English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Anlıyoruz

Anlıyoruz traduction Espagnol

1,617 traduction parallèle
Manyetik alan kuşakları görünmez olmasına rağmen var olduklarını "koronal ilmek" ve "prominens" denen Güneş atmosferindeki çıkıntılara bakarak anlıyoruz.
A pesar de que las líneas de los campos magnéticos son invisibles sabemos que existen en el Sol observando fenómenos llamados "Coronas" y "Prominencias solares" elevándose en la atmósfera solar.
Bunun çok önemli olduğunu anlıyoruz. Çünkü doğrudan atmosferin dış katmanlarına çarpsaydı atmosferden küçük kütleler koparıp uzaya saçardı.
Resulta ser que este efecto es muy importante porque si impactara directamente la capa externa de la atmósfera separaría pequeñas partes de estas que irían al espacio.
Birbirimizi anlıyoruz.
Entendido.
- Kara deliklerin galakside madde üretimiyle bağlantılı olduğunu anlıyoruz ve bu çok yeni bir bilgi.
Percibimos que los agujeros negros tienen algo a ver con la creación de la galaxia Y eso es muy, muy nuevo!
Ve işte gerçek olduğunu bu şekilde anlıyoruz. Teorisyenlerin uydurması olduğu için değil tüm gözlemlerimiz bize bunu söylediği için.
"Y esto lo sabemos como verdadero, no por teorías inventadas sino porque así lo muestran todas las observaciones."
Seni anlıyoruz evlat.
Entendemos, niño.
Anlıyoruz. - Evet.
Claro que te entendemos.
Şimdi neden Zelikow liderliğindeki komisyonun 11 Eylül'ün sahte bir eylem olduğu gerçeğini gösteren bütün delilleri görmezden geldiğini anlıyoruz. Yeni bir emperyalist hareket için kamuoyunun olurunu almak ve ihtiyaç duyulan maddi kaynağı sağlamak.
Podemos entender sin embargo por qué la Comisión liderada por Zelikow haya ignorado toda la evidencia que apunta a la verdad, que el 11 / 9 fue una operación de bandera falsa con intención de autorizar doctrinas y fondos necesarios para un nuevo nivel de movilización imperial.
Bu ormanlarla ilgili yeni şeyler öğrendikçe onların tüm gezegenin selâmeti için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
Cuanto más descubramos de estos bosques, más estamos descubriendo sobre cómo de vitales son para el bienestar del planeta entero.
Onu özlemeni anlıyoruz!
¡ Ya sabemos que la extrañas!
Bay. Dexter. Şunu bilmelisiniz ki durumunuzu anlıyoruz, o yüzden size nasıI olacağını söyleyeyim.
Señor Dexter, quiero que sepa que entiendo su posición así que le diré qué vamos a hacer.
Bu matrisin şeklinden, neyi anlıyoruz?
Por la forma de esta matriz podemos ver...
Mary Jane ve ben birbirimizi anlıyoruz.
Mary Jane y yo nos entendemos.
Biz onların her söylediğini anlıyoruz.
A fin de cuentas, no entendemos todo lo que ellos dicen.
Birbirimizi iyi anlıyoruz. Amsterdam'da birçok kişi mümkün olsun ya da olmasın kendileri için hatırı sayılır bir kazanç için ona yardım edeceklerdir elbet. - Kendimize.
No, ella entiende y nosotros también, que son muchos en Ámsterdam los que están dispuestos a ayudarla obteniendo, de paso, pingües beneficios.
Bakın, izlenildiğimizi anlıyoruz bunu kanıtlamak için de tam size, gözlerinizin içine bakıyoruz.
Mirad, entendemos que nos están observando y os estamos mirando a los ojos para demostrarlo.
Birbirimizin güçlü ve zayıf yönlerini anlıyoruz.
Entendemos las fortalezas y las debilidades del otro.
Ve bunu anlıyoruz.
Y lo entendemos.
Bunun sizler için son derece zor olduğunu anlıyoruz.
Entendemos que esto es muy difícil para algunos de ustedes.
Seni anlıyoruz.
Podemos entenderle.
Sen ve ben, birbirimizi anlıyoruz, değil mi?
Tú y yo nos entendemos, ¿ no?
Seni anlıyoruz Frankie
entendemos, Frankie.
Bakış açınızı ve durumu nasıl değerlendirdiğinizi anlıyoruz.
Entendemos su punto de vista, y cómo ven la situación.
Kendini ne kadar kötü hissettiğini anlıyoruz, fakat...
