Toplar traduction Anglais
5,868 traduction parallèle
Bunlar... toplar.
That's... balls.
Bowling... bowling topları,... Tanrım, bowling topları işte.
Balls, b... it's bowl... bowling, it's like... oh, my God, it's bowling balls.
Keşke toplarını okşatmadan önce de böyle düşünseydin.
Well, I wish you would have had that attitude before you asked me to fondle your giblets.
Annem hayatlarının en iyi anlarını yaşamalarını umarken, babam toplarındaki bezenin ona biraz daha zaman tanımasını umuyordu.
While Mom was hoping to have the time of their lives, Dad's ball lump had him hoping there was still time left in his life.
Yarın toplarım.
Nah, I'll go tomorrow.
Sonra 06 : 20'de yemekhanede kahvaltı ederiz 07 : 10'da odalarımızı toplarız...
Following that, at 0620, we have breakfast in the mess hall and then room prep at 0710.
Havan topları ve araç üzerine yerleştirilmiş silahlar var.
Army's facility has mortars, vehicle-mounted weapons.
Ağır topları araya sokmadan önce bir kere daha deneyeyim, olur mu?
No, um, let me just take one more run at him before I bring in the big guns, yeah?
Eşyalarımı toplarım. 10 dakikaya buluşalım.
I'll get my stuff, meet you in ten.
- Tamam, ben toplarım.
- Fine. I'll reap.
Eşyalarını toplar mısın, lütfen?
Can you pack your stuff, please?
Bitirdiğinizde haber verin efendim bunları çabucak toplarım.
Now, you just give a call when you're done, and I'll get this out of your way lickety-split'sir.
Çünkü bir kereliğine bile olsa bebeğini işinin önüne koyacak olursan şerefsizin biri çıkar ve bütün parsayı toplar.
Because the one time you pick your baby over your case, some asshole like Saxe gets your shot.
Soğuk olduğunda ağaçları kapatırız ve haftada bir zeytin presi için toplarız.
When cold we cover the trees and once a week we gather for the olive press.
Borç verir, manoyu o toplar.
She lends money and takes the vig here.
Evet, toplarda kapsamlı seçeneklerimiz var. Çok ağır veya küçük parmaklara uyumlu delikleri olan toplarımız var.
Oh, yes, we have a wide selection of balls that are way too heavy or have too-small finger holes.
- Ne yoktu? Peki ya lobutlar ve ağır topların olduğu eski zamandan kalma bir spor salonu?
Uh, how about an old-timey gymnasium full of Indian clubs and medicine balls?
Sen ve annem toplarımı yeterince ezdiniz.
Hold it up. Lana, come on.
Toplarından mı bahsediyorsun?
Are you talking about your balls?
Nasıl bir adam böyle bir serveti bu kadar çabuk toplar?
How does a man acquire such a fortune so quickly?
Hey, Doktor, Joseph Lennox gibi bir adam neden model arabalar toplar?
Hey, Doc, why would a bloke like Joseph Lennox collect model cars?
Sen günahları bağışlarsın ben de borçları toplarım!
You absolve sins, I collect debts!
Ve ben de seni yerlerden toplar, evine taşırdım.
And I'd be peeling you off the floor and carrying you home.
Caroline topları tarafından seni.
Caroline's got you by the balls.
Bir keresinde bunun gibi bir şeyi kalp monitörü ve lekros toplarıyla denemiştim.
I've actually tried something like this one time using a heart monitor and lacrosse balls.
Benim de bir hikayem var, toplarımı emerek boğulsan?
I've got a story. Why don't you choke on my balls?
Bütün arkadaşlarını toplar, bir pasta alır...
We got all your friends together, got a cake...
Yarın büyük topları salıyorum.
And then tomorrow, I'm gonna break out my closers.
Voyager'lar Satürn'ün halkalarından geçmeye kalkıştıklarında halkaların yörüngede dönen kar toplarının meydana getirdiği yüzlerce şeritten oluştuğunu ortaya çıkardılar.
The Voyagers dared to fly across Saturn's rings and revealed that they were made of hundreds of thin bands of orbiting snowballs.
Belki de toplar daha az törensel bir yere yerleştirilseydi hafriyat üzerinde daha öldürücü olurdu, değil mi?
Perhaps if the cannons were placed somewhere less ceremonial, atop the earthworks, they would be lethal, no?
Topları ateşleyin!
Fire the cannons!
Topları ateşleyin!
Cannons! Fire!
Zıpkınları da koymak için topları yarı yarıya doldurun.
Fill the cannons by half to put in harpoons
Topları doldurun!
Load the cannons!
Topların ve zıpkınların var.
Putting harpoons on cannons?
Topları durdurmanın bir yolu yok.
There's no way to stop a cannon
Bu gemi topları engelliyor.
That ship is blocking the cannons.
Posteromedyal olarak ana toplar damara girer.
It enters the IVC posteromedially.
- Evi derleyip toplarım.
I can help out around the house.
Bu topları çıkarmak ne kadar zormuş.
God, these nuts are hard to get off.
Kuzeylilerin daha iyi topları var.
The Yankees have better artillery.
Müşteri toplarım.
I recruit the clients.
Sayman olarak "Obshchak", bütün kardeşlik üyelerinden alınan aidatları toplar, onun tarafsız kalması gerekir.
As treasurer of the "obshchak", the tax paid by all members of the brotherhood, he must remain neutral.
Belli ki, toplar tarafından dayak yiyor.
He's clearly being pelted by balls.
Kanıtları toplarız. Yeterli kanıtı bulduktan sonra, kişiye bakarız.
We gather the evidence, we find enough evidence and it points to a particular person.
Kulaklarından pamuk topları çıkart.
"Take out those cotton balls from your ears."
- Ben hastaneye gidip kanıt toplarım.
I'll go to the hospital, collect evidence.
Muhtemelen gece çöplerimizi de askeri inzibat toplar.
Probably got the MPs going through our trash at night.
Ben toplarım onları.
I'll pick those up.
Topların güvenliğini sağlamak ne kadar sürer?
How long to secure the cannons?
- Ana toplar damar yırtıldı.
She's torn the ivc.
toplam 30
toplantı 23
topla 36
toplan 23
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18
toplantı 23
topla 36
toplan 23
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18