Yanına traduction Anglais
29,374 traduction parallèle
Emrimde çalıştığım adamlar bunu senin yanına...
People who I work for will never...
Destek birimleri Özel Kuvvetlerin yanına varmak üzere.
RDF is on their way to SWAT's location.
Mr Crowne'ın yanına mı gönderdiniz?
Did you give him access to Mr. Crowne?
Bu yanına kalmayacak.
You won't get away with it.
Teğmen Delgado, yarın müfettiş Bernardi'nin yanına dönüyorsunuz.
Lieutenant Delgado, you're back with Superintendent Bernardi tomorrow.
Şantiyede alın terinle çalışıp her akşam Rita'nın yanına gelip televizyonun karşısında biranı içmek istiyorsun, değil mi?
You want to... do an honest day's work at the construction site, come home to Rita every night, and drink a beer in front of the TV?
- Onu yanına al o halde?
- Well, can you take her with?
Gittim yanına, dedim ki Müdür yardımcısı olmak istiyorum.
So I marched in there and I told him I wanted that assistant manager position.
O da beni müdürün yanına götürür, sen de arkamdan girer ve dosyayı indirsin.
She takes me to see the principal... you walk in behind me and download the file.
Enzo ile yaşlanma ve her gece eve, onun yanına gelme planım vardı.
- I had a plan, too. I had a plan to grow old with Enzo and come home to him every night.
Hepimiz için bir karar vermeliydim... Resepsiyondaki herkes... Şimdi hepimiz Chloe'nin yanına sıralanmıştık.
I had to make a decision or all of us, everyone at the reception, we'd all be lined up beside her.
" Nathan James, romörkörle buluşma,... Coronado Köprüsü civarı, liman yanına demirle, 3. İskele, 1. rıhtıma.
" Nathan James, rendezvous with tugs, vicinity of Coronado Bridge, Moor port side, Pier 3, berth 1.
Trenin o patlayıcıların yanına varmasına ne kadar var?
How long till the train hits those charges? !
Konuşmak için yanına bile gitmedin.
You haven't even gone to talk to her.
Sana yaptığının, yanına kâr kalmasına izin vermemelisin.
You can't let him get away with what he did to you.
Yanına kâr kalacağını kim söyledi?
Who says that he's getting away with it?
Bu yaptıklarının yanına kâr kalmaması gerek.
You shouldn't be able to do that to somebody without paying for it.
Ayrıca, Meksika'ya ailesinin yanına gittiğini düşünüyorum. - Umurumda değil.
Besides, I think he fled to Mexico with his parents, not that I care.
Orada tek başına oturmuş viskini yudumluyordun seninle dans etmek istedim. Yanına geldim, elini tuttum, seni ayağa kaldırmaya çalıştım ama taş gibi orada oturdun.
And you were just sitting there all alone, drinking your whiskey, so I danced across that floor to you, and I leaned down and grabbed your hands and tried to pull you up, but you just sat there like a rock.
Yatağının yanına.
Right up against the bed.
Yanına mı taşınıyorsun?
Are you moving in with him?
İstersen yanına gidebilirsin.
You can go through there if you want.
Kahvenin yanına yapılan birkaç espiriydi sadece.
It was just a few jokes over coffee.
- Yanına girebilir miyim? - Elbette girebilirsin.
Can I go in to her?
Kar arabana bin, kardeşini de yanına al, buradan hemen def olup gidin.
Sit on your scooter, take your brother with you, and get out of here now.
Hemen yanına bir yıldız daha koyacağım çünkü Cumartesi gününün yıldızı sensin.
Mr. Eighth Grade Graduate Star Boy, and I'm gonna put another one right next to it because you are the star of Saturday.
İşte bu yüzden mezuniyetinin iki yıldızının yanına bir nota sembolü koyacağım.
That's why I'm gonna put a musical note right next to the two stars I put there for your graduation.
Ama geri kalan herkesi kendi yanına çekerse seni yenebilir.
But if she gets everyone else with a stake in this company to side with her, she can overrule you.
Kim Byeong Deok'un torunlarını niye yanına aldın?
Kim Byeong Deok grandchildren, why did you took them?
- Ettiğin yanına kâr kaldı mı?
And getting away with it?
Buraya, Alışveriş Merkezi'ne, ve de buraya, Kongre Binası'nın yanına.
Here, the Mall, and here, near the Capitol.
Ailemin yanına geri dönmem gerek.
I need to get back to my family.
Tekrar Sonny için sihirli mantar mı yetiştiriyor acaba diye Sonny'nin yanına gitmeye bile cesaret ettim.
I even braved a beat-down from Sonny to see if she was growing magic mushrooms for him again.
Bunların yanına kalmasına izin veremem.
I can't just let him get away with it.
Böyle göründüğünde erkekler yanına gelip bir şeyler veriyor sana.
When you look like this, guys just come up to you and give you stuff.
Eğer gitmişse, yanına hiçbir şey almadan gitmiş.
If she left, she didn't take anything with her.
Bu yanına kâr kalmayacak. "
You won't get away with this. "
Her gün insanlığın en kötü yanına maruz kalıyorlar.
Why would they? Absorbing the worst humanity has to offer, day in and day out.
Yanına kâr mı kalacaktı?
Get away scot-free?
Yemekler yemeyip yanına yatılacak gibiymiş.
Food is supposed to be amaze-balls.
Bu yanına kâr kalmayacak.
You're not gonna get away with this.
Bu demektir ki babamı öldüren her kimse bu yanına kâr kalmış ve hâlâ dışarıda.
Which means whoever did kill my father got away with this and is still out there.
Sen de tam Boris'le muhabbeti olacak insan tipi var. O yüzden kendisinin yanına gidip anlaşma yapmaya çalışman gerek.
Well, you are exactly the kind of person that Boris would deal with, so I need you to approach him,
- Harikulade. Sen onunla uğraşırken ben de dedektifin yanına döneyim.
Right, whilst you do that, I'll get back to the detective.
Şimdi izninizle misafirlerimin yanına döneceğim.
Now, if you'll excuse me, I have guests to get back to.
Birilerinin yanınızda olmasına ihtiyaç duyarsınız.
You need someone on your side.
İslam'da yaratılış anı Dünya'nın yaratılışına dair bilimsel görüşte yan yana yer alıyor.
In islam, the moment of creation exists alongside the scientific view of earth's formation.
Kahraman ikizler olarak bilinen oğulları onu kurtarmak için yola çıkıyor. Ancak yeraltı dünyasına yanıp kül olarak girebiliyorlar.
His sons, known as the hero twins, set off to rescue him but they can only get to the underworld by being burned to ash.
Bayan Veer eğer yanılmıyorsam kocanız Tetanus hastalığına yakalanmış.
If I am not mistaken, Mrs. Veer your husband is suffering from Tetanus.
Böceklerden etkilenmiş birinin yanından geçen işitme cihazlı bir adamın, işitme cihazından tiz bir ses çıktığına denk geldim.
I saw a guy with a hearing aid walk past an infected person, and it screeched.
Eğer yanılmıyorsan bu anahtarı elinde tutmak bile baykuş maskeli kadının temsil ettiği grupla anlaşmanı bozduğun anlamına gelir.
If you're right, merely possessing this key could be seen as breaking your agreement with the people that the woman in the owl mask represents.