Şansımı deneyeceğim traduction Anglais
536 traduction parallèle
Şansımı deneyeceğim.
I'll take a chance.
Şansımı deneyeceğim.
I'll take a chance. I'm no coward, you know.
- Şansımı deneyeceğim.
- I'll take my chances.
Haddimi aşmak istemiyorum ama şansımı deneyeceğim.
I don't want to overstep myself, but I'll take a chance.
Eh, o halde şansımı deneyeceğim.
Well, then, I'll try my luck.
Gidiyorum. Artık çok geç olabilir ama yine de şansımı deneyeceğim.
It may be too late, but I'm gonna try.
Bu durumda, şansımı deneyeceğim.
In that case, I guess I'll take a chance.
Şansımı deneyeceğim.
I'll take my chances on that.
Şansımı deneyeceğim.
I'll take the chance.
Golf kulübüne gidip bir maç ayarlamak için şansımı deneyeceğim.
I'll go to the club and see if I can get a game.
Ben sanırım, şansımı deneyeceğim.
I think I shall try my luck.
Şansımı deneyeceğim.
I'll take that chance.
Daha epey şansımı deneyeceğim.
But I'll try a bit longer.
- Şansımı deneyeceğim.
I'll take my chances.
Tamam, Jake, Şansımı deneyeceğim.
All right. Jake. I'll take the chance.
Başkente, ya da başka bir yere gidip şansımı deneyeceğim.
So I'm going to try my luck in the city or elsewhere
Burada yasaları ben koruyorum ve şansımı deneyeceğim.
It's just a time and a place for a showdown.
Ben şansımı deneyeceğim.
Now it's my chance.
Şansımı deneyeceğim.
I'm crazy. I'll take a chance.
- Öncelikle kasabaya gidip meydanda şansımı deneyeceğim.
- Well, first I shall go into town..... and try my luck in the plaza.
Ama yine de ben şansımı deneyeceğim.
All the same, I'm going to have a shot at it.
Kai Fong'de şansımı deneyeceğim
I'm planning to try Kai Fong Court
Bende şansımı deneyeceğim... hadi oğlum...
Give me a winner...
Şansımı deneyeceğim!
I have to try!
Ama ben yine de onları sallayıp, şansımı deneyeceğim...
But I'll roll them anyway, and take my chances...
Şansımı deneyeceğim.
I'll try my luck.
Şansımı deneyeceğim.
I'm going to take a chance.
Şansımı deneyeceğim.
I'll take my chances.
Performansımı sunmama izin verirseniz şansımı deneyeceğim.
If you'd just let me do my act for the court, I'll take my chances.
Eğer bir çare bulursan... Şansımı deneyeceğim.
If you can come up with something... i'll give it a try.
Şansımı deneyeceğim ve yaşayacağım.
I takes my chances and I gonna live.
Demeris'e söylemen konusunda, şansımı deneyeceğim.
I'll just take my chances on your telling Demeris :
Buradan çıkıp bir mekanda kafayı bulmak için altı ayım kaldı yani şansımı deneyeceğim, tamam mı?
I got six months to go here for busting up a place drunk so I'm just gonna take my chances, all right?
- Federallerle şansımı deneyeceğim.
- I'll take my chances with the feds.
Yarına kadar burada kalacaksak otel şansımı deneyeceğim.
If we get stuck in this county till tomorrow, I'm taking my chances and checking into a motel.
- Evet, şansımı deneyeceğim Houdini.
- Well, I'll take my chances, Houdini.
Twin Falls ya da daha büyük bir şehre doğru yola çıkmış olabilir, ama burada olduğu sürece şansımı deneyeceğim.
He may have been on his way to Twin Falls or a bigger city, but as long as he's here, I'm gonna give it a shot.
O zaman şansımı deneyeceğim.
Well, I'll take that chance.
Çölde şansımı deneyeceğim.
I'm going to try the oasis.
Sizin söylediğiniz gibi olduğunuzdan şüpheliyim ama şansımı deneyeceğim.
I don't know for sure you guys are who you say you are... but I'm gonna take a chance.
Kalsın. Şansımı Dupuis'de deneyeceğim.
Oh, I think I'll take my chance at Dupuis.
- Şansımı bir deneyeceğim!
- I hope so.
- Şansımı deneyeceğim
We'll see.
Şansımı açık denizde deneyeceğim. İstersen sen de benimle gel. Aklımdan geçenleri okudun.
I'll take my chances in the open sea, if it's all the same with you.
Galiba ormanda şansımı bir kez daha deneyeceğim.
I think I'll take another crack at my jungle.
Bir şansımı deneyeceğim.
It's sink-or-swim for me.
Ben şansımı gazla deneyeceğim.
I'll take my chances with the gas.
Şansımı bir de Bijoux Tiyatrosu'nda deneyeceğim.
They're auditioning tomorrow.
Ben biraz etrafta gezinip... şansımı buralarda deneyeceğim.
Well, I figure I'm going to stick around, take my chances here.
Düşünüyordum da ilanlara bakıp şansımı bir kez daha deneyeceğim.
I was thinking I'd give the newspapers a try again.
Şansımı bir deneyeceğim.
I'll take that chance.