Çağır traduction Anglais
25,099 traduction parallèle
- Davacı Rachel Zane'i çağırıyor.
Prosecution calls Rachel Zane.
- Davacı kürsüye Rachel Zane'i çağırıyor.
Prosecution calls Rachel Zane to the stand.
Sayın Yargıç, davacı kürsüye Donna Paulsen'ı çağırıyor.
Your Honor, prosecution calls Donna Paulsen to the stand.
Aksini göstermek için çağırıyoruz.
Rebuttal witness.
- Davalı ilk tanığını çağırmaya hazır mı?
Is defense ready to call its first witness?
Tanığımı çağırıyorum.
I'm calling my witness.
- O zaman ilk tanığını çağır.
Then call your first witness.
- Davalı kürsüye Gloria Danner'ı çağırıyor.
Defense would like to call Gloria Danner to the stand.
Louis'i çağır.
Get me Louis.
Fakat Herkes 10K beni çağırır.
But everybody calls me 10K.
O insanları homofobi gibi çağırıyorlar ( eşcinsel düşmanı ) onlar dönmeye başlıyorlar.
We start calling those people out as homophobes, they start to pivot.
- Evet? Allah aşkına bırak şunu. Yarın ben bir elektrikçi çağırırım.
For God's sake, leave that alone, I'll call an electrician tomorrow.
Bir anda üst kattan bağırışmalar çağırışmalar gelmeye başladı.
All of a sudden we heard shouting and screaming from upstairs.
Çağır babanı, okula gelsin. Telefonunda nasıl fotoğraflar olduğunu görsün.
Call your father to come to the school, and see the kind of photos you have on your cell.
Babak, adamları çağır da bir çay içsinler.
Babak, tell'em to come have a cup of tea.
Çok fazlaysa hamal çağırırız.
If there's too many, we'll call movers.
Çağır karını buraya gelsin.
Well, just tell your wife to come here.
- Çağır, hemen buraya gelsin.
Call her, and tell her to come here, right now.
Yönetim beni Utica'ya çağırıyor.
MCC wants me in Utica with them.
Ambulans çağırın!
Get an ambulance!
O zaman hemen polisi çağırırız.
Then we will get the police over here, pronto.
Gideceğim zaman bizi de çağır.
Let us know when you do.
Hasan, Hamdi abiyi çağır karıştı burası
Hassan! Problem!
Bu akşam dünyanın dört bir yanından bütün inananları, özellikle de Abuddin'de kuşatma altında yaşayanları, bu zorbaya ve Haçlı ordusuna karşı savaşta bize katılamaya çağırıyorum.
Tonight, I call on the faithful from all over the world... And especially those living under occupation inside Abuddin... Join us in fighting this tyrant and his Crusader army.
Reade, ambulans çağır.
Reade, call an ambulance!
Bailiff, jüriyi çağır.
Bailiff, bring in the jury.
Roger Masters'ı çağırıyoruz, sayın yargıç.
The people call Roger masters, Your Honor.
Ricard Castle'ı çağırıyoruz.
The people call Richard Castle.
Richard Castle'ı çağırıyor.
Richard Castle to the stand.
- Doktor çağıracağım. - Hayır.
I'll have someone call a physician!
Bizi geri çağırıyorlar.
They're calling us back.
- Bir doktor çağırın.
Call a doctor.
- Ve Felix güzellik uzmanı mı çağırıyor?
- and he calls in a beautician?
Aşağıda oturan Sylvia'yı çağırın. Hemşireydi o.
Go get Sylvia from down the block, she's a nurse.
Görevli memurları toplantı saat 18 : 00'de toplantıya çağırın.
Convene officers for a meeting at 18 : 00 hours.
Köyü korumak için çağırıldılar.
They were called to protect the village.
Takviye çağırırlar ve geri dönerler.
They will call reinforcements and come back harder.
Polis çağırıyorum.
I'm calling the cops.
Önce Oneonta'ya kadar çağırıp sonra da 45 dakika gecikiyor musun?
First, you make me meet you in Oneonta, then you're 45 minutes late?
Sean kaç kişi çağırır?
How many folks ya think Sean'll want?
Seni çağırıp durdu.
She called for you.
Ailesi olmayan yaşlı kadın tamir için birini çağırıyor.
Elderly woman with no family hires someone to fix things now and then.
Ölen zavallı herifin karısı aradı, Wynonna'yı çağırıyor.
Poor dead sucker's wife just called, asking for Wynonna.
Bu ayin varlığı adıyla çağırır ve ardından varlık ete kemiğe bürünür.
This ritual calls the spirit by name, and then the spirit will become flesh.
Dr. McGee'yi çağırmam sorun olmamıştır umarım.
I hope you don't mind that I invited Dr. McGee.
Bu yüzden de okul panosunu trolleyen öğrenci hakkında sizinle konuşmak için buraya çağırıldım.
And that is why I've been asked to come and speak to you about the student who has been trolling your school message boards.
Bir taksi çağırırım.
I'll hail a cab.
Herkesi içeri çağır.
Get everyone back inside.
Stanley bıçağı ile gördüğün adam Hugs. İnsanları bıçakladıktan sonra yaralarını sarmayı sever, Kendisi biraz arızalıdır.
Now the one with the Stanley knives is called Hugs cos he likes to cuddle people when he stabs them, and he's a horrible little bastard.
Şifa veren Aydınlık'ı çağırıyoruz.
We summon the healing Light.
Evet, bıçağı elinden çıkarır çıkarmaz sanki hiç yara yokmuş gibi hemen iyileşti.
Oh yeah, after taking the knife out of her hand she just rapidly heals like the wound was not even there.