Ayak traduction Espagnol
16,008 traduction parallèle
Ayak arkaya.
Pierna atrás.
Dört ayak üzerinde.
Se puso en cuatro patas.
- Ayak hareketlerine çalışmaya devam et,
Sigue trabajando en ese juego de piernas, ahora.
- Biraz ayak hareketi çalıştım, Görmenizi istiyorum.
Hice algunos pasos, quiero mostrarte. ¿ Qué?
Ayak mı?
¿ Pasos?
Pisliklerden, ayak takımından alıyoruz paramızı.
Tomamos el dinero de los cabrones y de los bajos fondos.
Katilin kanlı ayak izi gibi kanıt bıraktın.
Has dejado un rastro terrible.
Onlara ayak uyduramam Bagheera. Denedim.
No puedo seguirles el ritmo, Bagheera.
- Ne ayak mıyız?
- Disculpe, ¿ qué pasa?
Dört ayak üstüne düştüler.
Así que les va genial.
Ayak izi gibi şeyler.
Huellas, algo por el estilo.
El ve ayak bilekleri kırılmış.
Sus muñecas y tobillos están fracturados.
Görünen hiçbir belirti olmadan el ve ayak bileklerini nasıl kırarsın?
¿ Cómo se rompen tus muñecas y tobillos? ¿ Sin señales externas?
- Ayak tırnaklarında da var.
Está debajo de sus uñas de los pies, también. Sí.
Parçalanmış el ve ayak bilekleri yanmış ciğerler, yaralanmış organlar.
Tobillos y muñecas rotos... pulmones quemados por el fuego, órganos cicatrizados.
Ayak takımı kaçakçının teki.
No es más que un traficante de poca monta.
Modaya pek ayak uyduramamış galiba?
No es amante de la moda.
Ayak bileğimdeki kırıkları dolduruyor ve kemikler kaslerı güçlendiriyor. Böylece yürüyebilirim.
Llena las fracturas de mi tobillo, endurece huesos y músculos alrededor para que pueda caminar.
En sevdiği şairin ayak izlerini takip etti.
Le seguía los pasos a su poetisa favorita.
Conor. çantanı ayak altında bırakma.
¡ Conor! Recoge tu mochila.
Nasıl oynandığını bilir gibi ayak yapıyor. Sorun nedir?
Es sorprendido por falta de un plan que paso?
"Gece gök morsa, ayak kremimi kim aldı? " Ayak kremimi istiyorum. "
cielo purpura en la noche, quien tomó mi crema para los pies la necesito! "
Ayak parmakları uyuşturuyor.
Te adormece los dedos de los pies.
Ayak parmaklara dikkat!
- Levanten los dedos - Aqui bien
Ritmime ayak uydurun.
Ahora síganme el ritmo.
Gidip onun güvenini kazanın. Bunun için maaş alıyorsunuz. Kaç ayak parmağı var onu bile bilmiyorum ben!
Unas enfermeras, del estado, creo, vinieron a pesarnos y medirnos, fue muy incómodo.
60 ayak, sıkı ve kararlı tutun.
Mantenlo a 60 pies, firme y constante.
Bu ne ayak ya?
Hola, hola. ¿ Qué es todo esto?
Sana yalnızca bir birkaç ayak yedeklemen için başka bir şeye ihtiyacım yok.
No necesito nada más que que te alejes un poco.
Çok iyi, bir Lord Lord'u bir GD'ye ayak masajı yapacaklarını söylediler.
Es tan buena, que haría que una pandilla le hiciera masajes a la pandilla rival.
Son 20 yılda 400000 göçmen Lampedusa'ya ayak basmıştır.
En los últimos 20 años, 400 mil inmigrantes desembarcaron en Lampedusa.
Kahrolası düz ayak kedi pislik pisliği.
Maldito imbécil maricón pies planos de mierda.
24 ayak daha, Devler Ülkesi'nin tadı tuzudur.
Más de 24 pies, la población del País de los Gigantes.
Yaprakların üzerinde yürüyen uğurböceğinin ayak seslerini duyuyorum.
Escucho los pasos de una mariquita mientras camina a través de las hojas.
Diğer ayak.
El otro pie.
Ayak parmaklarına başlayacaktım ama sanırım sert muamele yüzünden midesini kaybetmek üzere.
Iba a empezar con los dedos de los pies, pero... supongo que perdí el estómago para las cosas difíciles.
Ayak seslerini duymuyorum artık.
No lo oigo caminar más.
İşte böyle. Ayak tabanını yere sabitle. İşe yaraması lazım.
Adhiere tu suela al suelo... debería funcionar.
- Peki, ayak ve el parmaklarımda uyuşma?
- Y dígame, ¿ que se me duerman los dedos de los pies y de las manos?
Papa hac yürüyüşüne katılacak. Santiago de Compostela yolunda çıplak ayak yürüyecek.
El papa Francisco se reunirá con multitudes de peregrinos descalzos... en el camino a Santiago de Compostela.
Ayak bileğin sert burkulmuş.
Un esguince feo.
Sanırım ben buna ön ayak olup onlara söz hakkı vermek istiyorum.
Supongo que quiero ayudarlos a darles voz.
- Bu ne ayak?
¿ Qué estás haciendo aquí?
Tamam, ayak sesleri geliyor.
Escucho pasos.
- Evet, Thad bu bileklikler ne ayak?
- Sí. Thad, ¿ qué hay con las pulseras? DONNIE ES GAY
Bugünlerde Ben uyuyorum benim Saat 9'dan sonra ayak.
Últimamente me duermo parado después de las 9 : 00.
Eğer 1969 yılına kadar Ay'a bir adam ayak bastıramazsak JFK'nin vaadini yerine getirmemiş olacağız.
Si no llevamos un hombre a la luna para 1969, no habremos cumplido la promesa de JFK.
Neil Armstrong Ay'a ilk ayak basması planlanan adam.
Neil Armstrong, el hombre elegido para ser el primero en pisar la luna.
- Orada bir ayak izi bırakıyor.
- Deja una huella ahí.
- Ayak izi kalır.
- Porque la dejaría.
- Yazın bunu, ayak izi!
Anótalo, las huellas del pie.