20 mi traduction Espagnol
2,984 traduction parallèle
20 milyon çalmak saçmalık değil mi?
¿ Y no es ridículo que tú quieras robar 20 millones de dólares?
dünya filosu 20 dakika içinde yanacak.
Unos 20 minutos estamos filmando distancia de la Tierra, mi Führer.
20 dakika demedi mi?
¿ No dijo 20 minutos?
Yirmi dakikadan az bir süre içinde ofiste olabilirim.
¡ Voy a llegar a mi oficina en menos de 20 minutos! ¡ Si!
Son 20 dakikada 3 kezdir neredeyse öldürülüyordum.
Casi tengo mi culo muerto tres veces en los últimos 20 minutos!
Ne kadar 20 000 mi?
¿ Cuánto es, 20 mil?
Personelim 20 dakika önce ayrıldı.
Mi equipo se fue hace 20 minutos.
Söyle arabasına binsin 20 dakika sonra bizimle benim evimde buluşsun.
Dile que tome su coche y venga a reunirse con nosotros aquí en mi casa en 20 minutos.
- 20 mi?
- ¿ 20?
20 mi?
¿ 20?
Sence evleri soyulurken 20 dakika beklememizi mi tercih ederler?
¿ Crees que prefieren tenernos 20 minutos esperando mientras sus casa están siendo robadas?
Man Soo, ömrümün 20 yılını altın madeni işine verdim.
Man Soo, estuve 20 años de mi vida extrayendo oro.
Hatam çok fazla meraklı olmamdı.
- Mi falla fue ser muy curioso. - Le doy 20 de mas.
Babanın dişini tırnağına takarak 20 yılda kurduğu bu günlere getirdiği şirketi batıracaksın, öyle mi?
¿ Quieres destrozar la compañía por la que sudé sangre los pasados 20 años? ¿ Sabes lo duro que trabajé por ella?
- Tam olarak yirmi mi? - Evet.
¿ En realidad dice 20?
Ben 20 yıldır babamı görmüyorum, ayrıca...
No veo a mi padre durante 20 años, así que...
20 yi al demedim mi sana?
¿ No te dije que trajeras veinte?
20 dolarımı geri istiyorum.
- Devuélveme mi dinero.
Buraya geldiğimde cebimde sadece 20 dolar vardı.
Cuando llegué aquí, solo tenía u $ s12 en mi bolsillo.
Oğlum şimdi 20 yaşında ve evli.
Mi hijo tiene 20 y está casado.
Bir ayda en çok kazandığım zaman sanırım valilik seçimine girdiğim aydı. Çünkü web sitem ayda 20 bin giriş alıyordu. Ve sonra internet dükkanımda tişörtler ve düğmeler satılıyordu.
Lo máximo que hice en un mes fue tal vez cuando postulé para gobernador, mi sitio web hacía unos 20.000 al mes, y mi tienda en línea con la venta de camisetas y botones hacía entre 10.000 y 15.000 al mes.
Evinden burası 20 kilometre falan değil mi?
- ¿ No son unos 20 kilómetros? - 21.8 pero...
İki gözümde de 20-20 şahin görüşü var, anlatabildim mi?
Tengo vista de veinte-veinte en ambos ojos. ¿ Sabes lo que digo?
Okul ve daha fazlası 25 yaşındayım ama 17 gibi görünebilirim
Estuve ayudando a mi papá con un proyecto varios años, y como aún estudio, probablemente creas que tengo unos 20 años. Pero tengo casi 25. Y como tú tienes 17...
Yirmi yıl uzun bir zaman değil mi?
20 años es mucho tiempo.
Pamuk şekeri olacak... - Bu ayın 20'si mi?
Habrá máquinas de algodón de azúcar- ¿ El 20 de este mes?
- 20 kişi mi?
- ¿ Veinte?
20 yıldır paramı yiyorsun, ve böyle mi teşekkür ediyorsun?
