Öldüğümü traduction Anglais
955 traduction parallèle
Bu yüzden Yargıç, artık neden öldüğümü... Doryunnim!
So, Magistrate, let's find the truth about my death in earnest...
Bu şekilde benim öldüğümü bilmeyecek. Anladın mı?
It's so she doesn't know I'm dead, you understand?
Onların, öldüğümü sanmalarına izin verdim.
You see, I let them think I was dead.
Üzerimi yapraklarla örtün ve anneme adını sayıklarken öldüğümü söyleyin.
Just cover me with leaves and tell my mother I died with her name on my lips.
Onlara öldüğümü söyle.
Tell'em I'm dead.
Ona öldüğümü söylemişler.
They told him I was dead.
Benim öldüğümü düşlediğini söylüyor ama.
He tells me he's dreaming about me dying.
Ve onlara aynı sebepten öldüğümü söyleyin.
And tell them I died of the same
Bir yıl süresince benden haber alamazsanız... öldüğümü anlayacaksınız.
If you don't hear from me for a year... you'll know that I'm dead.
- Biliyorum. Öldüğümü sandın.
You thought I was dead.
Ford'lar öldüğümü bir duysun her neredeyseler artık deliklerinden çıkarlar belki.
Once the Fords find out I'm dead... maybe they'll come out of their hole, wherever they are.
Öldüğümü mü -?
Did you think I would...?
Alt tarafı, öldüğümü sanıyordun.
After all, you thought me dead.
Öldüğümü sanıyorlar ama ölmedim.
They think I'm dead, and I'm not dead.
Sonrasında öldüğümü anladım.
Then I knew I was dead.
Kayıpsam eğer, kimse öldüğümü bilmez.
If I'm missing, nobody will know I'm dead.
Tek parça halinde öldüğümü düşünür belki.
She might just as well think I died while all in one piece.
Hasta olduğumu, öldüğümü söyle.
Tell her I'm sick, tell her I'm dead.
O gece öldüğümü düşündün.
You thought I died that night.
Ben şanslıydım. Almanlar benim öldüğümü sanıp beni orada bıraktılar.
THEY THOUGHT I WAS DEAD AND LEFT ME THERE.
Ben de saklanıyorum ki öldüğümü sansınlar.
I'm hiding so they'll think I'm dead.
Eve git, onlara öldüğümü söyle! - Boşuna konuşma.
Go back to Ireland and say die.
Rommel'in öldüğünü görmektense benim öldüğümü görmeyi tercih ederler. Hayır, Tammy.
- They'd rather see me dead than Rommel.
Öldüğümü, bittiğimi söyle ama Tanrı adına onu buraya getir!
Tell him I'm beat, anything, but, by Jupiter, get him here!
Suya atladım ve dibde kaldım. Kara şövalye boğularak öldüğümü düşünmüş olmalı.
And then, sire, I dove into the water and stayed submerged until the Black Knight thought that I'd drowned.
- Demek, öldüğümü falan düşünüyorlar, öyle mi?
- So they think that I'm dead, do they?
Bak ne diyeceğim : öldüğümü düşünseydi seni aramak için içeri girerdi.
I'll tell you what : If he thought I was dead, he might come in here looking for you.
Rüyamda öldüğümü gördüm.
I dreamt that I died.
Sonra bir ara, öldüğümü düşündüm.
And then all of a sudden, I knew I was dead.
Mark'la birlikte öldüğümü mü sandın?
That I died with Mark?
Öldüğümü düşündüğümde korkunç hayallerle eziyet çektim.
When I thought I was dead I was tormented by ghastly dreams.
Ne kadar uzun süre ayrı kalırsam kalayım öldüğümü düşünmeyin.
No matter how long I'm gone, don't get any ideas that I'm dead.
Öldüğümü zannetti.
He thought I was dead.
Öldüğümü görmek isteyecek bir sürü suçlu tutukladım.
I can think of quite a few people that'd like to see me dead.
Öldüğümü sanmak istiyor.
They pretend I'm dead.
Nevers'den uzakta bir yerde öldüğümü.
Dead, far from Nevers.
"Anne, eğer gerçekten bana iyilik yapmak istiyorsan gerçek bir anneysen beni bulmaya çalışma benim öldüğümü veya hiç doğmadığımı varsay bu benim hayatım ve ben bu hayatı kendi yolumda yaşamaya gidiyorum."
"Mama, if you really want to be kind, " really a mother, don't try to find me. " Just pretend that I died or was never born.
Öldüğümü görmeyi ne kadar ister anlatamam.
SHE'D LOVE TO SEE ME GONE, I CAN'T TELL YOU.
Öldüğümü sandım.
I thought I was a goner.
Öldüğümü sanmış.
She thought I was dead.
Öldüğümü farz etmeni istiyorum.
I want you to pretend that I'm a dead man.
Belki de benim öldüğümü düşünmüştür.
Maybe she thinks I'm dead.
Öldüğümü görmek istiyorsun değil mi, öyle değil mi?
You want to see me dead, don't you? Don't you?
Çığlık atarak uyanır ve rüyasında öldüğümü gördüğünü söylerdi.
She used to wake up screaming. ... and say she had dreamed that I was dead.
Doktor geliyor ve beni inceliyor ve öldüğümü söylüyor.
The doctor arrives, he examines me... and pronounces me dead.
Bekliyor. - Ona öldüğümü söyle.
But I did not molest you.
Uzunca süren o karanlık boyunca öldüğümü sanmıştım.
During the long time of darkness it seemed that I had died.
Öldüğümü duyunca ne yapacaklar sence?
For we both know that he would take great pleasure in killing me.
Ona öldüğümü söyle.
Bring this letter back
Öldüğümü söylediler.
They said I was dead.
- Umarım öldügümü sanmıyordunuz.
- You didn't think I was dead too, did you? - Maria!