Topu traduction Anglais
10,225 traduction parallèle
Atom, topu hızla sahaya alır.
The atom takes the ball quickly up the court.
Burada tükürük topu oynuyorum gibi ama belki sen sandığın kadar iyi değilsin.
You know... And I'm just spitballing here, but maybe... you are not as good as you think you are.
Arkadaşça bir selamlaşma olarak ateş topu atan zeki bir gaz ırkı biliyorum.
I know a race made of sentient gas who throw fireballs as a friendly wave.
Nethersphere de tükürük topu oynarken aklımıza gelen hoş bir isimdi.
And Nethersphere is just a cool name we come up with during a spit-ball.
Disko topu asacağım.
I'm gonna hang a disco ball,
Topu sahada oynamaya başlamışsın artık.
You're moving the ball down the field.
- A-5 ağır lazer topu.
Heavy A-5 laser artillery.
O zaman, topu ateşleyin!
Then, light the fuse!
Eğer bu topu düşürürsek gecikme falan olmaz
If we fumble this ball, we won't be looking at delays.
Bay Burke'le işler istediğim gibi gitmedi ve başkan topu bana attı.
I struck out with Mr. Burke and the president has put the ball in my court.
Elimde bir beysbol topu hayal edin.
IMAGINE I'VE GOT A BASEBALL
Hey Nolan 40 dolara fıstıklı öğütülmüş eski tenis topu yer misin?
Hey, Nolan, for $ 40 will you eat a ground-up old tennis ball with peanuts?
Git topu getir!
Go fetch the ball!
Tebrikler. Dokuz milimetrelik nur topu gibi bir kurşunun oldu.
Congratulations, you've just born September 1 millimeter bullet.
Hepi topu 24 saat.
It's only another 24 hours.
Topu nasıl da hafif ve ihtiyatlı tutuyor.
Look at how she holds the ball, so gingerly and lightly.
Topu hep kırmızının karşısına bırakıyor.
We'll get the rest of the money another way. She always drops the ball opposite a red.
Topu parkın dışına vuruyordu.
Bullshit. He hit it out of the park.
Baba, bir de şu numara vardı ya topu çevirdiğin hani.
And, Dad, I can do this trick with the ball where I can, like, flip it.
Aubrey, topu bırak ve masana dön.
Aubrey, just put the football down and go back to your desk. And, uh, one more thing.
... yardımı olur. Tamam. Ağızda squash topu.
Okay, squash-ball gag.
Peki baskın kadın neden topu çıkarıp, hayatını kurtarmadı?
Why wouldn't the dominatrix have removed the ball gag and saved his life?
Kelepçe, deri, ağız topu.
Handcuffs, leather, ball gag.
Dostum! Dışarıdan gelen bir alev topu üsse saç kesimi yaptı ve sen tepki vermiyor musun?
A fireball from outer space gives the base a haircut, and you got nothing for me?
Bu topu kaybettiğimi sandım.
I thought I lost this ball.
Bence bu çorba topu gitmiş. Ben de yokum!
Ugh, I think this ball of soup is off.
- Şimdi, hadi. İpucu topu kendi kendini bulmayacak.
This clue ball ain't gonna fin itself.
Noel için bir kömür topu alırsın.
You get a lump of coal for Christmas.
Emniyet kemerlerinizi takın lütfen. Düğünümden hemen önce, ateş topu gibi yere çakılsak çılgınca olurdu değil mi?
Wouldn't it be crazy if we went down in a ball of flames
Verin şu topu bana çabuk.
Give me that ball quick.
Babam, ateş topu gibiydi. BayAli'nin ona söyledikleri yüzünden.
He was more like a fireball because of the things that, uh, Mr Ali was saying to him.
Laust ile diğerleri topu kaybetmişlerdi ve Laust'un berbat durumundan ötürü bayağı geride kalmışlardı. Bu gecikme, oldukça şanslı bir duruma dönüştü çünkü her şey için çok geç olana dek Sankelmark bölgesine ulaşmayı başaramamışlardı.
Laust and the others had lost the gun and had fallen behind, as Laust was in a terrible state but the delay would prove to be a piece of luck as they didn't reach the area near Sankelmark -
Topu getir.
Bring the ball.
- Git, topu getir bana, tamam mı?
- Go get your ball for me, okay?
Oyuncu Ji Hae Soo, hızla gelen topu karşıladı.
Player Ji Hae Soo, throwing a straight fastball at 150 km / hr.
Bu topu kim attıysa o kişi cidden iş yapmaktan korkmuyor ve iş hayatı boyunca uzun bir başarı yolu izleyecek demektir. Tamam süpermiş.
Whoever threw that is not afraid to really go for it, and that will go a long way toward success in business.
Şimdiye kadar gerçek topu atılmadı.
So far, no truth balls.
Çok küçük. Eğer smaç yapmak istiyorsan basket topu gibi ele avuca gelmeli.
Gotta be able to palm a basketball, if you want to slam or jam or dunk it.
Futbol topu büyüklüğünde bir kütle yine de kötü olabilir.
A mass the size of a soccer ball is still pretty dark.
Ayağınla vuruyorsun, topu taşıyorsun ve hedefinde işi bitiriyorsun!
See your foot hit it, drive through the ball. Finish at your target!
Topu 35-40 metre ileri atıp 6 saniyede çizgiye taşıdık mı tamamdır.
40 short yards, 6 long seconds. We've got this.
Sen topu tekmelemek biliyorum.
You know how to kick the ball.
Topu çeyrek saniye sonra bırakmayı dene.
Try to release a quarter second later.
Çünkü topu düşürdükten sonra diğer takım çok öndeydi gerçekten önemli değildi.
Because after you dropped the ball, the other team got so far ahead, it really wouldn't have mattered.
Tekrar topu alıp koşamaz mıydın bu kurallara uygun mu?
Now, could you have picked up the ball again and... and run with it, or is that against the rules?
Çünkü topu düşürdükten sonra orada öylece durdun.
'Cause...'cause it looks like after you dropped it, you just kind of stood there.
Gol çizgisinde topu mu düşürdü?
He fumbled on the goal line?
Ağız topu.
A ball gag...
Golf topu nasıl?
What about a golf ball?
Ya squash topu?
What about a squash ball?
- Topu göle düşürdünüz.
- I let it fall in the lake.