Yarım saat önce traduction Anglais
1,095 traduction parallèle
Bu dükkândan daha yarım saat önce aldığım papağan hakkında.
I wish to complain about this parrot... what I purchased not half an hour ago from this very boutique.
Papağan kesinlikle mortu çekmiş. Yarım saat önce satın aldığımda, hareketsizliğinin sebebinin uzun bir sevişme seansı olduğunu söylemiştin.
That parrot is definitely deceased, and when I bought it a half hour ago... you assured me that its total lack of movement... was due to it being tired and shagged out after a long squall.
Yarım saat önce, bahçıvanın biri, tepede.38lik tabanca bulmuş. Dayınızın masasından alınanla aynı cinsten imiş.
About a half hour ago a gardener up on that hill there found a.38 revolver and it's the same kind as the one missing from your uncle's desk.
Dr. Norris yarım saat önce söylemişti.
Dr. Norris said about half an hour. - Okay.
Daha yarım saat önce onunla konuşmuştum.
I talked to her half an hour before.
yarım saat önce..
They left half an hour ago, sir!
Planı olaydan sadece yarım saat önce öğrendim.
I was informed about the plan a half hour before.
Yarım saat önce işyerinde olmam gerekiyordu.
I should have been at work half an hour ago.
Iris yarım saat önce bir kelebeğin peşine düştü.
Iris went off after a butterfly about a half an hour ago.
Yarım saat önce Ellen, Anthony Lorring ve Ellen'dan nefret eden ve Ellen'ı da Anthony'i de yok edeceğine yemin etmiş kindar karısı...
Half an hour ago Ellen and Anthony Lorring and his vindictive wife Millicent who hates Ellen, and has sworn to destroy both Ellen and Anthony...
Yarım saat önce her şey gelmişti zaten.
Everything's been here, for the last half hour.
Yarım saat önce güneş iskelede parlarken şimdi de sancakta parlıyor.
A half-hour ago, the sun was on the port, now it's on the starboard.
Bay Durstan yarım saat önce odasına çağırdı.
Mr. Durstan called him into his office about an hour ago.
Yapmadan daha yarım saat önce bir konuşmayı almak olağandışı değil mi?
Isn't that unusual, to get a speech just a half-hour before you're gonna deliver it?
Yarım saat önce nerdeydiniz acaba?
Where were you half an hour ago?
- Yaklaşık yarım saat önce.
- About half an hour ago.
- Üç mahkumla birlikte yoldaydım ama yarım saat önce biri çok ağır hastalandı.
I'm on my way to Sonora with three prisoners. About half an hour ago one of them got pretty sick.
Yarım saat önce söyledim ya!
I just talked to you about them!
Yarım saat önce bana Eddie diyordun.
You called me Eddie just a half hour ago.
Yarım saat önce şu hatuna abayı yaktım.
I fell in love about a half hour ago with this chick over there.
Yarım saat önce, yolda telefon açtılar efendim.
They rang on their way down, about half an hour ago sir.
Onu yarım saat önce serbest bıraktım, ama şimdi...
I released her half an hour ago, but now...
Yarım saat önce geldim.
I just came on a half hour ago myself.
Aslında yarım saat önce almıştım.
I just picked it up about a half hour ago.
Yarım saat önce.
About a half hour ago.
Yarım saat önce burada olmalıydılar.
They should have been here a half hour ago.
Yarım saat önce körkütük sarhoş biriyle görmüştüm.
I saw her half an hour ago with a fella... fallin'down... drunk.
Yarım saat önce buradaydı.
He was here 30 minutes ago.
Yarım saat önce Lucas Fuchs'la mı konuştunuz?
You spoke to Lucas Fuchs 30 minutes ago?
Yarım saat önce.
Half an hour ago.
Cenaze evine yarım saat önce ulaştım.
I reached the funeral home half an hour ago.
Yanılmıyorsam yarım saat önce olmuş.
... about 3O minutes, I'd imagine.
Sana yarım saat önce şu maymun elbiseli çocuklardan birini yakala da arabamızı getirsin demiştim!
I told you half an hour ago to get one of them kids in the monkey suits to bring the car around!
Ben sabahları akşam 10 : 00'da, yatmadan yarım saat önce kalkardım. Bir kalıp soğuk zehir yer, değirmende günde 29 saat çalışır değirmenciye işe gelme izni için para öderdim.
I had to get up in the morning, at ten o'clock at night, half an hour before I went to bed, eat a lump of cold poison, work twenty-nine hours a day down mill and pay mill-owner for permission to come to work, and when we got home,
Yarım saat önce Berit aradı.
Berit called half an hour ago.
Yarım saat önce sizin kaz klübünün bir üyesi olan Bay Henry Baker'la konuşuyorduk.
We were talking, um, half an hour ago to a Mr. Henry Baker, a member of your goose club.
yani tam olarak... gündoğumundan yarım saat önce.
and I mean exactly... half hour before the sun rises.
- Başhekim sahib yarım saat önce çıktı.
The major sahib left half an hour ago.
Yarım saat önce laboratuardaydılar.
They were at the lab a half-hour ago.
Dixie bira fabrikasından daha yarım saat önce çıktı.
He just left Dixie Brewery a half-hour ago.
Biz yarım saat önce gidelim.
Let's get there a half hour early.
Diğer yandan, 12 numara yarım saat önce geldi.
On the other hand, number 12 came through half an hour ago.
Yaklaşık yarım saat önce.
- About a half an hour ago.
Daha yarım saat önce diyete başladım.
I started dieting half an hour ago.
Yarım saat önce.
Half an hour.
Bazel'den önce yarım saat.
One whole entire half hour to Basel.
Yarım saat kadar önce.
About half ago
Yarım saat sonra, bir kafede oturuyorduk. Daha önce gitmediğim, kimsenin beni tanımadığı bir yerdi.
Half an hour later, we were in a café, a place where I never go and where no one knows me.
Şahsen ben kahvaltıdan önce bir yarım saat yapmayı severim.
Well, personally, I like to get at least half an hour in before breakfast, but...
Evet, yarım saat kadar önce buradaydılar.
Yes, half an hour before you came.
Yarım saat kadar önce gece aşçımızla batıya doğru gitti.
He hitched a ride west with our night cook about half an hour ago.
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat mi 17
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat mi 17
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
yarım 17
yarım milyon 19
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
yarım 17
yarım milyon 19