Öğrenci traduction Anglais
7,731 traduction parallèle
Bayan Day, kendi kelimelerinizle, Öğrenci Bishop'un, Los Angeles Polis Departmanı için neden bir kazanç olacağını açıklayın.
Miss Day, in your own words, please state why Cadet Bishop would be an asset to the Los Angeles Police Department.
Öğrenci çavuşu olmak için yırtınıyor.
He's working his ass off to become a cadet sergeant.
- Hayır, efendim bir de bana öğrenci çavuşu derseniz makbule geçer. Terfi mi ettin?
No, sir, and I'd appreciate you addressing me as Cadet Sergeant.
Ben kampüste takılan ama öğrenci olmayan Ferhat'ım.
I am the Farhad who hung around campus... but wasn't a university student.
Üniversitede olup da öğrenci olmayan Ferhat.
The Farhad who hung around campus but wasn't a student.
Okulu bitirdiğimde öğrenci kredimi ödemem gerek.
I have to pay off my student loans when I leave.
Yıldız bir öğrenci o, o yüzden...
She's a star student, so...
Kız öğrenci yurdunun sesinden rahatsız olmazsın umarım?
Oh, wait, a-are you bothered by sorority noise, though?
- Hiç bir çıkış yolu yok öğrenci.
No way out, Padawan.
Önünde zor bir yol var Öğrenci.
Ahead of you a difficult path there is, Padawan.
- Öğrenci Johnson'ı arıyorum.
I'm looking for Cadet Johnson.
Öğrenci.
Cadet.
- Efendim. - Öğrenci Johnson babasının izni olmadan çıkmıyor.
Cadet Johnson won't leave without his dad's permission.
- Öğrenci. - Efendim.
Cadet.
Mesela öğrenci Johnson.
Take Cadet Johnson.
Yüz tanıma yazılımıyla, öğrenci kimlikleriyle fotoları eşledim ve Aubrey'nin konuşması gereken bir çocuk buldum. Psikoloji öğrencisi.
I used facial recognition to cross-reference student I.D. photos and found a kid that Aubrey should talk to, this psych student named...
Sen de... yeni öğrenci Jo'sun herhalde.
You must be... Jo, the new student.
Unutmayın, yaya bölgesinde bisiklete binen her öğrenci 33-A Kanunu'nu çiğnemiş olur, bu yüzden not alın.
Remember, any student riding their bike in a pedestrian area is in violation of Code 33-A, so write'em up.
Öğrenci el kitabına göre, katılabilir.
According to the student handbook, he can participate.
- Öğrenci el kitabı. Troy'un katılabileceğini söylüyor ama yalnızca sorularla, açıklamalarla değil.
- The student handbook... it says Troy can participate, but only with questions, not with statements.
- Öğrenci adli komitesinin bir çok düzenlemesi var, değil mi?
Um, the student judiciary committee - has a lot of regulations, right?
İyi bir öğrenci olacağıma söz veriyorum, hocam.
Well, I promise to be a good student, teacher.
Öğrenci kredilerimi görmek ister misiniz?
You want to see my student loans?
Sizin örnek gösterebileceğiniz öğrenci tipi değilim.
I'm... I'm not what you'd consider an exemplary student.
Sadece bir tanesi öğrenci.
Just one of them is a student.
- Ama öğrenci başkanlığı seçimleri bugün.
- But the student body votes today. - Yeah.
- Şunu söylememe izin verin, eğer bir öğretmen ya da öğrenci öğretmeni bıçaklamakla tehdit ettiyse, adamı kovuştururdum. Muhabirle birlikte.
With the Correspondent board.
- Min burada öğrenci miydi?
Min was a student here?
Mezun olduğunuz dönemde 186 öğrenci varmış.
186 students in your graduating class.
En popüler kişi ve öğrenci birliği başkanı seçilmişsin.
You were voted most popular and student body secretary.
Ama bu, bebeğin annesi değil öğrenmesi gereken son bir ipucu kalmış olan başka bir öğrenci.
But this isn't the baby's mother, it's another learner with even less of a clue than the last.
Bugünlerde öğrenci ebeveynlerinden çok yoğun bir talep alıyoruz.
Parents of the students values our bags more than they would Hanwoo beef lately.
Üniversite ancak bir avuç öğrenci alır.
The university only takes a handful.
20 yıl sonra bu romantik öğrenci birden hayatın zorluklarıyla yüzleşti. Hayalleriyle yaşanan gerçeklerin engebesinde yaşamaya hapsoldu.
20 years later, after graduating from high school in Rovno, when this romantic schoolgirl suddenly appeared on the bumpy road of everyday life - among heat waves, poverty, violence, diapers, migraines, queues, family life disappointments -
Onun ne kadar parlak bir öğrenci olduğunu göreceksiniz.
You will see that she is extremely bright.
Sürücü ehliyeti, pasaport, sosyal medya hesabı kredi kartı ve hatta öğrenci kimliği için bile yüz tanıma verisi yok.
No facial recognition hits for drivers license, passport, social media accounts, credit cards, not even a goddamn student I.D.
Benim yıldız öğrenci!
My star pupil!
Paul iyi bir çocuk, Mark da Tevrat ve Talmud'da kusursuz bir öğrenci.
Paul is a fine boy, and Mark is an excellent student of the Torah and the Talmud.
Öğrenci kredilerinde bizi batırdılar, asla altından kalkamayacağız.
They have screwed us on student loans that we can never get out from under.
"ve 145.000 dolar öğrenci kredim var." yazıyordu.
"and $ 145,000 in student loans."
Neredeyse gerçek bir öğrenci gibi çalışıyorsun.
Studying almost like you were a real student.
Karı orospuydu sen ise transfer öğrenci olduğu yalanını söyledin.
She was a hooker, and you lied that she was a transfer student!
Bir patlama 38 öğrenci öldürdüğünü burada Kinbrook Kapsamlı oldu.
It was here at Kinbrook Comprehensive that an explosion killed 38 pupils.
Ben müdür olduğum sürece, ağzında fındık olan başka öğrenci göremeyeceksiniz.
That's right. As long as I'm principal You'll never see another student with nuts in their mouth.
Newton Lisesi yabancı öğrenci değişim programına katılacak.
Newton High School is participating in a brand new foreign student exchange program.
- Yeni bir öğrenci sadece.
Oh uh. She's just a new student.
O da benim gibi öğrenci.
He's a student like me.
Seninle yalnızca 3 ay daha geçireceğim sonra 2000 mil uzakta yurt hayatında ve erkek öğrenci birliklerinde olacaksın. Ben de sana sıkıcı gelmeye başlayacağım.
I only have three more months with you, and then you're 2,000 miles away, and it's dorm life and frat parties, and I'll seem boring by comparison.
Nisan ayında, grup Garissa Üniversitesi'nde... 147 öğrenci ve personeli katletmişti.
In April, the group massacred 147 students and staff at Garissa University College.
Rahat, öğrenci.
At ease, Cadet.
Öğrenci!
Cadet.