Anlıyorsun traduction Espagnol
4,134 traduction parallèle
Ama ne demek istediğimi anlıyorsun.
Pero sabes a lo que me refiero.
Benim gibi, iyi bir eşden anlıyorsun!
¡ Así como yo, tienes un buen ojo para una buena esposa!
Beni anlıyorsun.
Tú me entiendes.
Yani nasıl bir süreçten geçtiğimi anlıyorsun.
Así que entiendes por lo que estoy pasando.
- Beni anlıyorsun.
Estás hablando mi idioma.
Anlıyorsun ki, tek evladın öldüğünde artık anne olmuyorsun.
Pero verás, cuando tu único hijo muere... entonces ya no eres más una madre.
Olayları, yaşının çok ötesinde algılıyor ve anlıyorsun.
Siento que comprendes las cosas como una persona mucho mayor.
Ne istediğimi anlıyorsun ama, değil mi?
Entiendes lo que te estoy diciendo, ¿ verdad?
- Beni anlıyorsun, değil mi?
Lo entiendes, ¿ no?
İlaçlardan anlıyorsun.
Sabes de productos farmacéuticos.
Artık anlıyorsun.
Ahora lo entiendes.
Bunu anlıyorsun değil mi?
Lo... Lo entiendes, ¿ no?
Danstan anlıyorsun.
Bailas muy bien.
Beni gerçekten şu anda yanlış anlıyorsun.
No has entendido nada.
Peki, belki biliyor. Ama bu işi 6 sene yaptıktan sonra anlıyorsun ki her komşunun tanrı vergisi görmezden gelme hakkı var. Karnından bıçaklanma korkusu.
Puede que sí... pero con 6 años que llevas en esto sabes que todos se hacen los ciegos, por miedo a terminar con un cuchillo en la barriga.
Nedenini anlıyorsun değil mi?
Entiendes el porqué, no?
Tabii ki anlıyorsun.
Por supuesto que sí.
Yani durumumu anlıyorsun.
Entonces lo entiendes.
Sen anlıyorsun ama.
Tú sabes qué está pasando.
Anlıyorsun işte beni.
Sabes de lo que estoy hablando.
Anlıyorsun değil mi Ben?
Comprendes eso, ¿ no es así, Ben?
Şimdi nasıl hissettiğimi anlıyorsun, görmezden gelinmiş, kenara atılmış.
Ahora sabes cómo me siento, al ser ignorada, dejada de lado.
- Hala yanlış anlıyorsun.
- Todavía me malinterpretas...
Yani, sen ve Laura, anlıyorsun ya...
Así que, estáis tú y Laura, ya sabes...
Anlıyorsun beni!
¡ Lo entiendes!
Bunu bize anlatmanın neden bizi ciddi olarak endişelendirdiğini anlıyorsun herhalde.
Entenderá por qué lo que nos está contando podría causarnos una seria preocupación.
Sonunda anlıyorsun ki, mutlu bir melodisi olduğunu sandığın o şarkıların hepsi aslında çok acıklıymış.
Y finalmente te das cuenta de que todas esas canciones que pensaste eran felices en realidad son muy tristes.
Mucizevi bir şekilde ölümden döndüğünde de kaybedecek hiçbir şeyinin harcayacak hiç zamanının olmadığını anlıyorsun.
De nada. Ni de nadie. Y cuando no te mueres, cuando milagrosamente vives, te das cuenta de que no tienes nada que perder ni tiempo que desperdiciar.
Anlıyorsun işte.
Sabes lo que quiero decir.
Anlıyorum. Anlıyor musun? Neyi anlıyorsun?
- ¿ Qué entiendes?
Şimdi nasıl hissettiğimi anlıyorsun o zaman.
Ahora sabes cómo me siento cuando debo colocártelo.
Sebebini anlıyorsun.
¿ Está en contra?
Gus, bunlardan ne anlıyorsun?
Gus, ¿ qué piensas de ellas?
Bütün bunlardan ne anlıyorsun?
- ¿ Qué piensas de todo esto?
Şaraptan gerçekten anlıyorsun.
Realmente sabes de vinos.
Bu ülkedeki varlığı zaten tartışmalıydı. Bunu anlıyorsun.
Su presencia en este país era delicada.
Beni anlıyorsun değil mi?
¿ Me entiendes?
Sihir kullandıklarını nasıl anlıyorsun?
¿ Cómo sabes cuando están usando magia?
Bu takım yenilenmeli. Bunu anlıyorsun değil mi?
Oye, esta franquicia necesita que la rehagan.
Ben nereden anlıyorsun?
¿ Cómo sabes que un barco ha zarpado?
Akıllı adamsın, zevklisin görsellikten çok iyi anlıyorsun.
Eres un chico listo, tienes algo de gusto, Tienes sentido de la vista, Digo,
Ama görme kabiliyetini kaybettiğin zaman, bir şeyi görebilmenin değerini anlıyorsun çünkü gördüklerin, gerçeklerdir ve gerçekler güzeldir. Evet, haklısın.
Pero cuando pierdes la vista, te das cuenta lo grandioso que es ser capaz de ver cualquier cosa porque es verdad, y la verdad es buena.
Ekip halinde hareket ettiklerinde ciddi olduklarını anlıyorsun.
Sabes que se lo toman en serio cuando se mueven en grupos.
Kakalardan da anlıyorsun yani.
Pues sí que conoces tipos de caca.
Sana ne dediğimi anlıyorsun, değil mi?
¿ Entiendes lo que te digo?
Anlıyorum, dün geceye kızıyorsun.
Lo entiendo. Estás enojado por lo de anoche.
Benden hoşlanmıyormuş gibi yapıyorsun ama seni anlıyorum.
Finges como si no te agradara, pero te descubrí.
Anlıyorum. Demek bana inanıyorsun.
Oh, está bien, ahora que me creas.
Korkuyorum, anlıyorsun ya.
Estoy... aterrado, ¿ ves?
Aman Tanrım, Lana anlıyorum, beni kıskandırmak istiyor fakat beni cidden viski için mi geri alıyorsun?
Oh por Dios, de Lana lo comprendo, quiere ponerme celoso, ¡ ¿ Pero en serio te estás desquitando conmigo por el whisky? !
Anlıyorsun değil mi?
¿ Lo entiendes?