English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yaşlı bir kadın

Yaşlı bir kadın traduction Anglais

1,766 traduction parallèle
Bir kaç yıl önce, akut hemoroiti olan yaşlı bir kadın için banyoyu dekore ediyorduk.
And a couple years ago we were remodeling a bathroom... for this old lady neighbor and she had hemorrhoids, something fierce.
Yaşlı bir adamın maymunu yaşlı bir kadının köpeğini ısırılmış.
Some old man's pet monkey bit some old lady's dog!
Yaşlı bir kadın mı?
( SARCASTICALLY ) An old lady?
- Zararsız yaşlı bir kadın.
- A harmless old woman, you know.
Bilirsin, bazı adamlar vardır, milyon dolarlık villa sahibi, sağlığı yerinde olmayan yaşlı bir kadın gördüler mi...
Listen, there are a lot of guys, they see an older woman not in perfect health with a million-dollar condo in her name...
Sen orta yaşlı bir kadınsın.
You're a middle-aged woman.
Ayrılırken, yaşlı bir kadın bana seslendi.
As I left, an old woman, she waved to me.
- O, oğlunu kaybetmiş yaşlı bir kadın.
She's an old lady who just outlived her son.
Bir tanesi yaşlı bir kadın şeklini almış.
One of them has taken the form of a little old woman.
Sormama kızma ama neden yaşlı bir kadın için çalışıyorsun?
Don't mind me asking, but why are you working for an old lady?
Evet, bir tanesi yaşlı bir kadın.
Yeah, one is an old lady.
Yaşlı bir kadını dövebilirim.
I'll whip an old woman.
Eskiden burada yaşlı bir kadın yaşarmış ama anayolun orada intihar etmiş.
An old lady used to live here but she commited suicide on the highway.
Sadece yaşlı bir kadın etrafa ateş ediyor.
It's just an old lady firing off a shotgun.
Sadece yaşlı bir kadın etrafa ateş ediyormuş.
That was just a little old lady with a shotgun.
Yaşlı bir kadının kafasına tabak indirdiğine inanamıyorum.
I can't believe you would whack an old woman over the head.
Bavulunda ölü bir kedi taşıyan yaşlı bir kadın vardı. Olacak iş mi?
Even an old lady with a dead cat in her suitcase.
Orada yaşayan yaşlı bir kadın var.
There's an old lady that lives down there.
Yaşlı bir kadın, Arjuaq, bir şaman, gözlerimin kafamdan dışarı pörtlediklerini görmüş.
The cord around my neck had strangled me.
Artık yaşlı bir kadının hem acı hem tatlı hayatını biliyorsun.
Today I've been a child again.
Fakat sonra, hiç kimse tekerlekli sandalyeye bağlı aksi yaşlı bir kadını dinlemez.
But then, no-one listens to a crotchety old lady in a wheelchair.
Yürüteçteki 85 yaşında yaşlı bir kadını silah aramasından geçiriyorlar.
The next thing you know, they're patting down an 85-year-old lady in a walker.
Bayrak şeklinde don giyen yaşlı bir kadına gidip "büyükanne, sakın şeyinin nerde olduğunu söyleme" dersiniz
You can see an old lady wearing a flag thong and go, "Grandma, don't tell me where Old Glory is!"
Kimse yaşlı bir kadını satın almaz!
No one will buy an old woman!
Bir defalık çürümüş yaşlı bir kadın yerine ateşli bir piliç olamaz mı?
Can't I get a hot woman for once instead of a rotten old trout?
Eskide yaşlı bir kadını ziyarete giderdir.
I used to visit this elderly lady,
Yazık, yaşlı bir kadını kandırıyorsun.
Shame on you, tricking an old lady.
Bir hafta boyunca yaşlı bir kadını izlemekten daha zevkli bir şey yapmamıştım.
I never had more fun following an old lady around for a week.
tekerlekli sandalyede yaşlı bir kadın.
With this old lady in a wheelchair
Yaşlı bir kadını küvetten kaldırabiliyor musun?
You can lift a grown woman out of a tub?
Biliyor musun, ben boşanmış yaşlı bir kadın olsaydım, eski kocamdan her şeyini alırdım.
You know, if I were a divorced older woman, I would take everything from my ex-husband.
Yaşlı bir kadın ve bir denizci aynı anda geldi.
An old lady and a marine came in at the same time.
Yatağın üzerinde yaşlı bir kadın...
An old man on the bed...
Cuma geceni, yaşlı ve neredeyse evlenmek üzere olan bir kadın için harcamak istediğinden emin misin?
Yeah. You sure you're okay giving up your Friday night To hang with an old, almost married lady?
