English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zorlamıyorum

Zorlamıyorum traduction Anglais

167 traduction parallèle
Hayır, sizi zorlamıyorum leydim.
Oh, nay, I'd not force you, my lady.
Sorun değil. Seni zorlamıyorum.
That's okay, I'm not pushing you.
Çok naziksiniz, Doktor Watson, sizi fazla zorlamıyorum herhalde...
That's very kind of you, Doctor Watson, perhaps if I wouldn't be imposing too much...
Gitmen için seni zorlamıyorum.
I am not forcing you to leave.
Seni zorlamıyorum.
I won't make you do anything.
Sizi zorlamıyorum.
I'm not daring you.
Beni sevmeye zorlamıyorum seni.
I'm not trying to force you to like me.
Hey, hey, ben seni zorlamıyorum adamım.
Hey, hey, I don't dig you, man.
Seni zorlamıyorum.
I'm not trying to force you.
Kimseyi satmaya zorlamıyorum.
Nobody has to sell.
Seni zorlamıyorum.
I'm not forcing you.
Zorlamıyorum.
I'm not pushing in.
Seni zorlamıyorum ki.
I`m not forcin` you.
Seni hiçbir şey için zorlamıyorum.
I'm not forcing you into anything.
Seni zorlamıyorum bak.
I'm not forcing you.
Seni benimle gelmeye zorlamıyorum.
I'm not forcing you to come.
Yanlış anlama, seni zorlamıyorum.
You know, I do not force to you.
Sizi zorlamıyorum!
You don't have to go.
Evlenmen için seni zorlamıyorum.
I'm not forcing you to get married
Hey, kabul edesin diye seni zorlamıyorum.
Hey, I'm not pushing you on the idea.
Biliyorsun, hiçbir şey için zorlamıyorum.
You know, I haven't been doing anything hard.
- Zorlamıyorum.
- I am not running myself down!
- Zorlamıyorum!
- I'm not!
- Sizi zorlamıyorum.
- I'm not forcing you or nothing.
Seni zorlamıyorum.
I'm not pushing you.
Biliyorsun seni zorlamıyorum. Yine de bir iyilik yapabilirsin.
Don't wanna be twisting your arm, but you know...
Zorlamıyorum.
I'm not pushing.
- Zorlamıyorum.
- No pressure or anything.
Dövüşmen için seni zorlamıyorum.
I'm not forcing you to fight.
Kendimi zorlamıyorum, seni yenmek istiyorum!
I won't just go to extremes, but will kick you all over!
Tanıklık yapmanız için sizi zorlamıyorum, Avukat.
I will not compel you to testify, Advocate.
Seni zorlamıyorum tamam mı?
I'm not forcing you. Okay?
Sabırlıyım, zorlamıyorum, delirmedim.
I'm patient, I'm not pushy, not crazy.
Seni zorlamıyorum.
I am not pushing you.
- Zorlamıyorum!
- I am not!
Ben onu zorlamıyorum. O, kararlarını doğru veriyor.
I don't force him, he makes the right decision.
- Seni zorlamıyorum, baba.
I'm not pushing you, dad.
Zorlamıyorum.
I'm not pushin'.
Seni zorlamıyorum ki.
- I'm not pressuring you!
Hadi ama, Prue, zorlamıyorum. Sadece...
Come on, Prue, I'm not pushing this.
Fazla zorlamıyorum, 2 dakika zorlamadır.
I'm not pushing, 2 minutes is pushing.
- Kimseyi zorlamıyorum.
- I'm not forcing anybody.
Ben seni hiçbir şey olmaya zorlamıyorum!
I never wanted you to be anything, anybody.
- Zorlamıyorum.
- I'm not prying.
Biliyorsun, bu deyimi asla anlamadım,... fakat, hayır, seni zorlamıyorum.
You know, I've never actually understood that expression,... but, no, I'm not "shitting" you.
Hiç kimseyi peşimden gelmeye zorlamıyorum, Corto Maltese.
I force no one to follow me, Corto Maltese.
Sizi zorlamıyorum.
I'm not pressing you.
- Zorlamıyorum.
I'm not, Jim!
- Hayır, zorlamıyorum.
No, I'm not.
Seni zorlamıyorum, tamam?
- It was not I making you go, okay?
İnanıyorum ki Devlin Bowman Sırların Efendisi olmaya daha fazla zorlamıştır dünyadaki en nadide hazineleri çalmak için.
I believe that Devlin Bowman has forced my papa to become a Master of Disguise once more in order to steal rare treasures from around the world.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]