Comprendemos lo mal que se siente, pero...
Bunu leğen kemiklerinin darlığından anlıyoruz. Ve ayrıca leğen kemiğindeki şu boşluklardan. Çünkü, yetişkin bir bayanın leğen kemiklerinde bu boşluklar olmaz.
Lo sabemos por la estrechez de sus huesos pelvianos y por estos espacios en la zona pelviana donde los huesos de una humana adulta estarían totalmente formados.
Evet, çok iyi anlıyoruz.
- Sí, nos entendemos perfectamente.
Buradaki, Mt. Abaddon hastanesindeki bakımınız konusunda sorunlar olduğunu anlıyoruz.
Tengo entendido que ha habido algunos problemitas con sus cuidados aquí en el Monte Abadón.
Yaptığın şeyi tamamen anlıyoruz. Senin durumunda olsaydık, Bette... kesinlikle aynısını biz de yapardık.
Y entendemos totalmente lo que hiciste, porque si hubieramos estado en tu lugar hubiéramos hecho lo mismo
Tamam. Birbirimizi anlıyoruz. Anlaşalım gitsin.
Tómenlo, tómenlo.
Durumunuzu anlıyoruz. Yardım yolda. Fakat hayatta kalmak istiyorsanız olduğunuz yerde kalın.
Comprendemos la situación y estamos en camino, pero si quieren sobrevivir tendrán que quedarse donde están.
Evet, anlıyoruz. - Hiç sanmıyorum.
Si, lo entendemos
Gördün mü? Biz küçük kasaba kızları birbirimizi anlıyoruz.
Porque nosotras, las de pueblos chicos, nos reconocemos.
Evet, anlıyoruz.
Eso, podemos.
Sizi çok iyi anlıyoruz.
Lo entendemos.
Sana bir şey söyleyeyim mi koca oğlan, kızım ve ben birbirimizi anlıyoruz, aramızda sözsüz bir bağ var ve...
Deja que te diga algo, chico grande. Mi hija y yo tenemos un entendimiento. Un vínculo sin palabras.
Anlıyoruz, ama dostum gelecek adına cevap veremez.
Lo entendemos, pero mi amigo no responderá por el futuro.
Yani, birbirimizi tanıyoruz birbirimizi biliyoruz, birbirimizi anlıyoruz.
Quiero decir, nos conocemos. Nosotros... Nos vemos.
Birbirimizi anlıyoruz değil mi?
Nosotros congeniamos, ¿ Verdad?
Birbirimizi anlıyoruz.
Nos tenemos el uno al otro.
# Bu çocuğu sevdiğini anlıyoruz. #
Entendemos que ames a ese niño.
- eğer barutu çıkarırsanız... - Tamam, tamam, anlıyoruz, Bay Nelson.
- Sí, lo hemos captado, Sr. Nelson.
Bay Marsh, artık yasa tasarınızın önemini anlıyoruz.
Sr. Marsh, ahora vemos la importancia de su propuesta.
Anlıyoruz. Ama sorgulamayı bize bırakın.
Lo entendemos, pero déjenos su interrogatorio a nosotros.
Şu anda birbirimizi iyi anlıyoruz, o kadar.
Ahora mismo somos buenos el uno para el otro.
- Anladık, seni anlıyoruz bebeğim.
- Esto es lo que digo, vosotros.
Naomi'nin kızmasını anlıyorum. Hiç kimse daha kızgın olamaz falan. Merkezin jinekologa ihtiyacı var, ama ne zamandır oylama yapmıyoruz?
Entiendo el enojo de Naomi, lo de la mujer despechada y que requerimos tocoginecólogo, pero ¿ desde cuándo no votamos?
Extra Large için yapıyoruz anlıyor musunuz? Evet.
"Now put your hands up Now throw your glasses high"
Lucy'i dinledikçe, bu yeni dünyanın eskisinden iyi olmadığını anlıyoruz.
¿ Crees que compramos bastantes provisiones para todos?
Şimdi anlıyorum ki biz aynı yerde toplanıyoruz.
Sé que fuimos convocados.
Geçen üç yılda, senin yüzünden nasıl hayatım boyunca izlediğimden daha fazla televizyon izlediğim konusunda. Hiçbir şey yapmıyoruz ve sen hep depresifsin, anlıyor musun?
Sobre como vi mas TV en 3 años que en toda la vida... porque no haces nada!
Sona gittikçe yaklaşıyoruz ; anlıyor musun?
Se acerca al final ahora, ¿ me sigues?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]