Topu at traduction Anglais
1,002 traduction parallèle
Grimmett topu atıyor.
Grimmett was bowling.
Topu at, seni aptal.
Throw the ball, you dummy.
Soba, plaj topu at, anne tavşan ve bir de baba tavşan.
I want a stove and a beach ball... a horse, and a mother rabbit and a father rabbit.
Hiç şaşmadan her ayın başında topu atıyorduk.
We went bankrupt the first of every month, like clockwork.
Topu at. Top atmak istemiyorum.
I don't want to throw the ball.
Topu atın ve hedefi vurun!
Throw the ball and hit the target!
Kurutma makinesi yerine geçiyor. Kaleye doğru koşuyor, masaya topu atıyor... Biraz kısa, ama yavaş yavaş geliyor ve onu minderden vurdu!
The spin dryer moves back to his mark, it runs out to the wicket, bowls to the table... a little bit short but it's coming in a bit there and it's hit him on the pad.
Albay Ames topu atıyor.
The colonel goes broke.
- Topu at bakalım.
- Throw me a ball.
Üstüne bir alev topu atıyor ve bina havaya uçuyor.
He throws a ball of flames off on you and the fucking building goes up.
Geçen yıl neredeyse topu atıyorduk... ve kurtulmak için başka çaremiz yok!
We almost went on our ass last year... and this is our only chance to bail out!
Her akşam günbatımında topu ateşlerler.
They fire it every night at sundown.
Koufax topu atıyor.
Koufax kicks. He delivers.
Topu at.
Throw the ball.
Topu at!
Throw the ball!
Zavallı kız topu kendi rızamla 2. düzineye göndereceğim fikrini saplantı haline getirmişti.
The poor girl was obsessed with the idea... that I could at will cause the ball... to land in the 2nd dozen.
- Topu sür ve at.
- Hey, dribble that ball and pass it.
İlk topu, bir beyzbol maçında satmış.
He pitched the first ball at a baseball game.
Bakın topu yukarda.
Look at your ball up there.
Bir eczanede iğne topu makinesi oynatıyordu.
She used to play the pinball machine at the drugstore.
- Topu bana at.
- Throw me the ball.
Hadi topu bana at.
Let me have it. Come on. Throw me the ball.
" Horatio, denize açılmamızdan iki gün sonra, bir korsan gemisi, topu, tüfeğiyle peşimize takıldı.
Horatio, ere we were two days old at sea, a pirate of very warlike appointment gave us chase.
Topu topu, ona küçük şirin bir lamba fırlattım. Fakat gecenin o vakti bu kendini kaybedip, ortalığı velvereye verdi. ve komşularda polisi aradı.
The last time I threw a lamp at him he thought it was cute, but tonight he forgot himself and screamed and the neighbors called the police.
Jim, TA-4606-yolk'a havan topu gönder.
Jim, let's get some mortar fire at TA-4606-yolk.
Bir anda topu bana attın!
You just throw it at me!
Alexander, yardımcı olmak istiyorsan, sen uzaktaki topu ara, ben de yakındakini.
Alexander, if you wish to be helpful at all, will you kindly look for the hook while I look for the slice,
Bir zıpkın topu, yaklaşık 90 metreye kadar etkili.
This is a harpoon canon effective at a range of 100 yards.
Topu buraya atın.
Pass the ball over here.
Pagan, topu elinin tersiyle tutuyor ve uzun bir atışla birinci kaleye yolluyor.
Pagan into it, backhands the ball A long throw to first base is...
Sen 19 topu karavana at oyunu kaybettikten sonra da hepsini vur.
You throw the big Z's for 19 f rames and then you throw a strike on the last ball of the losing game.
Beni duyamıyorsun çünkü oradan attığınız havan topu bizim buraya düşüyor!
The reason you can't hear me... is because you're firing your mortar at your end... and they're dropping here at our end!
Topu kaldıran iki adamın gücüne bakın.
Look at the strain of those two men lifting the cannon.
Sınıfın yıldızı, topu topu bu ay.
Teacher's pet, at least this month.
Topu serbest atış bölgesine gönderdi.
Passes the ball to the top of the key.
En iyi atıcılara karşı, topu geri bük.
Throw the ball back to the pitcher better.
Yürürken duvarlara sürtünüyor, gözleri önlerine bakıyor ve omuzları düşüyor savaşta kaybedenlerin, topu dikenlerin bezgin hareketleriyle duvar cephelerine tutunuyorlar.
When they walk, they hug the walls, eyes cast down and shoulders drooping, clutching at the stones of the facades, with the weary gestures of a defeated army, of those who bite the dust.
Gardiyanların 40 numarası topu aldı.
Taken at the Guards'40.
At topu, ahbap.
Throw the ball, man.
... topu direkt Bogdanski'nin kasıklarına attı.
... throws the ball directly at Bogdanski's groin.
Topu bana at Şef!
Hit me, Chief!
Topu bana at Harding!
Back to me, Harding!
Topu bana at.
Give me the ball.
- Topu bana at, Justin.
- Throw the ball to me, justin.
Biri bugün bana çamur topu fırlattı.
Someone threw a mudball at me today.
Topu doğrudan vurucunun başına doğru atar.
He's likely to bowl straight at the batman's head.
Topu geri at, Emile.
Send the ball back, Emile.
Topu ona at. O yakalayamaz.
- Hit the ball to her, she can't catch.
- İyi topu ilk ben atıyorum.
- Well, toss me the ball.
Haydi, topu bize at.
Come on. Give us the ball.
Sonra o kocaman topu gördüm tam kapıya nişan almıştı ve...
Well, then I took this big cannon and I aimed it right at the door
ateş 1641
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
atış 62
athos 38
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
atış 62
athos 38
atladı 21
ateşli 35
atım 21
ateşim var 24
atma 21
atina 92
ateşkes 51
ateşi var 45
ateşin var mı 136
atlar 92
ateşli 35
atım 21
ateşim var 24
atma 21
atina 92
ateşkes 51
ateşi var 45
ateşin var mı 136
atlar 92
ateşle 61
atilla 45
ateş et 239
atlantik 52
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
atıyor 16
ateşiniz var mı 50
ateş serbest 41
atın 43
atilla 45
ateş et 239
atlantik 52
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
atıyor 16
ateşiniz var mı 50
ateş serbest 41
atın 43