Tanıyamadım traduction Anglais
1,098 traduction parallèle
Seni tanıyamadım.
Can't figure you out.
Ve yüzünü de tanıyamadım.
And I don't recognize your face.
benim ismim ise Mu Yu Ji üzgünüm, sizi hemen tanıyamadım
My name is Mu Yu Ji Sorry I didn't recognize you at first
Onu hiç tanıyamadım.
I never knew her.
Seni tanıyamadım.
I didn't recognize you.
Hayır, tanıyamadım.
No, I couldn't tell.
- Frank, seni tanıyamadım!
- Frank, I didn't know you!
Neredeyse tanıyamadım seni.
I almost didn't r ecognize you.
- Seni tanıyamadım.
- I didn't recognize you.
Sizi tanıyamadım.
I didn't recognize you.
Seni tanıyamadım.
I didn't recognize you!
- Çok uzaktaydı, tanıyamadım. - Geri döndüğünü gördünüz mü?
- Did you see her return?
Üzgünüm, sizi tanıyamadım.
I'm sorry, I don't recognize you.
Dondurmalı sütün olmadan tanıyamadım.
I didn't recognize you without your shake.
sizi tanıyamadım
Sorry I didn't recognize you.
Bu kılıkta görünce sizi tanıyamadım.
I didn't know who you were, looking like a frump.
Gözüne far sürmüştü, tanıyamadım.
I'm telling you, he was wearing eye makeup.
Tanıyamadım da.
I hardly know you. - Ah.
Sizi arkadan tanıyamadım.
Didn't recognize you from the back.
Ağzınızda çivisiz sizi tanıyamadım.
I didn't recognize you without nails in your mouth.
Bir an seni tanıyamadım, Kıdemli Kılavuz.
For a moment I did not recognise you, Pilot-Major.
- Seni tanıyamadım!
I didn't even recognize you!
Tanıyamadım. Sakalın...
I wasn't sure.
Tanıyamadım.
I didn't recognize you.
- Annemi de hiç tanıyamadım.
- I never knew her, either.
Elbisenizden dolayı sizi tanıyamadım.
I didn't recognize you with your clothes on.
" Onun yüzünü tanıyamadım
" I didn't recognize her face
Onu tanıyamadım.
I don't know her.
Seni tanıyamadım!
I didn't recognize you!
Seni tanıyamadım.
I hardly recognised you.
Seni tanıyamadım!
I didn't recognise you!
beni tanıyamadın mı, aptal?
Can't you recognise me, fool?
Merhaba, anne. ilk anda sesini tanıyamadım.
Hello, Mother.
Tanıyamadın mı?
You didn't know me?
Evet, bir de tanıyamadığım bir bayanı gördüm, koridorun sonundaki lavaboya doğru gitti.
No, but there was one lady who opened a door, I don't know which, and walked in the direction of the toilet at the far end of the corridor, next to the dining car.
Tanıyamadın mı gerçekten?
He's my teacher, so what?
- Beni tanıyamadın mı?
You do not recognize me anymore?
Tanıyamadım.
Unrecognizable.
Beni tanıyamadın mı?
Don't you recognise me?
Üstad Fu, adamlarım sizi tanıyamadı affedin lütfen lafı bile olmaz lütfen oturun lütfen
Mr. Fu, my man didn't know it was you Please excuse us Don't mention it
- Tanıyamadım. - Kimse tanımıyor zaten.
THE MOST OBSCURE SCIENTISTS, AND TO HEAD THE INVESTIGATION,
Kendi anneni tanıyamadın mı?
Don't you recognize your own mother?
Sen misin? Sesini tanıyamadım.
Look, they changed my telephone number.
Beni tanıyamadın, değil mi? - Tabii ki tanıdım.
- Ah, you don't recognise me, right?
Sanki, şey... Sen ve ben, birbirimizi pek tanıyamadık ve, bu son şansımız olabilir.
Like, uh... you and I have never really gotten to know each other... and, uh, could be our last chance.
Sizi tanıyamadım.
I didn't recognise you.
Yoksa beni tanıyamadın mı Adolf?
Don't you recognize me?
Seni tanıyamadım.
I don't recognize you.
Beni tanıyamadın mı?
Don't you recognize me?
Sanırım, siz bayanlar peruğum olmadığı için beni tanıyamadınız.
I guess you ladies didn't recognize me without my toupee.
Ah, ben olmadan seni tan? yamad? m senin aptal k?
Oh, I didn't recognize you without your silly outfit.