Verdigim traduction Anglais
7,992 traduction parallèle
Kendi cebimden verdigim parayla "Fawn iyidir." diye tampon etiketleri yaptirdim.
I made "Fawn is Fine" bumper stickers on my own dime.
Sonrasında biraz olsun kullanabilmek için hukuk fakültesinde üç yılımı verdiğim hukuk dilinde bir kontrat yazacağım.
Then I'll write up a sort of contract in legalese, which is when I'll get to put my three years of law school to a modicum of use.
Aileleri tarafından terk edilmiş yaşlılara değer verdiğim için üzgünüm!
Well, excuse me for caring about old folks whose families have abandoned them.
Gözüme bak ve bana onun öldüğünü,... küçük bir kızken ona verdiğim sözün hiçbir anlama gelmediğini ve onu geri almak için umut kalmadığını söyle.
Look at me in the eye and tell me she's dead, that the promise that I made to her when she was a little girl means nothing and that there is no hope that I will ever get her back.
Ona verdiğim ilaçlar ve yaptığım kokteyl ile, epey dayanır.
With the clavicle and the cocktail I gave him it will go.
Sözümü tutacağım. Sana verdiğim sözü tutacağım sonra sen de bana yardım edeceksin.
I make good on my promise, I make good on my promise to you..... then you help me out.
Yine de sana verdiğim hedefi vurmayı başardın.
You've yet to hit the target I gave you. "Yet"!
Sana verdiğim silahtan gelen ses, 40.000 hiper wattlık lazerin sesi.
The sound you hear coming from the gun I gave you is 40,000 hyper watts of laser.
Paige, bu ekibe ve yaptığımız işlere önem veriyorum ama en çok önem verdiğim şey Ralph'a potansiyeline erişebilmesi için güvenli bir yer sağlamak.
Paige, I care about this team and our work... but what I care about most is giving Ralph a safe place to reach his potential.
Bilgileri söz verdiğim gibi uydu üzerinden yüklüyorum.
As promised,
Şöhret ya da dünya rekoru için değil Moo Taek'e verdiğim sözü tutmak için.
Not for glory or the world record, but to keep my promise to Mootaek.
Sana verdiğim Vicodin'lerden kaçını içtin?
John. Those vicodins I gave you... How many did you take?
Haber verdiğim zaman alıp almadığımı anlarsın!
You'll know I got it when I fucking call you.
Sully'e verdiğim paranın yanında seninki bedava sayılır.
You almost did for free what I paid Sully all that money for.
Verdiğim fiyat sadece benim için geçerli. Arkadaşına da istiyorsan iki katına çıkar.
Yeah, that price I told you was just for me, but you want me to do your friend, it's gonna be double, a'ight?
Benim "insani bir yol" adını verdiğim şekilde boşanmayı seçtiniz.
You have chosen to divorce in what I like to call a humane way.
Son altı haftayı beraber yaşayabilelim diye söz verdiğim her şeyi yaparak geçirdim. Senin de bunu istediğini sanıyordum.
I spent the last six weeks doing everything I promised so that we could be together, which is what I thought you wanted too.
Söz verdiğim gibi Salt Lake şehrine büyük kaynak harcadım.
I have engaged vast resources toward Salt Lake, as promised.
Sana uyku ilacı verdiğim için özür dilerim, Kedi.
I'm sorry I gave you that sleeping potion, Puss.
Ama eğer öyle değilse, anlamadan hemen karar verdiğim için özür dilerim.
But if you do not, I do apologize for leaping to conclusions.
Böyle bir muameleye müsamaha gösterdiğim için kendimi böyle küçük gördüğüm için bu derece aşağılanmama izin verdiğim için.
For having allowed this abuse of myself, you know, and for having that... So little of myself... That I would allow this degree of degradation, and, and um...
Ve Tom Cruise'a verdiğim her seansta ki üç yıllık bir süre içerisinde düzinelerce defa yaptık detaylı raporlar yazıp, doğrudan David Miscavige'a yollamam gerekiyordu.
And every session i ever gave to tom cruise... And there was dozens upon dozens of them over a three-year period... I had to write detailed reports and send them directly to David Miscavige.
Sana zarar verdiğim için üzgünüm.
I'm sorry that I hurt you.
Gerçekten önem verdiğim birisini kaybettim.
I lost someone I genuinely cared about.
Eğer ters giden bir şey olursa sana verdiğim numaradan bize mesaj at.
If anything goes wrong, just text that number we gave you.
Eğer benim verdiğim kararlardan rahatsız olan varsa, Birleşik Devletler savcısına bildirebilir.
Anybody has a problem with my decision-making, take it up with the AUSA.
- Bu araziyi size verdiğim için mutluyum.
I'm glad to give you this land.
Chuck adını verdiğim vibratörümle birlikte beş mil uzaktayım.
I'm five miles away with my vibrator I just named Chuck. You should come over and play.
Verdiğim sözleri yerine getiriyorum.
Now that we know I'm holding up my end.
Hayatım boyunca bütün verdiğim kararlardan şüphe edeceğim.
How am I going to not, huh? I'll second guess every decision I make for the rest of my life.
Çok değer verdiğim bir şeyi elimden aldı diyelim.
Let's just say he took something I care for.
Ben sigara içmene izin verdiğim zaman sigara içeceksin.
You smoke... when I say you smoke.
Sana verdiğim yıldız rozet neden ters?
The star badge I gave you... Why is it reversed?
Ona verdiğim sayfayı çevirdi.
She's translated the page I gave her.
Şimdiye kadar verdiğim en kötü karar burayı almaktı.
The single worst decision I ever made... Buying this place.
Avery kumarhane için verdiğim teklifin burayı ileri taşımayacağına karar vermiş.
Avery has decided not to move forward with my proposal for his casino.
Bugünün geleceğine dair söz verdiğim birine.
A promise I made to someone that I'd see this day come.
Ma'an halkına gaz atma emri verdiğim söyleniyor.
For ordering the gassing of the citizens of Ma'an.
Oh, yüzündeki bakışı görmeliydin. sevgili köpeklerini bu değer verdiğim bir hatıra
Oh, you should've seen the look on her face when her beloved dogs turned on her.
Verdiğim her karar doğru gibi görünüyor ama bu yanlış.
It's like every decision I make seems right, but it's wrong.
Annen bu dünyadan göçmeden ona verdiğim söz gibi.
That doesn't matter.
Verdiğim sözü yerine getirdim.
As I promised your mother before she passed from this world, a promise I've kept.
Geldiğinde size verdiğim numaradan beni arayacaksınız.
When he does, you will contact me at the number I have provided.
Yemin ederim bunu sadece değer verdiğim birisi için paylaşırım.
And I swear I could only share that with someone I really care about.
Beni ilk kez bir kütüphanede resital verdiğim gün etkiledi.
It touched me first time when I gave a recital at this library.
Verdiğim bütün emekler boşa gidiyordu.
It was cutting the legs out from all the work that I had done.
Tek önem verdiğim senin düşüncen.
Only what you do. And that is all that matters.
Mona verdi geri döneceğinin sözü olarak. Kanı ona zarar verdiğim için ağacın içine saklamıyordum.
She gave it to me... as a promise that she would be coming back.
Her zaman verdiğim AB pozitiften farklı bir şey değil.
Just plain old everyday AB positive.
Sana verdiğim misketleri mi yuttun?
Did you swallow one of the marbles I gave you?
Sana verdiğim uyuşturucu miktarına bakınca şaşırmadım.
Well, I'm not surprised, given the amount of Rohypnol in your system.