Yolumu kaybettim traduction Anglais
187 traduction parallèle
Yolumu kaybettim.
I lost my way.
Birine götürüyordum ama yolumu kaybettim.
I was delivering them and I lost my way.
Arabam ile seyrederken, şehrin dışında yolumu kaybettim ve karşıma çıkan manzara, birden çok tanıdık geldi.
Driving up in my car, I lost my way on the outskirts of the city, and suddenly... the landscape seemed so familiar to me.
- Sanırım yolumu kaybettim.
- I seem to have lost my way.
fırtınada yolumu kaybettim.
one night i got lost in a storm.
ben bir gezideyim, yürüyüşe çıkmıştım fakat fırtınada yolumu kaybettim.
I'm on a walking trip, but got lost in the storm.
Çok özür dilerim, yolumu kaybettim de.
I'm terribly sorry, I seem to be lost.
Yolumu kaybettim bayım.
I got lost.
Palmenhaus'un Güney girişinde bir randevum vardı, ama yolumu kaybettim.
I had an appointment at the South entrance to the Palmenhaus but I've lost my bearings.
Sadece faremi dolaştırıyordum ama galiba yolumu kaybettim.
I was just out walking my rat and I seem to have lost my way.
Yolumu kaybettim.
I've lost my way.
Ve karanlık ormanda yolumu kaybettim.
I found myself lost in a twilight forest...
Cüceleri, büyücüyü ve yolumu kaybettim.
I've lost my dwarves, my wizard and my way.
Bu bölgeyi iyi biliyorum ama aceleyle terk etmek zorunda kaldım ve yolumu kaybettim.
- Yes. I know the area well, but I had to leave in a rush... and I lost my way.
Kahretsin, sanırım yolumu kaybettim.
Damn, I think I've lost my way.
Yolumu kaybettim'den başla.
Start from'Having lost my way
Yolumu kaybettim. Yolumu kaybettim.
'Having lost my way...'
Yolumu kaybettim.
'Having lost my way...'
Yolumu kaybettim. Ne yapıyorsun?
'Having lost my way...'
Sanırım ben yolumu kaybettim.
Only I seem to be lost.
" Yolumu kaybettim, tatlım.
" I may not know where I'm going, baby.
İki defa yolumu kaybettim.
I lost my way twice.
Yolumu kaybettim.
I can't recognize the road.
Ben sanırım yolumu kaybettim.
I've seemed to have lost my direction.
- sonra yolumu kaybettim, etrafa baktım ama..
- Then I got lost, I looked around but..
Kırda yolumu kaybettim.
Well, I, um... I lost my way out on the moor.
Ben yolumu kaybettim ve...
I was... i left my office and walked.
Sanırım yolumu kaybettim gerçek mesleğimizin ne olduğu hakkında.
I guess I kind of lost track of what our real job was.
Yolumu kaybettim şimdi.
Lost me place now.
Yolumu kaybettim.
Just got a little lost.
" - Ben yolumu kaybettim!
" I've lost my way!
Galiba yolumu kaybettim.
I seem to be lost.
Bana öyle geliyor ki, yolumu kaybettim.
I get the distinct feeling that I'm lost.
Bir deniz kaplumbağası olmama rağmen, biraz mantar toplamak için geldim ve uzaklaşınca istemeden diğerlerinden ayrılıp yolumu kaybettim!
Despite being a sea turtle, I came to pick mushrooms and in doing so I inadvertently strayed from the others and lost my way!
Yolumu kaybettim ve 30 saat boyunca dolaştım. Beni güleryüzle karşıladı.
Thirty hours later, lost in the fjord a welcoming smile.
Ben-Ben yolumu kaybettim de.
I - I don't know my way around here.
Önce yolumu kaybettim ve bir süre oralarda dolaştım fakat sonunda Iguazu'ya ulaştım.
I lost my way and wandered around for a while, but I finally reached Iguazu.
Burada yolumu kaybettim.
I got turned around in here.
Şimdi yolumu kaybettim.
I'm very lost now.
Daha öncede söyledim, yolumu kaybettim.
I told you before. I was - I was lo - I got lost.
Yolumu kaybettim. - Ama inancımı değil, Michael.
I lost my way, but not my faith.
Affedin beni, Majesteleri Bir saattir yolumu kaybettim.
Forgive me, Your Highness, I've lost track of the hour.
Yapmam gerektiğinde Yolumu kaybettim.
I've lost my way.
Şimdi de karanlıkta yolumu kaybettim.
Then fallen am I in dark, uneven way.
Yolumu kaybettim de.
I'm a little lost.
Malzeme bulmak için 3. Tabur'a gitmeye çalıştım ama yolumu kaybettim.
I tried to find my way up to 3rd Battalion for supplies... but I lost my way.
"benzinim bitti ve yolumu kaybettim."
"I've run out of gas, and I've lost my way."
Babam öldüğünden beri, yolumu kaybettim.
Ever since my father died, I lost my way.
Sanırım anlamı yolumu kaybettim
I mean I have not lost my bearings.
- Pardon, yolumu kaybettim.
I seem to be lost.
Yolumu kaybettim.
I got lost.