Yaklaştık traduction Anglais
2,016 traduction parallèle
- Ve çok yaklaştık.
- And we're closing in on it.
Hedefimize çok yaklaştık!
We are so close to our goal!
Bitiş çizgisine çok yaklaştık.
We're getting closer and closer to the finish line.
Hastaneye yaklaştık.
We're really close to the Hospital.
Eve yaklaştık madem, bir şey söyleyeceğim.
Now that we -'re near the house, I'll tell you something.
Tamam, kendi zamanımıza yaklaştık.
Okay, nearing our era again.
Bay Riboli, anlaşmaya yaklaştık, değil mi?
Mr. Riboli, we're getting closer to an agreement, right?
Çok yaklaştık.
We're very close.
Yaklaştık.
We're gettin'close.
Neredeyse sona yaklaştık.
It's nearly over now.
Bugün iskelede avuç dolusu suç işlediniz ve sizi Noah Valiquette'in cinayetinden suçlu bulmaya çok yaklaştık.
Hmm. We've got a big handful of felonies for what you did at the pier today, and we are this close to nailing you for the murder of Noah Valiquette. Really?
Yaklaştık, mahallesini keşfettik. Sadece evi değil, uyuşturucuları sakladığı yeri de.
We're close - - we found the neighborhood where he keeps his drugs, just not the house.
- Dene. Çok yaklaştık!
All right.
- Çok yaklaştık sanki.
We're really close.
Lichtenberg tren istasyonuna yaklaştık.
We're coming up on Lichtenberg rail yard.
Bu geri zekalıyı tutuklamaya çok yaklaştık.
So we're getting close to busting this idiot.
Yerleştirici gemiden ayrılmak için bir yol bulmaya yaklaştık mı?
Are we any closer to finding a way To disconnect from the seed ship?
Yaklaştık.
- Close.
Tamam mı? İyice yaklaştık.
Okay?
Çok yaklaştık. Belki de ben denemeliyim.
We came in too close.
- Yaklaştık.
We're close.
Ama ışık hızına yaklaştıklarında, 30 kat daha fazla dayanırlar.
But when they are accelerated to near-light speed, they last 30 times longer.
Ama çok yaklaştık.
But we're so close.
Bu sefer çok yaklaştık.
We got close this time.
Yaklaştık. 80 metre.
We're getting closer. 80 meters.
Çok yaklaştık.
We're so close.
Sanırım Dante'nin sırrını çözmeye çok yaklaştık.
I think we just closer to solving Dante's secret.
Cücelerin bu noktaya yaklaştıklarını saptadık.
We suspect the gnomes are closing in on this location.
Fowler'a iyice yaklaştık.
We're closing in on Fowler.
Ancak uzay geminiz, ışık hızına yaklaştıkça daha da ağırlık kazanacaktır. Dolayısıyla küçük miktarlardaki hızlanmalar için dahi çok yüksek miktarlarda yakıt ihtiyacınız olacaktır.
So you require more and more fuel to accelerate you smaller and smaller amounts, and you need more than an infinite amount of energy to actually break the light-speed barrier.
Sona yaklaştık, Sam.
We're on the edge here, Sam.
Albany nerede? Yaklaştık.
Where is Albany?
Yapılacaklar listesine bir tik daha atıldı böylelikle Crystal Cove'u dünyanın kültürel / para normal merkezi yapmaya bir adım daha yaklaştık.
Just one more check on the to-do list that will turn Crystal Cove into the cultural / paranormal center of the world.
Çok yaklaştık.
We're close.
Demek istediğim, bu büyüklükte bir parça dünyaya yaklaştı saniyede yaklaşık 18-19-20 kilometre hızla
I mean, it approached Earth as part of this bigger fragment, at about, what, 18, 19, 20 kilometres per second.
Oldukça zahmetli bir işti. Doğruca ona yaklaştık. Yatak elektrikli bir düzeneğin üstündeydi.
which was a cumbersome thing to do, we approached her straight and the bed was on electronic things, and as you tracked in, the bed would come up like this, so that you'd have a big close-up without the camera going too high.
Paraya çok yaklaştım. Artık bırakamam.
I'm too close to the money to walk away right now.
Yeteri kadar yaklaştık. Şoför!
That's close enough, driver!
- Evet kız güzel ama yaklaştığı falan yok.
Yeah, she's cute, but he ain't getting any closer.
Sonunda karaya yaklaştınız... arkadaşlık limanına hoş geldiniz hanımefendi. Her zaman bekleriz.
Please don't judge us for that.
Sonra saat beşe yaklaştığında lazanyayı ve kızarmış tavuğu getiririz.
Then, uh, when it gets closer to 5 : 00, we bring out the lasagna and the baked chicken.
Pekala, gerçekten sıkı bir şekilde onda kalmalısın ve yaklaştığında bana haber ver.
All right, you need to stay on her real tight and let me know when she's close.
Bu hayali treni ışık hızına mümkün olduğu kadar yaklaştırmak ve nasıl bir zaman makinesine dönüştüğünü görmek için kullanacağız.
We're going to use this imaginary train to get as close as possible to the speed of light, and see how it becomes a time machine.
Karayipler'de bir yazlık evi var, ayrıca İspanya'da da bir evi var yaklaştığımıza inanıyoruz efendim...
He's got several vacation homes in the Caribbean. He's got a place off the coast of Spain. We believe that we are getting close to...
Yaklaştık mı?
Are we close?
Burt ikimiz adına sona yaklaştı Ve Burt konferans da beni köşeye sıkıştırdı her birimiz aynı cümlelerle bitirdik ve dedi ki " sen biliyorsun
We both sort of approached Burt from both ends And cornered Burt after his lecture And each of us finished the sentence of the other And said, " you know, well,
Bu yüzden seni kızımın yanına yaklaştırmadım. Çünkü onu öldürürdün. Tıpkı seninkilerin Penny'i öldürdüğü gibi.
That's why I never let you near my daughter, because you would have killed her, just like your people killed my Penny.
Her balık cinsinin kıyıya yaklaştığı zamanlar var.
Every type of fish has Its specific time when it'comes close to the shore.
Çünkü başka hiçbir şey avcılık kadar insanı taygaya yaklaştıramaz.
Because hunting brings you closer to the taiga than anything else.
Ama artık ölüme bu kadar yaklaştığıma göre maneviyatımı tekrar güçlendirsem mi diye merak ediyorum.
Now that I'm a dying person, I'm wondering if I should reopen my spiritual options.
Kıyamet Günü yaklaştı.
The Day of Judgment is near.
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55