Benim seni okulda görmeye gelip sana bu garip hikayeyi anlatan yaşlı tuhaf bir kadın olduğumu düşüneceksin. Dinlediğin takdirde,
You're going to think I'm some weird old lady who you met at school who told you this strange story, and that's fine.
Orta yaşlı kadınların hala bir hayatları olma hakkını elinden alan bir Tasarı 15 çıktığında umalım da sen de beni desteklersin.
Well, when there's a Proposition 15 to take away the rights Well, when there's a Proposition 15 to take away the rights of middle-aged women to still have a LIFE, of middle-aged women to still have a LIFE, let's hope you show up for me. let's hope you show up for me.
Orta yaşlı ve heteroseksüel bir kadın olduğumu ve seninde doğuştan gay olduğunu düşünürsek kesinlikle öylesin.
Well... Keeping in mind that I'm a heterosexual woman of a certain age, Keeping in mind that I'm a heterosexual woman of a certain age, and you're queer as they come... and you're queer as they come..... fuck, yeah.
Kardeşim ve karısı... yaşlı kadın onlar hakkında bir şey biliyor muydu?
My brother and his wife... did the old lady know of them?
Yaşlı kadın bana öğleden sonrası... için bir eğlence ve bütün konuklarımıza da kendilerini görmeleri için bir ayna verdi.
The old lady provided me with an afternoon's amusement and our guests were given a mirror to hold up to themselves.
B1 7 yolunun yapım çalışmaları nedeniyle, babaanneniz Wilhelmine'nın mezarı kaldırılmak zorunda "korkutuculuğun bile bir cazibesinin olduğu dar ve dolmabaçlı bir" labirente benzeyen Eski Şehir Geçidi'nde şahsen kendim, kadınların bu dünyadan ve bu şans oyunundan yaşlı ve yorgun olarak çekip gitmelerinden dolayı vazgeçmiş durumdayım "... Bay DJerzinski.
" Dear Mr Djerzinski.
Duvara yaslanmış sessizce sigaralarını içerlerken yaşlı kadına karşı güçlü bir çekim hissetti.
She felt a deep affinity for the older woman. As if the two of them leaning against the wall, silently smoking...
Mesela benim ilk davam yaşlı fakir bir kadın hakkındaydı bağış kutusundan birkaç kuruş çalmıştı, ama bu dava benim için çok tatmin edici olmuştu.
I mean, my first case was just some indigent old woman who was stealing pennies from the "leave a penny, keep a penny" dish, but in some ways it was my most gratifying.
- Bir yaşlı kadın.
- A old woman.
Yaşlı kadının elinde kanlı bir kürke bağlı tasma var.
The old lady was holding a leash that ended up in a pile of blood-soaked fur.
Şehirde'yıldızları lanetli', bir dolu kadın var hepsinin kocaları yaşlı, canlı iyi de gaz salıyorlar!
The city is riddled with women with'cursed stars'... whose husbands are old, senile farts - still alive!
Yaşlı deli bir kadın beni silahla rehin almaya kalktı.
Just some crazy old woman trying to take me as hostage.
3 işçi lazım... ayrıca bir tane..... yaşlı kadın... evin içinde..... yani en az 5 kişi lazım.
.. an old lady.. she is inside the house.. .. so we need at least 5 people.
Brezilya'daki tüm avukatlar paranın Baixada'daki yaşlı siyah bir kadına gitmesini önlemek için harekete geçer.
All the lawyers in Brazil would gang up... to stop that money from getting to an old black woman in the Baixada.
Geride dikiliyorken gözetleme aynasından beni kontrol eden tezgahtar veya karşıdan geldiğimi görünce, yolun öbür tarafına geçen orta yaşlı kadın Cotton gibi bir pankçının, insanların bilinçaltını seslendirdiğini düşündürüyor.
The convenience store clerk Who's checking his surveillance mirror when I'm standing in the back Or the middle-Aged woman who casually crosses the street when she sees me coming.
Ya "Alacakaranlık Kuşağı" gibiyse? Hani şu at üstündeki kadını takip eden başka bir atılı kadın var ve aslında yaşlı hâliymiş. Gençliğinin peşine düşüp kaçacağı adamla kaçmamasını söylüyordu çünkü çok ama çok büyük bir hata olurmuş.
What if it's like that "twilight zone" where the woman on a horse is being chased by another woman on a horse who turns out is older her chasing younger her, trying to tell her that she should not run off with the guy she's going to run off with
Adamın kaypak ve yapmacık bir gülüşü vardı. Belki de yaşlı kadınlara jigololuk yapıyordu.
He's got everything belonging to a shifty world.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]