English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Utan

Utan traduction Anglais

6,442 traduction parallèle
Steven Spielberg, utan biraz.
Steven Spielberg, have some shame.
Bunu söylemekten biraz utanıyorum.
Okay, I'm a little ashamed to say this.
Daha önce bunu size söylemek istemedim, çünkü utanıyordum.
I didn't want to tell you about it before because I was embarrassed.
Kızgındım çünkü bu konuda utanıyordum.
I was angry because I was embarrassed about it.
Çok utanıyorum.
So embarrassed.
Bunda utanılacak bir şey yok Caroline.
There's no shame in it, Caroline.
Bizden utanıyor mu yani?
I mean, is he ashamed of us?
Belki de ondan utanıyordur.
Maybe he's ashamed of her.
Hastalanmanın utanılacak bir tarafı yok.
No shame in casting up one's accounts.
Çok utanıyorum.
I feel nothing but shame.
İkizleri doğurduktan sonra vücudundan biraz utanıyor.
She's a little self-conscious about her body Since giving birth to twins.
Cidden utanıyorum.
That's really lame of me.
Utanılacak bir şeyim mi var?
That I have something to be ashamed of?
Niye utanılsın?
Why was it shameful?
Kuğuların görse utanırdı.
Your swans would be ashamed.
Daha önce bunu anlatmadım çünkü utanıyordum.
I didn't say it before because... because I was ashamed.
- Dürüst olmak gerekirse, garson olmandan her zaman biraz utanıyordum.
- To be honest, I've always been a little embarrassed you were a waitress.
Senden utanırdı.
He would be ashamed of you.
Kendinden utan, Christy.
Shame on you, Christy.
Bu, utanıyor ama beni orada görmek istiyor demek.
That means he's embarrassed, but he wants me there.
- Aslında... buna Tess'i Cat soktu benimle görünmekten utanıyor.
Actually, Cat has Tess in on this, she'll barely be seen with me.
Tuhaf olduğunu biliyorum ama utanılacak bir şey değil.
I know it's a little weird, but it's nothing to be embarrassed of.
Utanıyorsun.
* You're being shy *
Olanlardan dolayı çok utanıyorum.
I am truly embarrassed by what happened.
Cehalet utanılacak bir şey değil Zoe Hart.
Ignorance is nothing to be afraid of, Zoe Hart. Aah!
Neden utanılacak sırlar karanlık olmak zorundadır?
Why do scandalous secrets have to be dark?
Çok utanıyorum.
I'm so ashamed.
Buraya kendi evim demekten utanıyorum.
I'm embarrassed to call this my home.
Mahcup duruma düştünüz ve yaptığınızdan utanıyorsunuz.
You're embarrassed, and-and you're ashamed.
Biraz yardım almakta utanılacak bir şey yok.
There's no shame in accepting a little help.
- Çok utanıyorum.
- I feel so ashamed.
- Benimde hesabımda o kadar para olsa bende utanırdım Selman.
- I would too, if I had that much... -... money in my account.
Geçmişte nasıl biri olduğuma bakınca, utanıyorum.
Sometimes when I think how I used to be, it makes me embarrassed.
Gerçekten çok utanıyorum.
I'm really embarrassed.
Konsültasyon için uzman doktor istediğimde Dr.Alexander'ın yerine her zaman cerrahi bölüm şefimiz gelirdi. Açıkçası biraz utanırdım.
Which is why it was always a little embarrassing when our chief of surgery would come to me for consults instead of Dr. Alexander.
- Utanıyorum zaten.
I am ashamed.
Eşyalarımı kendim kadar sevdiğim için utanıyorum.
I'm ashamed that I care about all my stuff as much as I do.
Ailem olmadan burada oturduğum için kendimden biraz utanıyorum.
I feel a little guilty sitting up here without the family.
Gerçeği ayırt edemediğim için kendimden çok utanıyorum.
I'm-I'm embarrassed that I lost touch with reality like that.
Sadece utanıyorum.
I'm embarrassed.
Her şey bittiğinde çok utanırdım.
Afterwards, I'd feel so ashamed.
- Utanıyordum.
I was humiliated, ashamed.
- Uyuşturucuya bulaşmış olmaktan utanıyor, ama tek yolu bu.
He's ashamed to be involved with drugs, but it's the only way. For what?
Senin gibi bir kardeşim olduğu için utanıyorum!
I am ashamed to show me around!
Bunda utanılacak ne var ki!
There's no need to feel embarrassed.
Bunun utanılacak bir yanı yok.
There's no shame in it.
Hâlâ gördüklerimden utanıyorum.
I'm still scandalized.
Neden utanıyorsun?
Why are you shying.
Bence sadece utanıyorsun.
I think you're just ashamed.
Çok utanıyorum.
I am so ashamed.
Ve eve gittiklerinde yaptıklarından utanıyorlar.
And even when they get home, they're embarrassed.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]