Uluslararası traduction Anglais
5,082 traduction parallèle
Size Uluslararası Ev Avcılar'ını izlememe izin vermeyin demiştim.
Damn it. I told you not to let me stay up and watch "House Hunters International."
Ne hakkında konuşuyorsun? İş. Uluslararası vergiler ve gümrük vergileri.
International taxes and tariffs.
Hem Kongo yasaları, hem uluslararası yasalara göre petrol çıkartmakla ilgili her türlü faaliyet yasak.
And under both Congolese and international law, any oil-related activities are illegal.
Şimdi Moiphy'de olabilirdik. Kadehlerimizi uluslararası casuslarla tokuşturarak ve şarkı söyleyerek çubuk şekere benzer isimli kızlarla.
We could be in'Moiphy's'right now, sharing a glass and a song with international spies and girls with names like candy bars.
- Uluslararası sularda buluşacaklar seninle.
- They meet up in international waters.
Ah. Bittim Sizinle, Lily, sizin ve uluslararası psikopatlardan evi.
I'm done with you, Lily, you and your international house of psychos.
Bu mikroplar Uluslararası Uzay İstasyonu'nun dış cephesinde, bir buçuk yıl boyunca uzaydaki aşırı sıcaklıklara, vakuma ve radyasyona maruz kaldı.
These microbes spent a year and a half riding on the outside of the International Space Station, exposed to the extreme temperatures, vacuum, and radiation of space.
Kimliğimi açıklayıp uluslararası bir kargaşa mı çıkaracaksın?
What, you gonna expose me, risk an international incident?
Bu video telefonları nasıl bir araya getireceğimi bulabilirsem, O zaman burada olanları bütün uluslararası topluluğa ispatlayabiliriz, Ama yardımına ihtiyacım var.
If I can just figure out how to put these video phones back together, then we can prove to the whole international community what happened here, but I need your help.
Ama şuan da Mediterranean'ın uluslararası bir satranç turnuvasına ev sahipliği yaptığını söylersem?
Not if I told you that the Mediterranean is currently hosting an international chess tournament. Ah.
Sen de, açık uluslararası vardır.
You're clear internationally, too.
"Hirohiko Taketa, Kazoku Electronics, Uluslararası Satış Müdürü"
"Hirohiko Taketa, head of International Sales, Kazoku Electronics."
Uluslararası bir insan avı başlattılar, ve kadının kaynaklarına bakarak suçlu iadesi olmayan bir ülkede olduğunu düşünüyorlar.
They initiated an international manhunt, and based on her resources, they think she's probably in a country without extradition.
Uluslararası bir meseleye dönüştürmeyi kes şunu.
Stop making such a federal case of it.
Bu mesele uluslararası bir mevzu hâline gelmişti bir şeyler yapılması gerekiyordu. Birilerinin suçlu bulunması vacipti yani.
Should give us... for it to be an international issue, should give us a gift.
Onun için uluslararası bir tutuklama emri var bu yüzden Rusya dışındaki işleri oğulları yürütüyor.
There's an international arrest warrant out for him, so his sons run things outside Russia.
Uluslararası işadamı.
International businessman?
Uluslararası sulara çıkmak istiyorsanız Dedektif, daha büyük bir tekne almalısınız.
If you're going to wade into international waters, Detective, I suggest you get a bigger boat.
Ve uluslararası bağlantılarını düşünürsek, şu an herhangi bir yerde olabilir.
And with his international connections... he could be anywhere.
Çin ve Batıdan gelen insanlar burada topluyor bu yerde uluslararası ticaret yapıyorlardı.
It's an international trade capital where Chinese, Japanese, Westerners even the Moors come.
Uluslararası bir olaydan bahsediyor, öyle değil mi?
Um, whatever he's talking about sounds like an international incident, no?
Uluslararası bankacılık kanunlarına göre paranın nereden gelip... -... nereye gittiğini söyleyemezlermiş.
Given international banking regulations, there's no way to tell where that money came from or where it went.
