Çok feci traduction Anglais
575 traduction parallèle
Kariyerinde ona çok feci bir gece yaşatacağım.
I'll give him the most miserable night of his entire business career.
Çok feci.
This is awful.
Tabii annenin sokakta oturup... paçavralar içinde bayat ekmek filan yemesi... çok feci olacak.
And that certainly would be awful to have your mother sitting there, all dressed up in rags and eating rotten bread and things like that.
Evet Rahibe Bessie, onları çaldım. Çok feci duaya ihtiyacım var.
Yes, Sister Bessie, I stole them and I'm sure needing prayer about as bad as any man you ever seen.
Ama Bessie, çok feci "uykuşuklu" hissediyorum.
But, Bessie, I feel absolutely sklonklish.
Çok feci.
How awful.
- Çok feci bir durumdu.
It was a terrible thing.
Çok feci birşeydi.
It was a terrible thing.
Lina'nın atı çok feci yaralandı yürümesi imkansız.
Lina's horse has got a bellyful of disease. He can't travel.
Çok feci soğuk algınlığı kaptım.
I've got this dreadful cold.
- Çok feci!
- It's horrible!
Yalnızlık çok feci, Frankie.
It was terrible being alone, Frankie.
Eve girmeyi istememek çok feci bir şey.
Oh, Norman, what an awful thing hating to go home.
Bak, Betty, bu çok feci. Nereden başlasam, bilemiyorum.
Look, Betty, this is so terrible I don't know where to begin.
- Çok feci!
- It's ghastly!
Eğer bu şekilde evlenirse, neticesi çok feci olacaktır.
If she marries as she is, the consequences will be disastrous.
Çok feci yakıyor.
That burner reminds me of the factory.
Eğer misafirimiz dramatik bir şekilde aramızdan ayrılırsa, Bunun politik sonuçları Fransa için çok feci olabilir.
Political consequences would be catastrophical for France, if its guest would be left in such a dramatic situation.
Çok feci bir şey. Varlığını hissediyorum.
Something terrible. I feel its presence.
Başım çok feci ağrıyor.
Have I got a headache.
Bu çok feci!
This is terrible!
Ellerimdeki kabarcıklar çok feci acıyor!
The blisters on my hands hurt like hell!
Şimdi, bir adamın çok feci bir şekilde defalarca bıçaklandığını gördüm.
Now, I just saw a man viciously and repeatedly stabbed.
İlk kez bir şeyi kıçıma soktuğumda çok feci şekilde iltihap yaptı, hapishane doktoru çıkarmak için kesmek zorunda kaldı.
First time I shoved one up my gut it infected me so bad, the camp doctor had to cut it out.
Çok feci.
Perfectly dreadful.
- Çok feci.
Perfectly dreadful.
Çok feci üzülecek.
She'll be terribly upset.
Çok feci can verebilirler.
I said they can die as cattle.
Orada çok feci yanabilirdin. Harbi diyorum. Ölebilirdin.
Could have been burned bad, too, I'll tell you that, and died.
Çok feci değil mi?
Isn't that tragic?
Biraz sonra çok feci şeyler olabilir.
A kind of tragedy may happen very soon...
Dinle, Danny, geçen hafta çok feci darbe yedim.
Listen, Danny, I got hit very hard last week.
Çok feci battık.
We're in a bad mess.
- Çok feci.
It's terrible.
Hey siz, mağazadakiler, biz paylaşmayan insanlardan hoşlanmayız, çok feci sikicez sizi şimdi!
You hypermarkets in you. Do not like jerks.
Beni çok feci dövdü, gözümü hastanede açtım.
He beat me so hard, I ended up in the hospital.
Başım çok feci ağrıyor.
I've got a band around my head so tight...
Cidden çok feci oluyorum.
I'll get real sick...
Eğer bir daha seni yalan söylerken yakalarsam çok feci yaparım böylece hayatın boyunca onu hatırlarsın.
If I catch you lying again I'll shoot you in the face so that you'll remember it for the rest of your life
- Çok feci, çok feci.
- Terrible, terrible.
Bence çok feci.
"Ces feux fatals" I think it's dreadful. ?
Çok feci hasar görmüş.
Badly damaged
Çok feci bir olay.
It's terrible.
Ne feci şey! Sissi çok hastaymış.
What a terrible misfortune!
Seni temin ederim, O seni çok daha feci benzetir.
She'll bash you a damn sight harder, I can assure you of that.
Çok yaşlı, feci yaşlı doktor karakteri mi?
The Jolly old, bloody old doctor character?
Çok iyi, feci yaşlı bir olmazsa olmaz.
Jolly well, bloody old de rigueur, eh.
Teyik çok hassastır, ama silah ateşlendiğinde feci geri teper, buna hazır ol.
But watch out, the trigger is very light. After shots will recoil. Stay firmly on his feet.
Bunu makinelerimizi kullanarak elde etmeye çalıştığımızda tıpkı bu genç gibi feci sonuçlar çok uzağımızda olmaz.
When we turn to our machines to gain this recognition, as this young pilot did, disaster is not an unlikely ending.
AY'DA ÖLDÜLER Çok feci, değil mi?
Terrible, isn't it?
Doktor, karınızın feci ölümünün sizi çok sarstığını biliyorum.
Doctor, I know you were quite shaken by the tragic death of your wife.