Uyanıyor traduction Anglais
857 traduction parallèle
- Uyanıyor.
- She's waking'up.
Uyanıyor. Aç olduğuna bahse girerim!
Hungry, I'll wager my life.
Gecenin bir yarısında uyanıyorum ve pençelerinin tıkırtıları beynimde yankılanıyor.
I wake in the night... and the tread of their feet whispers in my brain.
Kim uyanıyor, ne veriyor?
That who would wake up when and give you what?
Sonra rüyalar geliyor uyanıyorum kalkıyorum, yemek yiyorum, çamaşır yıkıyor ve dışarı çıkıyorum. Nereye gideyim?
Then come the dreams, and waking up... and getting up, eating, washing, going out... where should I go?
Zaten uyanıyor.
He's waking'up now.
Uyanıyor Doktor.
He's coming out of it, Doctor.
Kahkahaçiçekleri uyanıyor
♪ There are get-up-in-the-morning glories
Her gün içimde çalışma heyecanı uyanıyor.
I feel the force to work growing daily within me.
ve kapı kolu dönüyor, ve kapı açılmağa başlıyor ve... asla ne olduğunu bilemeyeceğim, çünkü tam o sırada uyanıyorum. çığlık atarak uyanıyorum. Şey, derler ki rüyalar doğru çıkmaz.
I'd never know what it is, because that's when I always wake up.
En ufak tıkırtıda uyanıyor velet. Sadece karanlık odada uyuyor.
see, the slightest noise irritates him, light irritates him... he sleeps only in the darkroom...
Bu kadar sabırsız biri için adam oldukça yavaş uyanıyor.
For someone who is so impatient the man seems very slow in waking up.
Yeni uyanıyor, avuçlarındaki kumu ovalıyor ve yeni bir "turistler için güzel görünelim" gününe hazırlanıyor, misafirleri tatmin etmek için gereken hizmetleri sunan insanlar olmadan asla gerçekleşemeyecek bir gün.
It is just waking up, rubbing the sand out of its palms, ready for another "let's be pretty for the tourists" day, a day that could never get started without the people who provide the services that are required in order that the visitor is satisfied.
Cehennemin ahmak sandığı bir Peder, değişiyor, uyanıyor, en iyi iblisimi dolaba kapatıyor!
A priest, whom Hell took for a simpleton changes, wakes up, lock up my best demon in its cupboard!
Karnı aç uyanıyor, buna rağmen onlara yemek vermek istiyor.
She wakes up hungry during the night, yet she wants to give away food.
- Daha hızlı, daha hızlı! - Volkan uyanıyor!
The volcano waiting.
- Volkan uyanıyor!
Volcano liquid.
Diğer konuğunuz uyanıyor galiba.
Looks like your other guest is coming around.
Her gece rüyasında atları görüyor. Kişneyerek uyanıyor.
When he wakes up, he whinnies.
Reklamlar yüzünden hep uyanıyor.
Those commercials always wake her up.
Sadece sıcakta uyanıyor.
Ιt onΙy wakes up in the heat.
" Londra uyanıyor
" London is wakin'
Şimdi kardeşim güvende ve uyanıyor.
Now my sister is safe and rises up. ( Soft clang )
Kraliçe uyanıyor.
The queen awakens.
Uyanıyor musunuz?
Till when, Mr Elkins?
- Şimdi uyanıyor musunuz?
- I think so. And now?
Kendine geliyor, uyanıyor.
He's coming round, waking up.
Başbakan, İsveç'le ilgilenmek için uykusundan uyanıyor.
The Prime Minister now awakens to take care of Sweden.
Ticaret Bakanı uyanıyor ve tüm o ağırbaşlı, ihtiyar solcular ve bütün bu karma ekonomi.
The Minister of Trade wakes up and all the old, staid leftists... - and the whole mixed economy.
Bak, kadın uyanıyor!
Look, she's getting up! '
Gecenin bir vakti uyanıyor.
He gets up at night.
Uyanıyor.
She woke up.
- Acele et, Hubert. Uyanıyor.
- Hurry, Hubert, he's coming to.
- Acele et, Hubert, uyanıyor!
- Hurry, Hubert, he's waking up.
- Bekleyin, uyanıyor.
- Wait, he's waking up.
Bu kadın, Şeytan tarafından ele geçirilmiş bir cadı gibi yarı uyur yarı uyanık haldeyken gizemli bir arzunun fitili ateşlemesine dayanamıyor.
Like a witch forced by the devil, this woman both when sleeping and awake - gives way to a mysterious craving to strike matches.
Uyanıkken yaptığımdan daha iyisini yapıyor.
You know, he does better asleep than I do awake.
Uyanın, uyanın. Dünyanın en büyük gösterisi başlıyor.
So walk up, walk up I've the greatest show on earth
Baba uyanık, anne çığlık atıyor, göz yaşı, suçlamalar, meydan okumalar!
Papa awakened, Mama screaming, tears, recriminations, challenges!
Eros her şey yanıyor! Haydi, uyan Eros!
Eros everything's on fire.
Uyanın! Uyanın kar yağıyor!
Wake up!
Ciro uyan! Kar yağıyor.
Ciro, it's snowing!
Luca, Luca uyan bak kar yağıyor!
Luca, look, it's snowing.
Uyan Humbert, otel yanıyor!
Wake up, Humbert, the hotel's on fire!
- Uyanıklık yapmaya mı çalışıyor?
- Trying to be a smart guy?
Benimle birlikte bir saat olsun uyanık kalamıyor musunuz?
Had you not strength to watch with me even for an hour?
Uyanıkken de, uyurken de kurtulamıyor insan.
They've got you when you're awake and when you're asleep.
Gece uyanık olacağım, yağmur şiddetli yağıyor.
I'll be up all night, rain pouring in.
Bu beyefendi karısının mink etolünün rengine uyan bir müzik seti bakıyor.
This gentleman is looking for a stereo to match the colour of his wife's mink.
Şimdi de uyanıp, yemyeşil, soluk bir suratla, neler yaptığına mı bakıyor?
And wakes it now to look so green and pale at what it did so freely?
Ne sıkıcı, sadece burada oturuyor... ve hap alıyor ve kıçlarının üzerine oturup... kitapların arasında bitin gece... uyanık kalıyorlar.
What a bore, they just sit there... and take bennies and stay up all night... with their face stuck in a bunch of books... and their thumb up their ass.