İsviçre banka hesapları, gizli para transferleri uluslararası entrikalar resmen yeniden yazılmış.
Swiss bank accounts, secret money transfers, it's got international intrigue written all over it.
O uluslararası bir suikastçı. Polise teslim etmek yerine 3'ümüz Slade'den cevapları alabilirdik.
You'd think between the three of us... we could've gotten answers out of Slade instead of turning him in.
S.H.I.E.L.D.'ın bilinen düşmanlarını ekibe almak doğrudan emirlere itaatsizlik, birçok defa uluslararası hukuku çiğnemek.
Recruiting known enemies of S.H.I.E.L.D., disobeying a direct order... multiple counts, violation of international law.
Piyango, uluslararası bir kaosa neden oldu. İyi işte.
The lottery has unleashed an international shit storm.
Maalesef, uluslararası müttefiklerimiz böyle düşünmüyor.
Unfortunately, our international partners have a different perspective.
Piyango işi uluslararası bir baş belası olmaya başladı.
The lottery's creating a bit of an international headache.
İki tanesi Uluslararası Adalet Divanı vasıtasıyla yasal başvuruda bulundu.
Two have filed legal documents with the international court of justice.
Uluslararası çatlak sesler.
International white noise.
Uluslararası müttefiklerimiz başarımızdan ne kadar az haberdar olurlarsa o kadar iyi.
Given the state of international affairs, the less our global partners know about our success, the better.
Siz Amerikan Hükümetinin Uluslararası doğurganlık krizinin arkasındaki kişi olduğunu mu söylüyorsunuz?
You're saying the United States government is behind the global fertility crisis?
Hayır işleri, uluslararası kalkınma, marka elçisi?
Charity projects, international development, brand ambassador?
Bir sürü parası ve uluslararası bağlantıları var.
She's loaded with money, international connections.
- Uluslararası Tarih Çizgisi.
The red line? That's the international Date Line.
Uluslararası Hukuk B +?
B-plus in International Law?
Aynen öyle, uluslararası kalabalığın merkezinde.
Exactly, capitalizing on the international crowd.
"Uluslararası Nordoff Etkinliğine Hoş Geldiniz."
"Welcome Nordoff Worldwide."
Uluslararası Yıldız Bürosu'nda kendi yıldızınıza sahip olabilirsiniz.
At the International Star Registry, you can actually purchase your own star.
Lima'nın uluslararası mutfak anlayışı Taco Bell and Breadstix idi.
Lima's idea of international cuisine is a Taco Bell and Breadstix.
Uluslararası uzay istasyonunun sıfır yerçekimli hücresine kadar yükseltin!
To the battered, zero-gravity cubby holes of the International Space Station!
Yapay zekayla ilgili araştırma yapan bütün şirketlerin ele geçirilmesi ve kapatılması için yapılan uluslararası bir operasyondan bahsediyorum. - Yapay zeka mı?
I'm talking about an international stealth operation to acquire and shutter every company researching artificial intelligence.
SRS, SSCB istihbaratının en iyi ve eski ajanlarından oluşan uluslararası bir terör örgütüdür.
SRS is an international terrorist group made of the best former Soviet Union intelligence agents.
Uluslararası para havalesi yapacaksanız yerel bir şubeye gitmeniz yeterli dedi.
He says if you want to transfer money from overseas, just go into your local branch.
Uluslararası paralı asker.
International mercenary.
Bu uluslararası bir haber be.
Hell, that's international news.
Aynı zamanda uluslararası bir kaçak.
He's also an international fugitive,
Amerikan ve uluslararası borsalar dibe çakıldı.
The US and international markets continue to plummet -
Uluslararası Fotoğrafçılık Dergisinden bu akşam benimle röportaja geliyorlar.
People from the lnternational Photography Journal are coming to interview me this evening.
İşte bu uluslararası sular, bebeğim.
That is international waters for you, baby.
Lauderdale Uluslararası Kısa Film Festivaline kabul edildi. Onu görmeyi umuyordum.
I was hoping to get to see him.