Me he desangrado por ti durante 20 años ¿ y me lo agradeces así?
Sahi mi? Çünkü senin kiran genelde yirmisinde geliyor.
Porque tu renta suele llegar a mi buzón como para los 20 y eso no va a funcionar.
Daha bu sabah muhasebecim o gece Armaan'a 2 milyon rupiyi nakit olarak verdiğini söyledi.
Esta mañana mi contador me dijo.. .. que le dio a Armaan 20 lakhs en efectivo ese día. ¿ Por qué?
Babam kraliyet donanmasına 20 yıl hizmet etti.
Mi padre sirvió 20 años como oficial de la marina de su majestad.
Bu kez 20 dolarına. - Gerçekten mi?
Por $ 20 la hora.
20 yaşındayken ani bir hastalık onu benden aldı.
Una enfermedad repentina la quitó de mi lado cuando sólo tenía veinte años.
Bay Piper, maktul sizden 20 kilo ağır ve 20 cm daha uzundu, değil mi?
Sr. Piper, ¿ no pesaba la víctima nueve kilos más que usted, y era 8 cm. más alto?
Hayatımı toparlamam 20 yıl falan sürdü.
Sólo me llevó no sé, unos 20 años poder enderezar mi vida.
Ekibim için şunlardan yirmi tane olsun.
Y 20 de ellos para mi equipo.
O 20 yaşındaki etrafa feromon saçan kız üç dönemdir ön sıralarda oturup benimle göz teması kurmaya çalışıyor. Şimdi ise kahve içmeye davet ediyor.
Estaba pensando que esa veinteañera con las hormonas a flor de piel ha estado sentada en primera fila en mi clase poniéndome ojitos durante tres semestres, y ahora me invita a tomar un café.
İki dakika oldu. Şahsen telefon açtı. Emniyet Kuvvetleri'ndeki 20. yılımda ilk kez bir bakan aradı beni.
Hace dos minutos Él mismo 20 años en esta casa y es mi primer ministro
Hayatımın 20 yılını mahvettin!
¡ 20 años de mi vida sin tener sentido!
Arabada 10.000 milyon var. Benimle 20.000 avro için mi böyle konuşuyorsun?
Tenemos millones... y estás rompiéndome las bolas por 10.000?
- Evet, anlıyorum. Karımla hukuk fakültesinde tanıştık o 20 yaşındaydı, ben de 22.
Quiero decir, conocí a mi esposa en la escuela de derecho, ella tenía 20 años, yo 22.
Kalpazanlık yapmak için gereken baskı makineleriyle 20 dolar kalıbı da size mi ait?
¿ También son dueños de la impresora y de los billetes de $ 20 falsos?
Karımla bu dansa yirmi yıl boyunca geldim. Ve son 12 Tatlı Turta'yı ise evde resimleri ile geçirdim.
Sabes, me pasé 20 años viniendo a este baile con mi esposa y los últimos 12 bailes en casa con sus fotos.
İş tamamlanınca 20.000 $ daha alacağım değil mi?
¿ Conseguiré 20 grandes más, cuándo el trabajo esté hecho?
20 kağıt için mi?
¿ Por 20 libras?
10 milyon dolar mı, 20 mi?
¿ Diez millones? ¿ Veinte?
Tahminim 20 yıl, ama isterlerse ömür boyu olasılığı var.
Mi conjetura son 20 años, pero si se encaprichan, es posible una sentencia de por vida.
Trevor Grant çok 20. yüzyıl kokuyordu değil mi?
Bueno, Trevor Grant es tan del siglo 20, ¿ verdad?
20 dolara kafa bile mi?
¿ Ni siquiera a 20 dólares por cabeza?
20 bin mi duydum?
¿ He oído 20?
Bütün aile 20 sterlin için mi öldürüldü?
Toda una familia muerta, ¿ por cuánto, 20 libras?