English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yazılım

Yazılım traduction Anglais

4,099 traduction parallèle
Hollman, yazılımı çalışır hale getirmedin mi hala?
Hollman, did you get those bots up and running yet?
IF çıkışını ayarlamak için yazılımı değiştirdim.
Changed the firmware to adjust the IF output.
45 dakika önce LAX kontrol kulesinde bir otomatik yazılım güncellemesi yapıldı.
45 minutes ago, there was an automatic software upgrade in the LAX control tower.
Yazılım için sana ihtiyacımız var.
We need you on software.
Yazılımı düzeltirsen aynı zamanda Long Beach ve Burbank'te düzelmiş olur.
Fix the software there, it autocorrects in Long Beach and Burbank.
Sorun yeni yazılımda olduğu için öncelikle onu silmek ve... -... eski yazılımı indirmek uçakları yere indirmeye yetecektir.
So, the new software's the glitch... first step is to delete that, then download the old software, should be enough for the planes to land.
LAX'e gidip, yazılımı düzeltmek için... -... % 90 başarı şansımız var.
We go to LAX... we fix the software, we are at a 90 %
Bu yazılım 15 yıl önce yüklendi.
That software was installed 15 years ago.
- Tamam, yedekleme sunucusundan eski yazılımın bir kopyasını alabiliriz.
- Okay, we can get a copy of the old software from the backup server.
Brooks'a bir email attım, linke tıklarsa sorunlu yazılım hiç indirilmemiş gibi sistem çalışır duruma gelecek.
I e-mail it to Brooks, he clicks a link, and the system is up and running as if the corrupted software was never downloaded.
Şunu bilmeniz gerekir ki, yazılım her 12 saatte bir yani saat 5'te, en güncel haliyle yedeklenecek.
You should know that the data is backed up to the latest software every 12 hours on the five.
Yani 20 dakika içerisinde, elimizdeki kullanılabilir yazılım da bozulacak.
So in 20 minutes, the last remaining useable software will be corrupted.
Aletlerim yanımda ama altı dakika içinde sorunlu yazılım... -... sunucuya yedeklenmeden önce bunu başaramam.
I have my tools, but it'll take a lot longer than the six minutes we have before the bad software backs up
Beş dakika sonra ihtiyacımız olan yazılım sonsuza kadar yok olacak.
Five minutes from now, the software we need disappears forever.
Bay Brooks, bir dakika içinde yazılımınızın hatasız bir sürümünü alacaksınız.
Mr. Brooks, in a moment, you'll receive a bug-free version of the software.
Uçaklardaki yazılım.
Software's on the planes.
Kuleyle haberleşmek için yazılımın birebir kopyasını kullanıyorlar.
They use a duplicate copy to communicate with the tower.
Eğer sabah güncellemesinden önceki bir kalkış varsa Avustralya ya da Yeni Zelanda gibi, hâlâ hatasız yazılımı kullanıyorlardır.
Now, if they took off before this morning's update, like a flight from Australia or New Zealand, they'll still have the bug-free software on board.
Beni on dakikada oraya ulaştırırsanız yazılımı indirebilirim.
Get me there in ten, and I can download that software.
Kablosuz antenimin yazılımını uçaktan sinyal alabilmek için yükseltmem gerek... -... bu yüzden beni oraya birisi bırakmalı.
I'm gonna need to upgrade my wireless antenna software to pick up the signal from the plane, so someone's gonna have to drive me there.
Novell yazılım teknolojileri bunu beş dakikada yapabilmek için çok eski.
Novell software technology's too old to do any this in five minutes.
- Kaptan Pike, kontrol kulesindeki yazılımın sorunsuz sürümüne sahipsiniz.
Captain Pike, you're carrying an uncorrupted version of control tower software.
Bilgisayarımı LAX'e bağladım, indirdiğim gibi onlar da yazılımı alacaklar.
I've linked my computer up to LAX, so as soon as I get the download, they'll have it as well.
