Ölebilirdin traduction Anglais
293 traduction parallèle
Ölebilirdin. Ne olmuş yani?
You might have been killed.
- Düşüp de ölebilirdin yahu.
A person can get killed that way!
Gerçekten bu yüzden ölebilirdin.
You're dead right on that.
Tanrım Vendi, ölebilirdin.
Good heavens, Wendy, you might have been killed.
Ölebilirdin, Anita.
You could have been killed, Anita.
Ölebilirdin.
You could've been killed.
- Ama ölebilirdin!
- But you could have been killed!
Yakında ölebilirdin Roma'ya geldin ve hastaneye yatmadan önce yılbaşını birlikte geçirdik.
As soon as you could, you came to Rome and we spent Christmas together, before you went to the hospital.
- Ölebilirdin!
- You might have been killed!
Birazcık geç kalmış olsaydım, ölebilirdin.
But if I'd come in any later, you'd be dead.
- Ölebilirdin.
You might have been killed.
Ölebilirdin!
You might have been killed!
Ölebilirdin.
You would have died.
Orada çok feci yanabilirdin. Harbi diyorum. Ölebilirdin.
Could have been burned bad, too, I'll tell you that, and died.
Beni dinle, Clo. Bu gece sen de ölebilirdin.
- But then we'll find you in pieces one day.
Ölebilirdin.
You weren't dead.
Isırılsaydın, ölebilirdin.
If you got bitten, you could die.
- Şanslısın, ölebilirdin.
- You're lucky you ain't been killed.
Onun yerine, sende ölebilirdin.
Instead, you almost were.
Eğer silahım olsaydı ölebilirdin!
If I had a gun, you would have been dead!
Ölebilirdin.
You could have been killed.
Ölebilirdin.
You could've been killed!
Ölebilirdin!
You could have been killed.
Sende ölebilirdin.
you could have been killed.
Ölebilirdin.
You could have been run over
O maço aklına gelmemiş olabilir ama dağdan aşağı düşüp ölebilirdin.
You should have been killed when you fell off that mountain.
Yıkamasalar ölebilirdin.
You would have died if they hadn't.
Ölebilirdin!
You could've died.
H * sktir, Ölebilirdin oğlum.
Holy crap, you could've been killed.
Olmasaydım, ölebilirdin!
If I don't save him, he'll die.
Ölebilirdin, Will Stoneman.
You could have been killed, Will Stoneman.
Sen de ölebilirdin, biliyor musun?
You could die too, you know?
- Ölebilirdin.
- You could've been killed.
Ölebilirdin!
Of all the asinine, fool-headed behaviour.
Öyle olmasa sen de ölebilirdin.
If not, you might as well have died.
Ölebilirdin ama yaşıyorsun.
You could be dead. But your alive.
- Ölebilirdin.
- It could get you killed.
Ölebilirdin.
Rom! You could have died.
Böyle bir günde ölebilirdin.
a day like today, you'd be dead.
Nuria gibi ölebilirdin.
You could've been dead like Nuria.
Ölebilirdin.
What if you wind up dead?
Yani Artie olmasaydı asansördeki bu büyüleyici görüntülere takılarak orda açlıktan ölebilirdin de değil mi?
So you would have evidently starved to death... just mesmerized by this spellbinding panorama... on this elevator if it hadn't been for Artie.
Ölebilirdin demek istiyorum.
I actually meant to shoot.
- Ölebilirdin!
- You could have been killed!
Ölebilirdin.
You could've got killed.
Ölebilirdin.
You could die.
Demek istediğim ölebilirdin ama yine de denedin.
I mean, he almost got you killed and you still tried.
Ölebilirdin.
Ha ha ha.
Ölebilirdin!
You could've been killed!
- Ölebilirdin!
- You could've been killed!
Buradan düsüp ölebilirdin!
That fall could kill you!