Vardir traduction Anglais
494 traduction parallèle
Sökül, daha vardir.
Come on, you've got some more.
- Biri vardir mutlaka.
- Somebody must've.
Herkesin saklayacak bir seyi vardir.
Everybody has something to conceal.
Öldürmek ve tehditten baska ikna yollari da vardir bayim.
Sir, there are other means of persuasion besides killing and threatening to kill.
Herhalde 135 kilo vardir.
He must weigh 300 pounds.
Umarim ki, zenciler de vardir.
I sure hope there's some coloured folk on that boat.
Glennister'in sizi getirmesinde kesin bir sebep vardir.
I don't suppose Mr GIennister brung you up from seattle for nothing.
Benim yasli hantal tüfegin bazi kusurlari vardir.
This old elephant gun of mine just gets spells now and then.
Belki ikimiz için hala umut vardir.
But maybe there's hope for us yet.
Değilse bile bir vikingin burada olduğundan mutlaka haberi vardir.
I'm sure that if Sir Brack were near he would have come and paid court to you as he always does.
Acayip yollari vardir onlarin.
They got wondrous ways.
Mutlaka viskiniz vardir, çünkü Albay içkici bir adama benziyor.
You must have some whiskey'cause the Colonel looks like a drinking man.
Ayi ülkesinde yaºarsan, ayi olmanin avantajlari vardir.
There's some comfort in being a bear when you live in bear country.
Içimizde hayvani yönlerimiz vardir.
We have animals among us.
Iki çeºit sevgi vardir Jed.
There's two kinds of love.
Ve mutlaka bir yetenekleri vardir.
And they never fail to have some nimble talent.
Paris, Pelagos adinda bir ada vardir.
Paris, there's an island called Pelagos.
Köyün yakinlarinda da kücük evler vardir.
And there are little houses near the village well.
Allah vergisi bir sürpriz yetenegi vardir.
He's always had a fine flair for surprises.
Beni nereye goetueruerseniz goetueruen su anda yardima gelen biri vardir.
No matter where you take me somebody would be riding for help right now.
Belki hala zaman vardir.
Maybe there's still time.
Umarim verecek iyi haberlerin vardir.
Hope you got some good news for me.
Her zaman senden daha hizli biri vardir. Silahini ne kadar çok kullanirsan onunla karsilasma sansin o kadar artar.
There's always a man faster on the draw than you are, and the more you use a gun, the sooner you're gonna run into that man.
Bütün kanunlardan daha güçlü bir sey vardir.
It's a law bigger than any law in the books.
Yeni adam, belki de senin bir fikrin vardir.
You new man, maybe you got new ideas.
Eski bir söz vardir : "Çabuk para dans ederek çekip giderken eski para onlarin bikmalarini bekler."
An old saying, "New money dances itself away while old money waits for them to weary."
Belki beyaz bir kadinin adinin önüne "Bayan" koymama hakki vardir.
Maybe he's got the right to leave out the "Miss" before a white girl's name.
"EMPERYALİZMİN DOĞASINDA, İNSANI CANAVARA DÖNÜŞTÜRMEK VARDIR."
"The nature of imperialism is what turns man into a beast".
Herkes birbirini kurşunlamasın diye her sokağın başında bir polis vardir.
They got a cop on every street corner to keep people from shooting'one another.
Askta, ayrilmislik hala vardir, ama artik ayri olarak degil :
In love, the separate still exists, but not as separated :
Kapitalist üretimin toplumlar arasindaki sinirlari yikan birlesmis bir alani vardir.
Capitalist production has unified space, which is no longer limited by external societies.
Insan gelisimi eksikliginin bu umumi zamaninin ayni zamanda bütünleyici bir yönü de vardir ( simdiki üretim tarzina dayali tüketilebilir bir zaman biçimi ve günlük yasamda kendini sahte devirli bir zaman olarak göstermek.
the general time of human non-development... exists as well in the complementary aspect... of a consumable time which returns... to the daily life of society, from this determined production, as pseudo-cyclical time.
- Belki bir silahi da vardir.
- He's probably got another pistol...
Cunku her insanin kalbinde bir cekisme vardir, mantikli ve mantiksiz olan kisimlar arasinda, iyi ve kotu arasinda, ve iyi her zaman kazanmiyor.
Because there's a conflict in every human heart, between the rational and irrational, between good and evil, and good does not always triumph.
Her insanin bir dayanma noktasi vardir.
Every man has got a breaking point.
Belki baska bir yerde bir sakiz makinesi daha vardir.
Maybe there's another gum machine someplace.
Kisin yapacak çok ¡ s vardir.
There is much to be done during the winter.
Bahçede, büyümen ¡ n b ¡ r mevs ¡ m ¡ vardir.
In a garden, growth has its season.
Bir bahçenin bakima ve sevgiye ihtiyaci vardir.
A garden needs a lot of care and a lot of love.
Belk ¡ de bu ¡ ste hükümet ¡ n parmagi vardir.
Maybe the government had something to do with it.
Pegasus kümesinde iki galaksinin çarpismasi sonucu olusmus, halka seklide bir galaksi kalintisi vardir.
In the Pegasus cluster, there's a ring galaxy the wreckage left from the collision of two galaxies.
M31'in etrafinda ise, yüzlerce küresel yildiz gruplari vardir.
Surrounding M31 are hundreds of globular star clusters.
Samanyolu'nun bu saçilmis durumdaki yildizlari arasinda, bir de süpernova kalintilari vardir, her birisi çok muazzam olan bu yildiz patlamasindan geriye kalanlardir.
Scattered among the stars of the Milky Way are supernova remnants each one the remains of a colossal stellar explosion.
Mars üzerinde Arizona büyüklügünde bir volkan vardir, ve yüksekligi neredeyse Everest'in üç katidir.
On Mars, there is a volcano as wide as Arizona and almost three times the height of Mount Everest.
Mars'in çok eski kuru nehir yataklari, ses hizinin yarisi kadar kuvvetli esen firtinalari vardir.
Mars is a planet with ancient river valleys and violent sandstorms driven by winds at half the speed of sound.
Yüzeyinde 5000 kilometre uzunlukta bir çatlak vardir.
There is a giant rift in its surface 5000 kilometers long.
Bahse girerim bu polislerde EDSTVS'te vardir.
I bet those cops have got SCMODS.
beni affet... Müzik enstrumanlari konusunda cok kati bir politikamiz vardir :
Pardon me... but we do have a strict policy concerning handling the instruments :
Belki senin gibi bir dahiye ihtiyaç vardïr.
Maybe all they need is a genius like you.
Sözcüklerin anlaminin bu gelisimde bir rolü vardir.
The meaning of words participates in this.
Belki camïn önünde bir alet vardïr.
Maybe some gadget outside the window.