English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Teğmen

Teğmen traduction Anglais

14,147 traduction parallèle
Teğmen sana sahip olduğu için çok şanslı.
Well the lieutenant is lucky to have you.
Teğmen, adamın boğazını bırakmak ister misin?
Lieutenant, want to let the man's throat go?
İyi misin, Teğmen?
Are you okay, lieutenant?
Affedersin, Teğmen.
Excuse me, lieutenant.
Teğmen, Bay D'Agostino'yu bir uyarı ile affetmenizi öneriyorum.
Lieutenant, I suggest you let Mr. D'Agostino off with a warning.
Teğmen?
Lieutenant?
- Evet, teğmen haklı.
- Yes, the lieutenant's right.
Bu ciddi bir iddia, Teğmen.
That's a serious allegation, Lieutenant.
Bunu tavsiye olarak alıyorum, Teğmen.
I'll take it under advisement, Lieutenant.
Teğmen Backstrom?
Lieutenant Backstrom?
Teğmen iyi mi?
Is the lieutenant okay?
Teğmen...
Uh... Lieutenant...
Teğmen, siz ifade verene dek, bölge başsavsıcı bizim dosyaların herhangi birine kovuşturma açamaz.
Lieutenant, until you testify, the district attorney cannot prosecute any of our other cases.
Seni taklit ediyor, teğmen, sadece insan yerine adli tıpla.
He's copying you, lieutenant, only with forensics instead of people.
Teğmen, nefret suçları, onlar şey eğilimli olur, ha, kişisel, acımasız, sembolik olur.
Lieutenant, hate crimes, they tend to be, uh, personal, brutal, symbolic.
Eğer bir nefret suçu değilse, Teğmen sivil gözetimi artık durdurumaz.
If it's not a hate crime, then the lieutenant can't stall the civilian oversight anymore.
Bir nefret suçu olmadıysa, teğmen, ne olabilir?
Um, if it wasn't a hate crime, lieutenant, what would it be?
Bu sonuç çıkarmanın muhteşem bir parçası oldu, teğmen.
That was an awesome piece of deduction, lieutenant.
Teğmen'in Visser'ı vurduğu zaman için?
For when the lieutenant shot Visser?
Teğmen'in hikayesi adli tıpla çelişmektedir.
The lieutenant's story is at variance with forensics.
Ve Teğmen, onun hikayesini desteklememi benden istediğini ima ediyor.
And he's hinting that he wants me to go in and back up his story.
Tamam, teğmen, Jenna tatmin edici bir bayandı, bu doğru, fakat...
Okay, lieutenant, Jenna was a convincing female, it's true, but it's...
Teğmen.
Lieutenant.
Teğmen bizden bi kaçağı yakalamamızı mı istiyor?
So the lieutenant wants us to chase a runaway?
Teğmen bunun kaçırma olduğunu söylüyor bunu önceden bir suçlu tarafından
Lieutenant says it's an abduction by a predator who's done it before.
Teğmen biliyor.
The lieutenant knows what he knows.
Teğmen, Lacy Siddon'ı mı düşünüyorsun?
Lieutenant, you thinking Lacy Siddon?
Üzgünüm teğmen, yasa böyle
I'm sorry, lieutenant. It's the law.
Teğmen telefonu bulmana yardım etmem için gönderdi.
The lieutenant sent me to help you look for the phone.
Teğmen 24 saatimiz var dedi.
The lieutenant said we have 24 hours.
Teğmen, Bir uyuşturucu satıcısını evine getiremem.
Lieutenant, I can't bring a drug dealer back to your home.
Teğmen, Ben sana o e-postayı atarak işimi riske attım.
Lieutenant, I risked my job to send you that e-mail.
Evet, Teğmen haklı.
Yeah, the lieutenant's right.
Bay Morrow, Bu Teğmen Everett Backstrom.
Mr. Morrow, this is Lieutenant Everett Backstrom.
Teğmen, yerimizi aldık.
Almond : Lieutenant, we're in position.
Teğmen, Zamanımız tükeniyor.
Lieutenant, we're running out of time.
Teğmen, öcüyü yakalamak için yapman gereken her şeyi yapacağına söz vermiştin.
Lieutenant, you said that you'd do whatever it takes to catch that bogeyman.
Teğmen!
Lieutenant!
Teğmen ana kumandada aşırı yükleme var.
Lieutenant, the main drive is overloading.
Biliyorum Teğmen.
I know that, Lieutenant.
Sonunda geldin teğmen.
It's about time, Lieutenant.
O çocuklar çok hayati önem taşıyor teğmen.
Those kids are the key to everything, Lieutenant.
Efendim, Teğmen Emerson döndü.
Sir, Lieutenant Emerson is back.
Ya Teğmen Lee'yi bulamazsa.
Then what if she couldn't find Sergeant Lee or...
- teğmen olmamış mıydı?
- make lieutenant?
5-Henry-200. Cinayet müfettişi teğmen.
Inspector Lieutenant Homicide.
Bay Danton, ben Teğmen Hixson.
Mr. Danton, I'm Lieutenant Hixson.
Teğmen. Uh, üzgünüm.
Lieutenant.
- Teğmen mi ortak yaptı sizi?
- L.T. pair you up?
- Şimdi sırası değil Teğmen.
- Not now, Lieutenant.
Telsizi bularak iyi iş çıkardınız Teğmen.
Oh. Good job finding the radio, Lieutenant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]