Yapılabilir traduction Anglais
1,399 traduction parallèle
Tekrar aktif hale getirmenin tek yolu koltuktan elle yapılabilir.
The only way to reactivate it is from the seat, manually.
Bu mümkün değil. Bu sadece dışarıdan yapılabilir.
It can only be turned off from the outside.
Bu yapılabilir mi?
Can you do that?
Ama yapılabilir.
But it's doable.
Ne yapılabilir, bir görelim.
I'll see what can be done.
Yerçekimi sorun çıkarabilir ama yine de katı maddelerden geçmemizi sağlayabilir. Geçiş geniş yüzeylerde yapılabilir. Hatta uzayı ters-yüz edebilir.
Now they'd still have to worry about gravity, but they could move through solid matter, transit vast distances, even turn space inside out.
Güç gereksinimi muazzam olacaktır ama yine de yapılabilir.
The power requirements would be staggering but the possi...
Sana daha sert davranabiliriz Kayma-kullanma, yapılabilir.
We may be pushing her too hard. Slip-piloting is taxing.
Şimdi, atana Sistemdeki şu astroid kulağı ile ilgili duduklarım saf platinyum yapılabilir.
Now, I've heard that there are asteroids in the Katana System that are made of pure platinum.
Yapılabilir, eve dönebilirim.
It's doable, I could get home.
Gaz sadece nadir bulunan bir Mars bitkisinden yapılabilir.
The gas can only be made from a rare Martian plant.
Yine de anayasal bir tartışmadır ve sadece Bayan Maddox davayı kaybederse yapılabilir.
It's still a constitutional argument, and it should only be heard if Miss Maddox loses the trial.
Cesedin kimlik teşhisi yapılabilir parçalarını yeni vasiyetle birlikte otel fırınında yok edecektim.
I was going to dispose of the traceable parts in the hotel incinerator... .. along with the will.
Programında Voyager'i andırmayacak yeni düzenlemeler yapılabilir.
You could make some adjustments to the program, so it won't be so obvious it's based on Voyager.
Domuz göbeğiyle ilgili daha kaç tane haber yapılabilir ki?
How much fast-breaking pork belly news can there possibly be?
Yani gerçekten şampuan şişesinden ot nargilesi yapılabilir mi?
So... so they can actually turn a shampoo bottle into a bong?
Sadece burada fotosentez yapılabilir ve mercan kayalıkları gelişebilir.
It's only here that photosynthesis can take place and coral reefs can flourish.
Bruno, bu sürgülerle ne yapılabilir bak..
Bruno, see what you can do with these bolts.
- Neden yapsın ki? - Yapılabilir mi?
- Why would anyone want to?
Bu şehirden çok büyük paralar yapılabilir Bill.
There's a power of money to be made in this city, Bill.
Şimdi ise, temel kimya aletleri ve doğru malzeme ile evlerde üretim yapılabilir.
Now anyone with a chemistry kit and the ingredients can cook it at home.
Elbette yapılabilir. Martin'in dediği bizim bunu....
- Of course you can.
Onun için bir şey yapılabilir mi?
Can anything be done for him?
Ne yapılabilir ; ne yapılmalı ne düşünüyor ; ne okudu.
'What could be done, what should be done,'what he thought, what he'd read.
Benim yeni bilgisayar kodumla bu yapılabilir.
With my new computer code, it can be done.
Hepsi su kenarında, ulaşımlar kolayca yapılabilir.
They're all near bodies of water, have easy access to transportation.
Bu pompalara renk koordinasyonu da yapılabilir.
You know, you can also color-coordinate these fungers.
"deli hastanesinin parasıyla kaç tane işçi lojmanı yapılabilir?"
"how much can one build working residences for the price of an asylum?"
Yapılabilir mi?
Can it be done?
İyi bir mahkum olmalısın. Bir ayrıcalık yapılabilir böylece 18 ay sonra buradan kurtulabilirsin.
What you need to focus on... is if you become a model prisoner... exhibit special circumstances... you could be considered for a work furlough... as soon as eighteen months to two years.
Operasyon hükümete ait bir binada yapılabilir mi?
is it too late to move the operation to a government facility?
Başka ne yapılabilir ki?
What else can I do?
Bu şeyle lezzetli reçeller yapılabilir
This thing can be made into delicious jams
Federal düzeyde bununla ilgili neler yapılabilir?
What can be done about that at the federal level?
Düşünsene Dylan yaratılış motoru gibi bir şeyle her şey yapılabilir.
Think about it, Dylan- - something like the engine of creation, it could do anything.
İşgalci savunmamı geçebiliyorsa aynısı delegelerin nakil araçları için de yapılabilir.
If the intruder can bypass my defenses, it can do the same to the delegates'transports.
Ama film, disko, alışveriş ve eğlence halen yapılabilir.
But movie, club, shopping, fun still to be had.
Kitapta yazdığına göre yapılabilir.
Well, according to the Book, it can.
- Bu yapılabilir.
- It's totally applicable.
Diyagonalin toplamı, her sütun ve sıradakine eşit olmalı. Zor ama yapılabilir.
Now, that's more tricky, but it can be done if you know the secret.
Bu konuda ne yapılabilir?
- And what can you do about that?
İlginç bir havai fişek yapılabilir.
Should create some interesting fireworks.
Yapılabilir.
It could be done.
- Kolay olmayacak... ama yapılabilir.
- It's not easy but it can be done
- Pazarlık her zaman yapılabilir. 60 Sent.
No, there's always haggling.
Maksatlarınız takdire değer, Kaptan, fakat ordaki mürettebat için daha fazla birşey yapılamaz ve, eğer burda kalırsak, siz ve mürettebatınız tehlikeye atılabilir.
Your intentions were admirable, captain. But nothing can be done for that crew now. And if we remain here, your crew could be put in jeopardy.
Veya en temizi, evin moleküler yapısını değiştiren bir boya kullanılabilir. Aynı kimyasal asit olayı gibi.
Or what would be really neat is a paint that could change the molecular structure of a house... like a chemical acid deal.
Yani bireyler yapılabilir.
So it's impregnable?
Aşırı sert yapılan kalp masajı nedeniyle kaburgalar kırılabilir.
CPR, when applied with too much force, can crack ribs.
Size verebileceğim en iyi tavsiye : Kimsenin ileride ünlü olacağını bilemezsin, bu yüzden kendini ulaşılabilir yap.
The best advice I can give is, you never know who's gonna grow up to be famous, so make yourself available.
Yapılabilir mi? Yapabiliyoruz ha.
YOU CAN?