English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yüzün

Yüzün traduction Anglais

3,390 traduction parallèle
Öyleyse neden yüzün asık?
Then what's with the long face?
- Hazır hâlâ bir yüzün varken.
While you still have one.
Hiç birşey konuşmadıysanız, yüzün neden şeftali gibi kızardı?
It's nothing, but why is your face a peach?
Şeyin yüzün...
Oh, because of...
Kırmızı mı? Yüzün pancara dönmüş.
You've got full-on beer blush happening.
Yüzün niye asık?
What's that face for?
Sevimli yüzün "Buzdugan Şovu" için mükemmel.
Your funny face is perfect for "Buzdugan's Show".
"Korku ve utanç geçmişimiz yanıp kül olacak" "Sevinçle ölü bedenim yandığında yüzün aydınlanacak"
"We'll burn our past of fear and of shame On my pyre of joy you've lit up in flame"
Morgda yüzün üzerinde ceset var.
You have over a hundred dead bodies in the morgue.
- Ama tam poker için yüzün var.
But you got a face for poker.
Gördüğüm son şeyin senin yüzün olmasından mutluyum.
I am glad that my last vision... is of you.
Hadi, yüzün yere gelecek şekilde yat.
Let's go. Facedown.
Takımda yeni bir yüzün yeterli olduğunu düşünüyorum.
Well, I think one fresh-faced kid on the team is enough.
Terk ettin ve buraya tekrar gelecek yüzün var.
You left. And you have the gall to show your face in here again.
Yüzün burada olacak.
Ready to go again? Face to here.
'Yüzün senin geleceğin.'
"Your face is your future".
Bundan böyle yüzün televizyona uygun olmayacak.
You'll never have a face for television now.
Çilli bir yüzün var.
You're a freckle face.
Yirmilik dişlerin çıktığında mesela yüzün daha da küçülmüş gibiydi hani.
Oh, the time that you got your wisdom teeth pulled out, and your face was, like, all swollen.
Yüzün niye asık şekerlemem?
Why so glum, sugar plum?
Niye yüzün böyle asık evlat?
Why the long face, son?
Gözümün önüne durmadan yüzün geldi.
Couldn't go through with it.
- Yüzün yandan çok güzel görünüyor.
I like your face sideways.
Yüzün, güzelliğin ve hüznün bir karışımı.
Your face is a mix of beauty and tragedy.
Onun halefi olmaya hala yüzün var mı?
You still think that you have any right to be his sucessor?
Yüzün kapkara olduğunda bana geleceksin.
When your face gets smeared by soot, you'll come to me.
Leyla, neden yüzün kapalı değil?
Leila, why do you not hide your face?
Yüzün yeniden yapılandırılması için kurbanın yaşı gerekiyor.
- I'm gonna need an age for the facial reconstruction.
Burada yapılan yüzün üzerinde görüşme var. Bunları hızla gözden geçirecek, şüphelinin kimliği hakkında bilgi bulacak birine ihtiyacım var.
We've conducted over a hundred interviews so far, and someone needs to review them swiftly, looking for information that can help us I.D. our suspect.
Ama yüzün gerçekten "Süper Doktor" oyunundaki adama benziyor.
But your face does look like the guy from "Operation."
Biraz yüzün gülsün be Mickey!
Cheer up, Mickey!
Çakmak hakkında hayaller kuruyordum ve o hayallerin ardından senin yüzün çıktı.
I thought about bangs and your face just appeared beneath them.
Neden yüzün gözün makyaj içinde?
Why do you have a complete makeover?
Demek istediğim, bu daireye girdik ve yüzün harika bir şey görmüşsün gibi değişti.
I mean, you walked into that apartment and your face lit up, like... Like it was amazing.
Yüzün.
Your face.
Ben senin bebek yüzün değilim, ve hiçbir zaman olmayacağım.
I am not, nor will I ever be your dollface.
içerisi senin yüzün gibi güzel
Inside will be great like your face.
Yüzün tıpkı şey gibi...
You just have such a kind face, you know?
Ama yüzün onu hatırlattı.
But her face reminded him.
Beynin yok ama yüzün yakışıklı olduğundan... kızlar arasında popülersin herhalde.
But no brain It is the handsome face... You probably popular among girls.
Bekle. Yüzün... Ne oldu?
Your face... why?
Yüzün kamera'da iyi duruyor.
Camera loves your face.
Gördüğüm son yüzün kuzeyli yüzü olmasını istemediğime eminim.
Well, I sure don't want them Yankees to be the last face I see.
Niye yüzün kızardı? Eh.
Good morning Mashimarou.
Kızgın yüzün bile güzel.
You're pretty even when you're angry.
- Yüzün kötü olmuş.
Your poor face.
Danny o hâlâ gülümseyen yüzün nasıl gönderileceğini öğrenmeye çalıyor.
Danny, he's still trying to figure out how to text with those little smiley faces.
Yeter be, İşte gerçek yüzün ortaya çıktı...
There... shown your real self...
Ama yüzün...
But your face. You're so...
Ve kızışmış bir şekilde öpüşmeye başlamadık. Senin bir yüzün vardı tabii ki...
You had a face, of course- -
Ancak yüzün çevresinde kapıya benzeyen birşey hala duruyordu.
And in later picture, the face did not exist anymore.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]