English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Işınlayın

Işınlayın traduction Anglais

340 traduction parallèle
- Bizi gemiye ışınlayın.
- Beam us aboard.
Elektronik mikroskop ve bir biyokompüter ışınlayın.
Beam down a bio computer and a portable electronic microscope.
Köprüden taşıyıcı odasına. Mürettebatı buraya ışınlayın...
If you don't start beaming that crew over soon...
Hemen Mr. Spock'a ışınlayınız.
Beam it up to Mr Spock.
Onu ışınlayın.
Beam him down.
Hasar kontrol ekibini ışınlayın.
Beam the party aboard.
Hasar kontrol ekibini ışınlayın.
Beam damage control party aboard.
- Beni ışınlayın.
- Beam me aboard.
- Beyler, beni ışınlayın.
- Gentlemen, beam me aboard.
Kaptan, bizi hemen ışınlayın.
Captain, beam us up quick.
Derhal ışınlayın.
Beam up immediately.
Genel karargah için güvenlik. Aşağıya iki güvenlik görevlisi ışınlayın.
Secure from general quarters and beam down two, and only two, security guards.
- Bay Scott'u Enterprise'a ışınlayın gerçekleri öğrenmek için bilgisayarları kullanalım.
- Beam Mr Scott on board the Enterprise and employ our computers to learn the truth.
Çabuk bizi yukarı ışınlayın.
Beam us up, quickly. Now, Scotty.
Triacus'taki güvenlik ekibini ışınlayın.
Beam up the security detachment from Triacus.
Mr. Spock ve beni ışınlayın.
And transport Mr. Spock and myself immediately.
McCoy'u aşağıya ışınlayın hemen.
Have Dr. McCoy beam down immediately. Aye, aye, sir.
Işınlama odası, Mr. Spock'ı gemiye ışınlayın.
Transporter room, beam Mr. Spock aboard.
Hemşireyi acil tıbbi malzemeyle beraber aşağıya ışınlayın.
Beam down Nurse Chapel with an emergency surgical kit.
Gemiye ışınlayın ve işlemeye hazırlanın.
Beam up to the ship and start processing.
Yüksek danışmanı bulun ve onu buraya ışınlayın.
Locate the high advisor and beam him to these coordinates immediately.
- Onu Kaptan Kirk'ün yanına ışınlayın.
- Beam him down to Captain Kirk immediately.
Teğmen Romaine'i derhal aşağı ışınlayın.
- Sulu here. Beam down Lieutenant Romaine immediately.
Beni ışınlayın da, kanıtlayayım, o beylere.
That transporter was in perfect condition. I guarantee that myself. Transport me down right this minute and I'll prove to those gentlemen.
Gideon'dan gelen beyi ışınlayın.
Mr. Scott, beam down the gentleman from Gideon.
- Bizi hemen ışınlayın.
- Scotty, beam us up fast.
Onu ışınlayın.
Beam him aboard.
O subayı şimdi ışınlayın.
Beam that officer up now.
- Genesis'in koordinatları elinizde, ışınlayın.
You have the coordinates to beam up Genesis.
Beni ışınlayın.
Bring me up.
En kritik durumda olanları ayırıp, onları Kargo Hangarı 6'ya ışınlayın.
Identify the most critically injured and beam them to cargo bay six.
Işınlayıcı odası, ışınlayın.
Transporter room, energize.
Riker'ı ve ekibini gemiye ışınlayın.
Have Riker and his team beam back up.
Onları revire ışınlayın.
Lock on to their coordinates.
Çocukları yukarı ışınlayın.
Beam the children up.
Onları ışınlayın.
Beam them up.
Hata yapıp yanlış çocuğu kaçırdığını radyo ve TV de yayınlayın.
Broadcast the mistake on radio and TV.
Mr Spock, ışınlayıcının devrelerini kontrol et.
Mr Spock, have those transporter circuits checked.
İyon fırtınası ışınlayıcının kilidini etkiledi.
The transporter lock might have been affected by the storm.
Böyle bir fırtına ışınlayıcının devrelerinde bir güç dalgasına neden olup paralel bir evren ile boyutlar arası bir temas yaratabilir mi?
Could such a storm cause a power surge in the transporter circuits, creating inter-dimensional contact with a parallel universe?
Otomatik ışınlayıcı ayarlarını hazırlamalıyız, ama güç artırımına bağlandığımızda, Bu Sulu'nun güvenlik panelinde görünecektir.
We lay in the automatic transporter setting, but when we interrupt engine circuits to tie in the power increase, it'll show up on Sulu's security board.
Buraya ışınlanmanız için ışınlayıcınızı ayarlayacağım.
I will make it possible for your transporter to beam you that deep beneath the surface.
Grev komiteleri oluşturulması ile ilgili bilgileri ve taleplerini yayınlayın.
Publish information about the strike committee's start... and its demands.
Ganimet odasındaki bu alet, ışınlayıcının güç kaynağı. Işın için çok enerji gerekecektir.
here in the plunder room is the energy source for the Magnaray the ray uses the energy of will power
Pekala asi, ışınlayıcımı parçaladın ve değersiz arkadaşlarını kurtardın. - Evet yaptım, fena değil, değil mi?
well rebel, you smash my Magnabeam and save your worthless friends so I did, pretty good ah?
Kendi ışınlayıcılarını kullanmakta ısrar ediyorlar efendim.
They insist on using their own transporter, sir.
Kaptanınızı maddeye çevirmek için ışınlayıcınızın örneğe ihtiyacı yok.
The transporter need not pattern your Captain into matter.
Hatırladıysa, enerjisi şu anda ışınlayıcının rölelerinde olmalı.
If he has, his energy will be in the transporter relays now.
Tüm ışınlayıcıların faal olmasını istiyorum. Bu sürede de, tabloda kapsamlı seviye-1 kontrolü istiyorum.
I keep thinking about my boys.
Ve ışınlayıcılarımızın yaptığı gibi belirli bir maddeye de dönüştürebilir.
And into specific patterns of matter, as our transporters do.
Şimdi de, ben bütün akşamımı bu herife parasını ödemek için kasabayı arşınlayıp Herman'ın pisliğini temizlemeye harcayacağım evde güreş izlemek dururken.
And now I've got to spend my evening running around town paying this guy off, cleaning up Herman's mess when I could be at home watching wrestling.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]