Çağır onları traduction Anglais
522 traduction parallèle
- Çağır onları Mac.
- Call them in, Mac.
- Çağır onları.
- Get them.
Çağır onları Bullet.
Call them, Bullet.
Bullet, çağır onları.
Bullet, call them.
Çağır onları, Rufio.
Send for them, Rufio.
Çağır onları.
Call them.
Çağır onları!
Call them!
Çağır onları da!
Summon them here
Çağır onları.
Send them in
Onları içeri çağırın.
Let them in.
Onları çağırıyorum.
I'll call them.
Onları buraya çağır.
The ladies from the Square turn me away.
Boyar prensleri tarafından olmayan ya da iyi aileden ve mütevazi soydan gelen, Çar'a gönülden hizmet için hazır olan iyi Hıristiyanlara gelince Çar onları Alexandrov'un küçük kasabasında muhafızlarına katılmaya ve sadakat yemini etmeye çağırıyor.
As for those good Christians who don't side with the boyar princes or the well-known families, and are of humble origin and ready to serve the Tsar faithfully, the Tsar summons them to join his bodyguard and to swear allegiance to him at the hamlet of Alexandrov.
Ben de senede bir, onları ziyaretime çağırıyorum.
So, once a year, on my birthday, I summon them to visit me.
- Polisi çağırırım. - Onlar da aşağıda.
I'll call the police.
Ne yapacaklarını sanıyorsun onları yemeğe cağır bir dakika görebilirmiyim
Now, what would you think they gonna do, invite them for supper? May I see a moment? Please.
- Onlar alkışladılar, sevindiler, bağırıp çağırıştılar
They applauded, cheered, oohed and aahed.
Yedekleri çağırın ve olabildiğince yeni asker toplayın. Beni bağışlayın, Majesteleri, ama benim askerlerimin onları durdurabileceğine inanıyorum. Riske girmeyeceğim, General.
Many years ago, a prophetic writer and engineer told of the genius of one man who discovered the very power of the universe and harnessed it to propel his ship
Onları çağırmama aldırış etmiyorlar.
They won't mind me when I call them.
- Peki, çağırın onları geri.
- Call them again.
Geri çekil onları. Topçuları çağır.
- We can't pull back.
Sizi rahatsız eden olursa, George'u çağırın, ben onları hallederim.
If anyone bothers you, you just yell for old George, and he'll take care of them.
Cehennemden bir iblis çağırsaydım onlar için pek eğlenceli olmazdı sanırım.
I don't think it would be too amusing for the youngsters... if I conjured up a demon from hell for them.
Güneye saldıran 5. ve 50. tümenleri geri çağırıp... onları sol kanada göndereceğim.
I'm calling off the 5th and 50th Divisions from the attack to the south and send them to the left.
Sürekli çağırıyorlar, sanki Eula onların peşinden gidecekmiş gibi.
Callin'and callin', just like they thought Eula was gonna get up and follow'em.
Onlar da seni çağırıyor, bende sana aşkımı haykırıyorum
Their love calls to you, as I call in my love.
- Mahkemenin bilgilenmesi açısından, sözcüklere dökülmesi edebe aykırı suçlamalar için tüm saygılarımla... tanıklığı gereken bu genç hanımefendiyi tanık olarak çağırırken, mahkemenizin suçlamaları okuduğunu bilmekle birlikte onları hariç tutup, sanığa yüklenen suçlamalarda dikkatinizi çeken Savaş suçları ile ilgili 92.ci maddenin dikkate alınmasını talep ediyorum.
Since the court acknowledges the unspeakable nature of the charges, I would like to suggest that out of deference to the young lady whose presence is necessary as a witness, that the court omit reading of the charges and specifications in detail and simply cite the accused as charged with violation of the 92nd Article of War on both counts.
