, see the big picture.
Sadece dur ve şöyle bir bak, aslında ne oluyor, ve nasıl görünüyor.
Just make sure you step back, see things for what they really are, not what they seem to be.
Umarım ilk adım olarak adalet yerini bulur ve de hikayelerinizi anlatmış olarak biraz olsun huzur bulabilirsiniz.
I hope this is the first step in justice being served, and that by telling your stories you can find some measure of peace.
Bir keresinde çamaşırını çıkarmaya çalışırken köprücük kemiğini kırmıştı.
He once broke his collarbone trying to step out of his briefs.
Bence güçlü bir ilk adımdı.
No... I thought it was a strong first step.
- Tamam, adım adım ilerleyelim.
- Okay, one step at a time.
- Dışarıda beklemeniz gerek hanımefendi.
What's happening? - Listen, ma'am. We need you to step back.
Webber'le ikinizin attığınız her adım sorun çıkardı.
Every step of the way you and Webber just took over.
Bu ameliyathaneye girdiğimden beri her adıma negatif yaklaştın. Bütün yaklaşımları reddettin.
Ever since I walked into this O.R., you've been negative at every step, shooting down every approach.
40 yıl sonra ortaya çıkıp, başkalarının harcadığı emeğin meyvelerini toplayamam.
That I just can't step in 40 years later and enjoy the fruits of someone else's labor.
Ve aracın dışına çıktığımda, ben artık yeni biriyimdir.
And when I do step out of the vehicle, I'm a... I'm a new man.
Ayağını denk alsan iyi olur, Dudley çünkü alakan olmayan şeylere burnunu sokuyorsun.
You better watch your step there, Dudley,'cause you're about to dip your toes in a gator pond.
Plansızlık planımızdaki sonraki adım bir plan yapmak olacak.
The next natural step in our no-plan plan will be the plan phase.
Bademcik iltihabından step dansına kadar her anını gördüm, onun iyiliği için duyduğun endişeden minnettarım ama onun için neyin iyi olduğunu ben bilirim ve onun ve benim için en iyisi bu meseleyi konuşmak.
I saw her through everything from tonsillitis to tap dancing, so I appreciate your concern for her well-being, but I know what's best for her, and what's best is for she and I to talk this out.
Bu yüzden bir sonraki hamlesine geçti. Akapella grubunu kendisi için ayarladı.
Breaking up with Jeremy was harder than Sue thought, so she took the obvious next step... got her no-cut a cappella group to do it for her.
Bir sonraki mantıklı adımı düşünüyorum.
I'm thinking the next logical step...
Örnek insan olmadan da bir şeye destek olabilirsin, tamam mı? O yüzden şöyle bir adım geri atsan.
You can support something without being the poster child for it, okay, so just maybe take a step back.
- Ve bu New York Times'ın en iyileri listesine ilk adım.
- And that is step one to the New York Times best sellers list.
- Bayım, geri çekilir misiniz?
- Yeah, move. - Can you step back, sir?
Kızım bir hata yaptı ve bazen hata yaptığınızda birisi, devreye girebilir bir çeşit tanrıdır...
Look, my daughter made a mistake, and sometimes when you make a mistake, someone... can step in...
Sıradaki adımımız ne?
What's our next step?
Sıradaki adımım yok!
I don't have the next step!
Hanımefendi, lütfen kenara çekilin.
Ma'am, please step aside.
Hemen kapıyı açıp kenara çekilin.
Open the door and step aside now.
Herkes içeri!
Step in, everybody!