Üste traduction Anglais
2,529 traduction parallèle
Alttan en üste kesecek kadar keskin olduğunu bilirsin üstelik.
And you know it's sharp enough to go all the way up.
Yumrukları üst üste patlatıyor!
He's raining bombs!
Sanırım seçmenler, tüm bunların üst üste gelmesini kaldıramadı.
I think the accretion of this stuff was just too much for the voters.
Bu yüzden, BrownStar Sigortacılık, üç yıl üst üste Amerikan Müşterek Sigortacılar Topluluğu tarafından saygın İki Elmas Ödülü ile ödüllendirilmiştir.
It's the reason that BrownStar Insurance has been awarded the prestigious Two Diamond Award from the American Society of mutual Insurers for three years running.
Cedar Rapids'e kadar bekleseydin sana İki Elmas'ı dört yıl üst üste de kazandırabilirdim.
Mmm-hmm? If you'd waited till after Cedar Rapids, I could have won the Two Diamonds for you four years running.
Roger Lemke Elmas'ı bunca yıl üst üste nasıl kazandığını biliyorum.
Roger Lemke, I know how he won the Diamonds all those years in a row.
Ve, en güzeli de bu görünüşe bakılırsa, üst üste dört yıl boyunca ödülü kazanmamız bazı kesimlere çok çekici görünmemizi sağladı.
And, well, it's the darndest thing, it seems like winning four awards in a row has made us look pretty attractive to certain folks.
Yerel oyunlarda, beni üç kez üst üste oyun dışı bırakmıştı.
He got me out three innings in a row in the local games.
Tamamen çözülmüş, kırmızı tarafı üste gelen bir Rubik Küpü de olabilir.
Could be a fully solved Rubik's Cube with the red side facing up.
Üst üste bir hafta ortadan yok olup yabancılarla tuhaf bir yere gitmiyoruz.
We do not disappear for a week at a time going to some strange place with a bunch of strangers.
1927, 1930, 35, buraya bakın, tam en üste, 1939.
1927, 1930,'35. Look at right up here. Right at the very top, 1939.
Takımı Dünyayı Yen şampiyonasını 2 yıl üst üste kazandı.
His crew has won Beat the World for the last two years in a row.
Gelince her şey üst üste geliyor.
Everything happens all at the same time.
3 sene üst üste Avenida rekorunu elinde tuttu.
Held the record on the Avenida three years running.
Mavi, Bethany Hamilton, ikincisin. En üste geçebilmesi için 4.2'ye ihtiyacı var.
Blue, Bethany Hamilton, you're in second looking for a 4.2 to overtake that top spot.
Dalgaların altına geçmekte biraz zorluk yaşıyorum ama üste çıktım mı sıkıntım yok.
I mean, I have a little trouble getting under the big waves, but once I'm up, I'm solid.
Sadece üst üste bedenler.
Just flesh on flesh.
Her şey üst üste geliyor.
It's just one thing after another.
Hangi salak iki Sevgililer Günü'nü üst üste mahveder?
What kind of idiot messes up two Valentine's in a row?
Hayatımda her şey üst üste geldi sanki.
I feel like my whole life is boiling down to this one fucking blip in time.
Çocuklar, bu üst üste üçüncü oldu.
Guys, that was three in a row.
Üst üste dördüncü şampiyonluğu aşkıma yeğledim.
I traded love for a fourth consecutive national championship.
Washington'dakiler onun sokaktaki itibarının yardımıyla bu üste dünya dışı yaşamları tuttuğumuzla ilgili haber yayacağını bekliyorlar.
Boys in Washington hope her street cred will help dispel these stories of us hiding extraterrestrials here.
Bir yılı aşkın süredir bu üste görev yapıyoruz...
We've been posted at this nest for over a year...
Üstü üste sekiz kere kazandın.
Eight wins in a row?
Böylece üst üste iki gece boyunca sabaha kadar sende yatıya kalabilirim.
That's two whole nights in a row I can sleep over with you all the way to morning.
Tanrım, Priya'yı iki gece üst üste ekebilir miyim bilmiyorum.
Oh, geez, I-I don't know if I can ditch Priya two nights in a row.
İki oyun bizi üste çıkartacağını düşündük ve hala kayıtlarda sermaye ortağı olarak görünen iki emekliye yanaştık.
We thought having two more votes would get us over the top, so we approached two of the senior citizens who were still on the logs as equity partners.
Ve bütün olan şeyler'Harvey'den nefren eden insanlar'adı altında üst üste bindi.
- No, it's not. - What's our next move?
Cadılar Bayramı'nda üç yıl üst üste Kriss Kross gibi giyindim.
I went as Kris Kross three years in a row for Halloween.
Üst üste üçüncü yıl için,
For the third year in a row,
Olivia bana askeri üste yaşadığını söylemişti.
Olivia told me she lived on the military base!
Annemle Cece, üst üste defalarca "ünlü rehablitasyonuna" gittiler ve bunu hiç benle Eric'e karşı kullanmadı.
My mom and Cece have basically gone "celebrity rehab" on one another, and she's never held it against me and Eric.
Her şey üst üste geliyor.
God. I cannot catch a break.
Ayrıca kafamda gezen bin tane şey falan var ; ama ikimizin, bizim bazı yeni evrelerden geçtiğimizin farkındayım. Her şey üst üste yığılsın da istemiyorum.
I know we're going through some big changes - - you and I - - and I don't want to pile anything else on- -
O kadar ölüm, yakacak odun gibi üst üste yığılmış cesetler, kanla kırmızı akan nehirler...
So much killing... The corpses stacked like firewood, the rivers red with their blood...
Sanırım her şey üst üste geliyor.
I guess when it rains, it pours.
- Hemen üste çıkma.
- You just don't add up.
Arga Tek Yanlı Partisi, üst üste dört kez seçildi.
Unilateral Party of Arga, and re-elected four times.
Bir fikri vardı, hiç sektirmeden aynı hareketi yapıyordu ve üst üste 10 kez yapmazsa baştan başlıyordu.
The idea came into her head she had to move it in a precise pattern over and over again and if she didn't execute this movement flawlessly 10 times she'd start over.
Üst üste yığılmış yirmi beş lezbiyene ne denir?
What do you call twenty five lesbians stacked up on top of each other?
Ayrıca görev boyunca destek olmak için üste olacağım. Her şey hazır kardeşim.
And also, listen, I will be here at base quarterbacking the whole way.
İki gece üst üste. Beni ararsın sanmıştım.
Two nights in a row.
Misyoner pozisyonu, sonra köpek stili, sonra o üste çıktı.
Missionary, then doggie, then her on top.
Eşitlik, erkeklerin üste olması, emir vermesi, karar vermesi,... kadınların altta olması, itaat etmesi ve doğurması anlamına gelmiyor.
Equal doesn't mean men at the top, giving orders, deciding, and women at the bottom, obeying, procreating.
En yakın askeri üste bir süre pinekleyeceğim.
Oh, I'm probably gonna spend some quality time... at the nearest covert military facility.
Üst üste altı top kaybettim.
Lost another six balls- -
3 tane üst üste.
Three in a row.
Aynı şeyi üst üste kaç kere izleyebilirsin ki?
How many times can you watch the same shit over and over again?
Ceketi kumaşla üst üste getirmem gerekir.
I'll have Property bring the jacket over.
Her şeyin üst üste gelmesi...
Mm... The rush of the damned thing...