Ata traduction Espagnol
3,132 traduction parallèle
İstedikleri kadar ata binebilecekleri bir yer.
Un lugar en donde puedan cabalgar todo el tiempo que quieran.
Sabah seninle buluşur o ata bakarız Cornell.
Vendré por la mañana para hablar de ese caballo, Cornell.
Senin hatan değil. Her ata olabilir.
No es culpa suya.
Sana nasıl yapacağını anlatıncaya kadar dörtnala giden ata binmesini de bilmiyordun.
No sabías ponerte de pie sobre un caballo al galope hasta que te enseñé.
Ama Cordelia ata İngiliz eyeriyle biner.
Pero Cordelia usa silla inglesa.
Ata çok iyi biniyorsun.
Cabalgas muy bien.
Biri kör diğeri ileri derece prostatı var, ata yan biniyor.
Uno ciego, otro con inflamación de la próstata, montando de costado.
- Ata yan biniyormuş.
- Están montando de costado.
Sahilde ata binen çift gördüğümüzde nasıl güldüğümüz gibi mi?
¿ De si nos reímos al ver una pareja a caballo en la playa?
Beni ata götürmeniz daha kolay olacak sanki. Yanıma gelin.
Sería más fácil llevarme a mí hacia él.
Ata biner misin?
¿ Sabes montar?
Ata bin, Arthur.
Sube al caballo, Arthur.
Tabii kedi, ata tecavüz ediyor gibi görünmüyorsa.
¡ Salvo que parezca una gata violando a un caballo!
Baruch Ata Adonai!
¡ Barouch Ata Adonai!
Ata binebilir misin?
¿ Sabes cabalgar?
Ama o ata ihtiyacım var!
¡ Pero necesito ese caballo!
Ilık banyo, buz banyosu, fıskiye hipnoz hatta ata binme.
Baños tibios, baños helados, chorros de agua, hipnosis incluso montar a caballo.
Kentucky Derbisi'ni kazanan ata benziyor.
Parece el caballo ganador del Derby de Kentucky.
Bağla şu serseriyi.
Ata al maldito.
Çoğunlukla ata biniyor ya da belgeleri karıştırıyor.
Siempre está recorriendo su propiedad o estudiando sus papeles.
Bir daha ata binemeyecek, eskrim yapamayacak, tekne kullanamayacak olmanın ne demek olduğunu bilemezsin, tamam mı?
No sabes lo que se siente no volver a montar, practicar esgrima. ¡ Nunca podré navegar un barco de nuevo!
"Seni bu dünyaya bağlayan onun kudreti, seni havalara uçuran onun güzel kokusu ölümsüz olmanı sağlayan ise onun sağlamlığı."
"Su fuerza te ata a la tierra, su fragancia te eleva en el espacio... y su dureza te hace inmortal."
En iyi keçini dışarıya bağlar ve beklersin.
Ata afuera a su mejor cabra y espera.
Neden ata binip binmediğimi sorup duruyor?
¿ Por qué se sigue preguntando en montar a caballo?
Ata binmek ve opera.
Montar a caballo y la ópera.
Ata bin!
¡ Monten!
Tüm gece ata bineceğiz.
Nos espera una noche larga de viaje.
Ata binemiyorsun.
No puedes montar a caballo.
Emilie... ata çok yavaş bin. Dikkatli ol.
Emilie, quiero que cabalgues lentamente, con mucho cuidado.
Bu ata yardım edeceğim sadece!
¡ Sólo quiero atender al caballo!
Şu ata bak!
¡ Mira este caballo!
Tamam. Kimse yarım-kan bir ata 15'ten fazla vermez.
Nadie va a ofrecer más de 15.
Sonra onun önünde küçük bir ata binmiş bir süvari göründü, atı yavaşlattı.
Aparece un jinete delante y se ve obligado a frenar.
O ata oynadım mı bilmiyorum.
No sé si aposté por ese.
Ama şimdi burada olduğunuza göre Meryem'i taşıyıcıya koyup peşimden gelin.
Pero ya que estás, ata a María al carrito y sígueme.
İşkence yaptığı tüm çocuklarımın gözlerinden onu görebiliyorum.
Veo su rostro a través de los ojos de cada niño que ata y despelleja.
Ata sorabilirsiniz veya tavuklara.
Pregúntele al caballo o a los pollos.
Yakın tahmin. Bir ata danışmanlık yapıyormuş.
- Estaba atendiendo a un caballo.
Ne, Ryan Reynolds'un ata binerken ki resmi falan mı?
¿ Cómo, una de Ryan Reynolds montado a caballo - o algo así?
Karanlığı nasıl kaldırır ve insanlarla arasındaki bağı kırarız onun bir yolunu bulmama gerekiyor.
No sé cómo expulsar la oscuridad y romper lo que ata a esa gente a ese planeta.
Eyer yarası olursa iyileştiremeyiz, sen de ata binemezsin.
Si no cierras esas heridas, no podrás cabalgar.
İyi, ne olursa olsun, gerçekten ata binmeye hazır olmana sevindim.
A pesar de todo, me alegra mucho que estés listo para volver a las andadas.
Üstsüz Leslie, bir ata yapışmış.
Ves a Leslie en cueros pegada a un caballo.
Eğer ellerini bağlarsa ve telefonuna ulaşamazsan, ipi ısırarak kurtulmayı dene.
Si ata tus manos y no alcanzas el teléfono, trata de liberarte con tus dientes.
Küçük bir ata bakacaktın, onda da başarısız oldun.
Estabas a cargo de cuidar un caballo pequeño y fallaste.
Sam, Larry Tate'i ata dönüştürmedin değilmi?
Sam, ¿ no convertiste a Larry Tate en un caballo, o si?
Ellerini bağla.
¡ Ohh! Ata tus manos.
Ellerini bağla!
¡ Ata tus manos!
Bunu yapmak için de öyle her seferinde koca tahta bir ata gereksinim duymazsınız.
Pero no siempre necesitas construir un gran caballo de madera.
Babamın hançeri benim senedimdir.
La daga de mi padre me ata.
Ata bin.
Sube al caballo.