Âni traduction Anglais
34 traduction parallèle
- Bu âni kararının sebebi nedir?
- What made you decide so suddenly?
Kim olsa, böyle âni bir durumda zora düşerdi.
It would be terrible to lose it.
Âni falan değil.
It's not sudden.
Bir çocuk âni bir karar veriyor sonra da pişman oluyor, bundan nasıl kurtulacağını da bilemiyor.
A boy gets married impulsively, then feels caught, doesn't know how to get out of it.
İngiltere âni akınlara karşı hazırlandı.
England prepared itself to face the immediate invasion.
Bu âni bağırtıdan dolayı oldukça ürkmüştük. Ayağa kalktık ve birkaç adım geri attık.
We are very scared with that one would cry out, therefore we arise ourselves and we withdraw.
Hissiyattaki bu âni değişim eğlenceliydi.
Funny as the feeling it can move so quickly.
Montgomery, bu üç nehir arasındaki her bölgeye hava indirme yapmayı köprüleri ele geçirmeyi arkasından da Siegfried Hattı'nın sol kanadından âni bir saldırı yaparak Ruhr bağlantısını kesmeyi, böylelikle de Alman direnişini 1944 Noel'inden önce bitirmeyi plânlamıştı.
Montgomery's plan was to lay an airborne carpet across these waterways, capture the bridges, and rush a mobile force round the left flank of the Siegfried line to cut off the Ruhr, and so end German resistance before Christmas 1944.
Bu bir âni, bir iliskiyi anlatiyor, dedi.
It's a relationship, she said.
Iste o âni resmim icin secmistim.
That is the moment I chose for the painting.
- Gelişiniz biraz âni oldu.
We didn't expect you so soon.
Çok âni oldu.
It happened so suddenly.
Düşmanlarımızın âni baskın yapma şansı olmaz.
Our enemies will have no advantage of surprise.
Herşey çok âni gelişti.
It has sure happened pretty fast.
Her şey çok âni gelişti.
Um... everything just happened so fast.
Herkese nasip olmayacak âni bir ayrılık, değil mi?
A fucking neat way of popping off Not for everyone, heh?
Min, niye bu kadar âni?
Min, why all of a sudden?
Ve âni fren yapma.
And don't ride the damn brake.
Tom'a olan bu âni ilginin sebebi nedir?
God, anyway, what's with the sudden interest in Tom?
Hasta bazen bunun gibi âni geçirdiği nöbetten tam anlamıyla kurtulamaz.
Sometimes, the patient doesn't fully recover from a seizure.
Bu toplantı çok âni oldu, onun için kısa kesin lütfen.
This meeting is without notice so please keep it short.
Toplantının âni olduğu doğru.
It's correct that this meeting is without notice.
Âni vefatınız için özrümüzü kabul edin.
Apologies for your sudden demise.
Özür dilerim ama bu çok âni oldu.
Well, I'm sorry, but it was just so out of the blue.
Kaza maza değildi. Âni bir tepkiydi.
That was no fucking accident, it was a reflex.
Kusura bakmayın, âni bir tepki oldu.
I'm sorry, but that's my immediate reaction.
Lityumun da bazı yan etkileri yok diyemem, ancak âni ilaç değişikliği onun istikrarını bozmuş olabilir.
Lithium has its side effects, but a sudden switch in meds, he must've destabilized.
Ya konvensiyonel kuvvetlerini yüz yirmi bölüme ayıracaksın ya da altı-yedi bölümden oluşan âni müdahale taktik ekibi oluşturacaksın asıl önemli olan da askerî hareketlilik kurallarından şaşmayacaksın böylelikle iş, iki gün sürmüş olacak, iki hafta değil.
build up your conventional forces to 120 divisions, or create a quick-reaction tactical force of 6 or 7 divisions, and completely rework your mobilization procedure so it takes 48 hours, not two weeks.
Martı'nın âni müdahale kuvveti ve hareketlilik konusunda haklı olduğunda hemfikir kalmışlar.
They have agreed that Seagull was right about the rapid reaction force and the mobilization plans.
80'li yıllarda işsizlikte % 10.8'lik âni artışa ve gelir eşitsizliğinde patlamaya yol açan Reagan'ın damlama teorisi ekonomisinden sonraki ikinci en kötü şey. "
There's the second worst thing about the'80s... after Reagan's trickle-down economics, which immediately caused a 10.8 % rise in unemployment and an explosion in income inequality. "
Kesiklerin hepsi oldukça derindi ama ölüm sebebi âni kalp durmasıymış.
The cuts were all quite deep, but the cause of death was cardiac arrest.
Evet, odağım dışında çok âni şeyler gelişti.
Yeah. Stuff's out of focus all of a sudden.
Panonun önünde sanki âni bir fenalık geçiriyorlar!
They stop in front of the billboard as if they are about to faint.
Karının âni müdahalesi büyük etki yapabilirdi!
We all agree
anita 157
ania 34
anılar 31
aniden 176
anında 37
anımsıyorum 30
anımsa 30
anımsamıyorum 29
anımsıyor musun 37
ania 34
anılar 31
aniden 176
anında 37
anımsıyorum 30
anımsa 30
anımsamıyorum 29
anımsıyor musun 37