English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ş ] / Şarı

Şarı traduction Anglais

159,540 traduction parallèle
Bak rahatsız etmek istemiyorum, ama dışarıda çok güzel bir hava var.
Look, I don't mean to bother, but it's such a nice day out.
Misafirlerimizin dışarısıyla olan bağlantısını, elimizden geldiğince minimumda tutmak isteriz.
We encourage guests to disconnect as much as possible.
Hadi gençler, mutfaktan dışarı.
Let's go, out of the kitchen.
Sana dışarıda ihtiyacım var.
I need you outside.
Dışarıda durumlar nasıl?
How's everything going outside?
Sonra bir sabah, ben banyodayken, beni dışarı çağırdı.
Then one morning, I was in the bathroom, and he called out to me.
Dışarı çıkıp, silah almadım.
I didn't go out and buy a gun.
Dışarıda bu kutuyu gördüm, zarar görmesin diye zili çalayım dedim...
I saw this crate of perishables out there, and I thought I...
Hey, bu gece bizimle dışarı çıkar mısın?
Hey, you gonna go out with us tonight?
Dışarı çıkarır mısın onu?
You'll take her out?
Kasayı açıp, parayı dışarı çıkarıyor ki daha sonra Ray ve adamları parayı alabilsinler.
He opens the register, takes the cash out so that Ray and his guys can come pick it up later.
Sanki buradasın ama dışarıda kendini görüyorsun.
Like you're in here... Watching yourself outside.
Kıpırdama ve pencereden dışarı bak.
Just hold still and look out the window.
- Yavaş ol ama, fark etmesinler. Sandalyenden suya doğru yavaşça süzül. Işıkları gördüğünde de beni görmeden dışarı çıkma.
Slowly, so they don't notice slide out of your chair and into the water, and when you see the lights, don't come up until you see me.
- Akşam dışarıdayız.
- We're hanging out tonight.
Tim yaşıyor ve yürüyor, 17'nin gecesi dışarıda.
Tim's alive and kicking, out and about on the night of the 17th.
Dışarıdaydım ve şimdi içeri giriyorum.
I was shut out and now I'm in.
sadece sen dışarıdayken bir şeylerle uğraşıyoruz.
Just getting on with things while you were out.
Tim'in katilinin o daireye girmesi ve dışarı çıkması gerekiyordu.
Tim's killer had to get in that flat and he had to get out.
Hayır, aslında, dışarı çıktım, ama önce eve geldim çünkü kıyafet değiştirmeyi unutmuştum.
No, actually, I did go out, but I came home first because I forgot to bring a change of clothes.
Tim Ifield kar maskeli adam değilse, başka bir şüpheli var ve hala dışarıda.
If Tim Ifield isn't Balaclava Man, there's another suspect, and he's still out there.
Sen dışarıda kal. Sen benimle birlikte gir.
Stay out and control access.
Dışarıda konuşmalıyız ve bırakalım adli tıp çalışsın, tamam mı?
We should talk outside and let the forensics crack on, yeah?
Aferin millet, bana ihtiyacınız olursa dışarıda telsizde olacağım.
Well done, everyone, I'll be on the radio outside if you need me.
Senin iş için dışarıya çıktığını söylediğin gece... neler olduğunu sordu.
He wanted to know your whereabouts on the night that you said that you were working.
Şimdi, söz konusu 17 gecesine dönelim, sürücü.... olarak dışarı çıktığınızda kendisi evde hasta olduğunu iddia etti.
Now, on the night in question, the 17th, when you were out for that drive, she's claimed she was at home, sick.
"FARS Araştırmacıyı dışarıya çıkartır ve FC'yi karantinaya alır."
"and FC to enter property."
Kar Maskeli Adam hala dışarıda bir yerlerde olmasına rağmen, Patron, Tim'in öldürülmesini Hana'ya yüklemek için o kadar istekli ki.
The boss is so keen to pin Tim's murder on Hana, whilst Balaclava Man's still out there.
Şahit bulamayacak kadar, yalnız birisi. Her gece büyükannesini ziyaret etmek için dışarı çıkıyor, sonra gece vardiyasında saatler doluyor.
A loner with no-one to provide an alibi, who follows a predictable routine - - out every night to visit his grandma, then clocks in on the night shift.
- Dışarı çık ve Roz ve Nick Huntley'i al getir.
- Get out and pick up Roz and Nick Huntley.
Dışarıda!
Outside!
Dışarıda bir saat kadar durmuşumdur.
Must've sat outside for an hour.
Çünkü tüm cevaplar dışarıda değil.
Because all the answers aren't all out there.
Üzgünüm hanımefendi ama dışarıda bir kadın var.
I'm sorry, Madame, but there is a woman outside.
Dışarısı sıcak.
It's hot out. - Whoo!
Dışarı mı çıkıyorsunuz?
Are you guys going out?
Yeterince dışarı çıkarmıyormuşum.
She says I don't take her out enough.
Dışarı çıkmak onun için çok zordu.
Was very difficult for him to get out.
Kızları da alıp buraya gelsin, sana sarılsınlar.
I'll have the girls here hugging you within hours.
Sarı Gözlü Şeytanı diyorum.
The devil with yellow eyes...
- Sarı haptan içti bugün.
He's in the yellow.
Ölmüş hayvanlarla etrafın sarılmış.
Well, you're literally surrounded by dead animals here.
Gövde parçaları, plastik kutularda sarılmış.
Body parts wrapped in plastic bin-liners.
plastik kutularda sarılma da farklı.
The wrapping in bin-liners is also a contrasting feature.
Evet, kalıntılar kağıda sarılıp plastik.... kutuların içine doldurulmuştu.
Yes, the remains were wrapped in paper and then sealed inside of plastic bin liners.
- Bu işi iyi sarıldın.
- Getting good at this.
Vücut parçalarının etrafına sarılan malzeme gazete imiş.
The material wrapped round the body parts was newspaper.
Bağımsız adli bilim adamlarımız, Leonie Collersdale'nin.... ikinci vücut parçalarının, Jackie Laverty'nin vücuduna..... yapıldığına inandığımız donma-çözülme hasarına benzer şekilde dondurulduğunu tespit etti. Ayrıca gazetede vücut parçalarının sarıldığı gazete parçalarının,
Our independent forensic scientists confirm the second set of body parts relating to Leonie Collersdale shows cellular freeze-thaw damage similar to what we believe was done to Jackie Laverty's body, and also that the newspaper found wrapping the body parts has been
Sizi 20 dakika sarılma hareketi yaparken çekemem.
I can't film you doing the hugging move for 20 minutes.
- Peki özelliğin insanlara sarılmaksa?
- What if your gimmick is hugging people?
Ama sonra, tabii ki geri gelip beni yeniyorsun çok Amerikan ve harika bir şeyle çünkü sen sarışınsın.
But then, of course, you would come back and defeat me with something all-American and awesome, because you're... blonde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]