English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Intıkam

Intıkam traduction Anglais

47 traduction parallèle
Çünkü orası bizim mıntıkamız.
'Cause that's our territory.
Bunu bizim mıntıkamızda iş atarken enseledim, eh azıcık çaktım ağzına.
I caught her hooking in our territory, so I shook her up a little.
Mıntıkamıza burunlarını sokanlardan hoşlanmayız!
We don't like people sticking their noses in our territory!
Sen bizim kendi mıntıkamızı korumamıza ve kendi ait olduğun... sınıfın üyelerine her türlü karşı çıkıyorsun.
You offset every effort we make to protect our property... and that of members of your own class.
Galiba bu bizim mıntıkamız.
I guess that's our sector.
Karafatmalar mıntıkamıza bir kez fazla girmiş olacak.
These cockroaches will invade our turf once too often.
Ben kendi mıntıkamı istiyorum.
I want my own territory.
Kendi mıntıkamı istiyorum ; senden çok uzakta.
I want my own territory, far away from you.
Benim mıntıkamı seçtiler.
They chose my precinct.
Benim mıntıkam da ne kadar iyiymiş, görelim.
See how well he does on my turf.
Tabii ki Birleşik Devletler olarak kendi mıntıkamızda bulunan Komünist bir diktatöryadan kurtulmak için yardım edilmeliydi.
Surely the United States should help get rid of a communist dictatorship in our hemisphere.
Burası benim mıntıkam.
That's my spot.
Ne cüretle mıntıkamızda bir dükkanı yağmalarsınız?
How dare you wreak havoc in our district?
Şu anda bizim mıntıkamızdayız.
Then we on this off-brand-ass strip right here.
Su meselesine gelince mıntıkamızın su ihtiyacını 3 kuyu karşılıyor.
Water. Our sector is supplied by 3 Wells.
Beni akladılar. Mıntıkamı değiştirip yeniden başlamak zorunda kaldım.
They cleared me, but I had to switch precincts, start over again.
Son olarak, bazı Kankalar görevlerini berbat etti. Kiddo'lar mıntıkamıza giriyorlar.
finally, some Homies have screwed up in their obligations and the "kiddos" are getting in the territory.
"Mıntıkamızda silahlı çatışmalar olmakta."
There are armed battles in the region.
Hadi onları üzmeyelim, kendi küçük mıntıkamızda saklanalım, el ele tutuşmayalım, sokaklarda öpüşmeyelim, olmaz.
Let's not upset them, let's hide in our little ghettos, let's not hold hands, let's not kiss in the street, no.
Ganz ve Ford, mıntıkamızda bir işler çeviriyorlarsa bunu öğrenmeliyim.
If Ganz and Ford are working our backyard, I want to know about it.
Bir nöbet mıntıkamız var ve sen Facebook'a mı giriyorsun?
We got a sector to patrol and you're playing Facebook?
Tom, South Park'ta Asya mıntıkamızı genişleten yepyeni bir suşi lokantası açıldı.
Tom, a brand-new sushi place has opened in South Park, adding to our booming Asian district.
Aklında her ne varsa burası bizim mıntıkamız aşağılık serseri!
Whatever you got planned in mind, this is our jurisdiction, bastards!
Ben gidersem mıntıkam da gider.
Goes with the territory.
Mıntıkamı temsil etmek benim için bir onur.
- It's an honor representing my district.
Mıntıkamın sembolü.
It's from my district.
Burası benim mıntıkam.
This is my territory.
Jinhai benim mıntıkam, buradaki herkesi tanırım.
Jinhai is my turf. I know everyone here.
- Burası benim mıntıkam, Al,... şehrin bütün kuzeyi.
- This is my joint, Al, on the north side of town.
Mıntıkamıza baskın düzenlemek yok, barları yakıp yıkmak yok ve adamlarımı tutuklamak da yok.
No more raids into our territory, no more smashing up pubs and no more lifting my runners.
Benim mıntıkam sizden ayrı.
- I've got my own patch.
Orası bizim mıntıkamız bile değil.
That's not where we do business.
Siz de mıntıkamı yakıp kül ettiniz.
You burned my district to the ground.
Su meselesine gelince mıntıkamızın su ihtiyacını 3 kuyu karşılıyor.
Water. Our sector is supplied by 3 wells.
Vajinalının mıntıkamızda işi ne?
Why do fish come in to our territory?
Günah konseptı onu hem motıve edıyor hem tıksındırıyor, bu da seçtığı kurbanlarla uyumlu ve acıyla uyarılıp öfkeyle ıntıkam alan bır narsıst olduğunu gösterıyor.
He is both motivated and repelled by his concept of sin, which somehow correlates to his chosen surrogates and suggests that he's a grief-induced, anger-retaliatory narcissist.
Evet, Rafael Acosta bu masumu defalarca öldürerek ıntıkam alıyor.
Yeah, Rafael Acosta is avenging himself by massacring this innocent over and over.
Onca ıntıkam eylemı Matthew'un ölümünün verdığı acıyı bastıramadı.
All of these acts of vengeance, they do nothing to quell the agony of Matthew's death.
Bu mekan bizim mıntıkamızda.
You built this club on our territory.
Kuyüpleri bizim mıntıkamızda.
They cwub is in our territory
Sahne benim mıntıkam.
See, I own the stage.
Akıntıyla eğilen kamış gibi.
We bend as the reed in the flow of...
2 yıldır, sadece şeker kamışı kalıntılarıyla yaşıyorum!
Fortwo years, I lived only on the remains of sugarcane!
... üçün biri, patlıcan, muz, puro, çivi, beton, şey, kamış, balta nargile, kobra, çıkıntı, babatorik, kök, havuç, tıpa, sakallı, saksafon, sosis, ön takım, tek kürek, ufaklık, orta bacak tirbüşon, makineli, küçük kardeşim.
Quill, oil, crutch, garrote, one-eyed, Wedge clapper stump dart, leek, eel, trunk latch, Also it chalupa, radish, cork, quill, cucumber, salami, sausage, black pudding, mast, spyglass, weapon. baby, caterpillar, punch, scalpel, chiquitito pintón and my brother.
"Vahşi Hap", "Mukoza Holocaust 2" "Viva El Clamidia", "Sert Kamış" "Ben Bir Endoskobum", "Klitoral Kaşıntı"...
The Wild Coil, Mucous Holocaust II, Viva el Clamidia,
Eminim yıkamışsındır fakat iyot ve çamaşır suyuyla yıkamadığınız sürece beş gün boyunca cildinizde kalıntı kalır.
OH, I'M SURE THAT YOU'VE WASHED THEM THOROUGHLY SINCE THEN, BUT UNLESS YOU WASH THEM WITH IODINE AND BLEACH, THAT RESIDUE STAYS ON YOUR SKIN FOR FIVE DAYS.
Kamışla emerek nerede sızıntı olduğuna bakmak gibi.
Suck on the straw, see where the drink leaks.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]