Böylece Wi-Fi sinyalinizi yakalayıp yazılımınızı indirebilirim.
I should be able to catch your Wi-Fi signal and download your software.
Yazılımı indirebildiniz mi?
Were you able to download that software?
16 yaşındayken Cabe benden askeri yardım paketlerini takip edebileceğimiz bir yazılım geliştirmemi istedi.
When I was 16, Cabe asked me to develop tracking software to drop military aid packages.
Donanımı yükseltiyor, sonra da yazılımı güncelliyor.
So she upgrades the hardware, then she updates the software.
Yazılımın hiç acımıyor.
Your software slays by the way.
Evet, askeriye ve hükümet için özel yazılım hazırlıyorlar.
Yeah, proprietary software for military and governments.
Sen de tasarım yazılımını kullanandın.
And you were the one with the high-tech design software.
- Walter, yazılım seviyesini şifrelemişler.
Walter, there is encryption at the firmware level.
- Bu yazılımın asıl amacı bu olmamalı.
That's not how this software is meant to operate.
Yazılımınız oldukça iyi ama üç noktalı kemik yapı oranıyla çalışıyor. Bu da yüzünün yarısı gizlenmiş birini bulması zor demektir.
You know, your software is decent, but it relies on three-point bone structure ratio, and that's pretty hard to compute when half of someone's face is covered.
Hükümetin gizli yazılımı hakkında nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
How do you know so much about top-secret government software?
İşin aslı, 80 milyon dolarlık yazılımı bir şapka ve gözlüğe mağlup oldu.
The truth is his $ 80 million software was beaten by a hat and sunglasses.
Yazılım Jed Hausler'ın araç plakasını çözdü.
Software just picked up Jed Hausler's license plate.
İlk ders yazılım var.
I have a test first period.
Ne zamandan beri yüz tanıma yazılımımız var?
Since when do we have facial recognition software? - Happy Chanukah.
Sadece dışarı çıktı yeni kompozit yazılımından?
From the new composite software that just came out?
Collins reaktörün yazılımına ve bilgisayarlarına dair konuşmaları silmiş.
Now, Collins intercepted discussions about the reactor's software and computers.
Walter yazılımın 15 yıl önce tamamen güncellemesi gerektiğine inanıyor.
Walter believes that the software should've been completely updated 15 years ago.
Evet telefonda karısına yazılımın çekirdek ısısını ayarlayamadığını ve konu hakkında bilgi vermeye korktuğunu söylüyor.
Yeah, on a cell call to his wife saying that the reactor software is failing to regulate the nuclear core temperatures, and he's too scared to say anything.
Bütün denizcilerin telefonlarına takip yazılımı yükledik.
We put tracking software on every sailor's cell phone.
Yüz için yeniden yapılandırma yazılımı arkeologlar için tasarlandı. Yanmış cesedin kimliğini belirmemize yardımcı olması gerek.
Facial recognition software... it's designed for archeologists, and it should help us ID your crispy corpse.
Gençler, yazılıma göre yüzde 82 ihtimalle kurbanımız şuna benziyor olabilir.
Guys, according to the software, there's an 82 % chance your victim looked like this.
Felicity yeniden programladıktan sonra bu yazılım her şeyi yapabilir.
This software can do just about anything now that Felicity reprogrammed it.
Nasıl okunduğu arkasında yazıyor tatlım.
Phonetics are on the back, darling.
Yazılı olmasını istiyorum ve bu durum devam ettiği sürece ortaklığımın koruma altında olmasını istiyorum.
I want it in writing, and I want my partnership protected for as long as this situation persists.
Bundan on yıl önce yaz döneminde ara sıra bunu yaptığımızı hatırlıyorum.
I seem to remember a summer 10 years ago when this kind of thing happened on occasion.
Yazılı ifadeni bölge savcısına veriyorum.
I'm giving the DA your statement.
- Yazılı bir anlaşmanız var mı?
- You sign a contract?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]