Tabii her efsanede böyle bir kitap vardır ama Necronomicon çeşitli formüller içeriyordu bunlar sayesinde, kişi kontrolü yeniden elde etmek için fırsat kollayan karanlık tarafın yaşlı tanrılarıyla konuşabilir ve hatta onları çağırabilir.
Of course, every mythology has such a book... but the Necronomicon supposedly contained formulas... through which one could communicate with... or even summon the elder gods... the dark ones from beyond who had once ruled the world... and now are merely waiting... for an opportunity to regain that control.
Onları konuşturmak veya bir şey yapmalarını istersem sizi çağırırım.
Next time I want them to talk or do anything, I'll call you.
Başlarını sallayıp,'Haklısınız'derler, onları isimleriyle çağırırsınız.
They nod, say amen, you call them by their names.
- Onları alın ve Teğmen Mitgang'i de çağırın.
- Get them and get Lt. Mitgang.
Yerleşince onları çağırırız.
- Did you get her name? Yes. Catherine.
Müzisyenleri çağır ve onların sevimli bir şeyler çalmasını sağla.
Call the musicians to play beautiful music.
Onları ne diye çağırıyordunuz?
Relations were hostile?
Onlar beni, Krysya diye çağırır.
They called me Krysya.
- Onları çağır.
- Get them in.
- Geri çağırın onları.
- Get them back.
Onları yakaladığında, insan balıkları yatağa yatırıp doktor çağırası geliyor. - Hey, seni pislik!
When you catch'em all you wanna do is put'em to bed and call a doctor.
Onları yağmur lastikleri için çağır.
Bring them in for rain tires.
Çağırın onları, göreyim.
Call them, let me see them.
Tanrı bize sesleniyor. Tanrı onun kutsal sözlerine inanan Şeytan'a tapanları bulan ve onların ruhlarını yakarak temizleyen kullarını çağırıyor ki onlar Tanrı'nın tahtında merhamet bulabilsinler.
God is calling on us who believe in His holy Word to stamp out that evil... to seek out the devil worshippers... and to purify their spirits so that they may find mercy at the seat of the Lord
Onları hayvan ismi ile çağırıyor ve gülüyordu.
Call them by name e... and laugh.
Sen bunu yapamaz mısın Yardımcı Ruh? Aşağı uçup onları yıldırım bıçağıyla öldüremez misin?
Can you not do that, Spirit Helper fly down and kill them with the knife of lightning?
Eğer sizinle karaya çıkarsam onlar beni yeniden gerçek ismimle çağırırlar mı?
If I land with you all, you think they will call me by my true name again?
Bu herifler geceyarısı, kendinden geçmiş bir halde taksi çağırırlar, onları sürükleyerek merdivenlerden çıkarırsınız üstlerindeki kıyafetleri çıkarıp, yatağa yatırırsınız.
Those guys, you pick them up late at night, they pass out in the cab. You schlep them upstairs, you undress them, you put them to bed.
Hemen çağırın onları.
Fetch them at once.
Onları çağır. 2.
Call'em all in.
Onlardan bir haftadır saklanıyordum ama sanırım beni burada buldular. Bu durumda onları da buraya şarkı söylemeye çağıralım... Bill ve Mary.
I been hidin'from'em all week, but it seems they found me here tonight, so we might as well have them up here to sing too...
Onları içeri çağır ve şarap ver.
Wave them in and give them wine.
Akrabalar gibi, onları düğünlere çağırırsın, sonra da onları 10 yıl boyunca görmezsin.
It's like with relatives, you invite them to weddings, then you won't see them for 10 years.
Onlara ihtiyacımız olursa, onları çağırırız.
If we need them, we'll call them.
onları 229
onların 83
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onların 83
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onları tanıyorum 29
onları yakaladım 20
onları takip et 20
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları duydum 18
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları buldum 52
onları tanıyor musun 38
onları yakaladım 20
onları takip et 20
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları duydum 18
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları buldum 52
onları tanıyor musun 38