Ayağa kalktı traduction Espagnol
690 traduction parallèle
Gözlerimizle şahitlik de etmişizdir. Yıkıldık ama tekrar ayağa kalktık.
Nos caemos, pero volvemos sobre nuestros pies rápidamente.
Sonra ayağa kalktı ve " Tamam, bir içkiye ne dersin?
Se levantó y me dijo : "Vamos a tomar un trago".
Gün geldi, dört ayaklılar, ayağa kalktı.
Y llegó el momento... en que una criatura de cuatro patas comenzó a andar en dos.
Yemeğini çabucak bitirdi, ayağa kalktı ve bana doğru geldi.
Después termina su desayuno... se levanta y camina hacia mí.
Adam ayağa kalktı ve mızrağını uzattı Kızılderili de onun üzerine geldi.
Adam se levantó con su lanza y el indio cayó.
Ayağa kalktı, masanın etrafını dolaştı ve önümde durdu.
Él se levantó y vino hasta la mesa y se paró frente a mí.
- Demek ayağa kalktınız.
- Se han levantado.
Gözleri üzerimde, ayağa kalktı.
Ella se quedó mirándome fijo.
- Bu doğru. - Benim için mi ayağa kalktılar?
- ¿ Se pusieron de pie por mí?
Ayağa kalktı!
¡ Está de pie!
Ayağa kalktı ve yürüdü.
Se levantó y caminó.
Küçük kız ayağa kalktı ve yürüdü, gerçekten ayağa kalktı ve yürüdü.
La pequeña Marsh se levantó y caminó, de veras lo hizo.
Kasları çok zayıf, ama ayağa kalktı ve bir iki adım attı.
Los músculos estaban muy débiles, pero se levantó y dio unos pasos.
Geri dönecektim ama ayağa kalktı ve başka bir sokağa kaçtı.
Iba a dar marcha atrás, pero de repente se levantó y escapó.
Tekrar ayağa kalktığımda bütün para gitmişti.
Cuando me recuperé, el dinero había desaparecido.
Tekrar ayağa kalktığında sen ve ben dost olmalıyız, Dixon.
Deberíamos ser buenos amigos cuando se encuentre bien.
Dünya bu öpücük için ayağa kalktı ve o büyüdükçe, teknoloji de ilerledi.
El mundo se paralizó con su primer beso, Y así como crecía, mejoraba la tecnología.
Bu hislerle ayağa kalktım. Kesin olan, birinin beni çağırdığını duymamdı.
Me levanté con la impresión, la certeza, de que me llamaban.
Kız sana gelmek için ayağa kalktığında tahminen orada mı sendeledi?
Cuando la chica se levantó para acercársele, ¿ se tropezó a esa altura?
Sanırım o da, kendi başına etrafı gözetleyen kişiyi bekliyordu çünkü aniden ayağa kalktı ve kaçmaya başladı.
Supongo que él salió a buscar al merodeador, porque se levantó y echó a correr.
Onun beşikten ayağa kalktığından beri sirkten başka düşündüğü bir şey yoktur.
No ha pensado en nada más desde que se cayó de la cuna.
Sonra ayağa kalktı ve masanın kenarından yürüyerek bana doğru sokuldu.
Entonces, él... se levantó y bordeó el escritorio hacia donde estaba yo.
Hazreti İsa bugün ayağa kalktı "
Jesucristo ha resucitado hoy ".
# Hazreti İsa bugün ayağa kalktı.
Jesucristo ha resucitado hoy
Ama tekrar ayağa kalktığında, bekliyor olacağım.
Pero cuando se recupere le estaré esperando.
Ayağa kalktığımda, tarlada çalışmayacağım.
No pienso ponerme detrás de un arado. Es la mejor forma de recuperarse.
Sanırım insanoğlu ayağa kalktığından beri ilk defa Verne uzay ve hızla ilgileniyordu.
Supongo que desde que el hombre empezó a caminar erguido... se ha interesado por el espacio y la velocidad.
Ayağa kalktı.
Se ha levantado.
Hepimize birer kahve vermişlerdi. Sonra geminin limandan ayrılacağı duyuruldu. Hepimiz ayağa kalktık ve fincanları sağ tarafımıza bıraktık.
Nos dieron una taza de cafè y luego nos dijeron que subiéramos a bordo y todos nos agachamos y dejamos la taza junto a nuestro pie derecho.
Bu yüzden ben ayağa kalktım ve evlilik teklif ettim.
Así que le he propuesto que nos casemos.
Kancayı alıp, atmak için ayağa kalktığında...
Y cuando se pusiese en pie para hacerlo...
Kölelerin başlarını topraktan kaldırdıklarını görmek... diz çöktükleri yerden ayağa kalktıklarını görmek... dudaklarında bir şarkıyla... dimdik ayakta... haykırarak... dağlarda koştuklarını duymak... ovalarda şarkılar söylediklerini duymak.
Haber visto a esclavos levantar la cabeza del polvo... y pasar de estar de rodillas... a ponerse de pie... con una canción en sus labios. Oírlos... atravesar las montañas gritando... y cantando al marchar por las praderas.
- Ayağa kalktım.
- Me pongo en pie.
Sabaha bunu konuşacağız. Kendine gelip ayağa kalktığında.
Hablaremos mañana, cuando puedas mantenerte en pie y pensar con claridad.
Küçük oğlum Dimitri öldüğünde... herkes ağlarken... ben... ayağa kalktım ve dansettim.
Cuando mi hijito Dimitri murió... todos estaban llorando. Yo... me levanté y bailé.
Neden ayağa kalktın?
¿ Por qué te levantas?
Hakim yavaşça ayağa kalktı ve "Sayın meslektaşım, lütfen, sorgulamanın devamı hususunda oldukça nazik davranın." dedi.
Se levantó de la silla con pesadez y dijo : "Querido colega, tenga usted la amabilidad de proseguir con el interrogatorio".
Tam kadehine şarap doldurmaya başlamıştı ki bıyıklı bir adam ayağa kalktı ve bağırarak :
Mientras se servía un poco de vino, un hombre con bigote se levantó y gritó :
Ve ayağa kalktım.
Y me levanté.
Ayağa kalktığını görmek ne güzel.
Gusto de verlo aquí afuera.
Bir kere onun için ayağa kalktın.
Tú lo defendiste una vez.
Ayağa kalktı, dikkat kesildi ve hiçbir şey söylemedi.
Se levantó, se puso firme, y no dijo nada.
Yine ismini vermeyeceğim bir komisyon üyesi ayağa kalktı ve boğuk bir sesle firar etmekten altı yıla mahkûm edildiğini duyurdu.
Cuando el comisionado, cuyo nombre tampoco daré, se levantó y anunció con voz ahogada que el fuera sentenciado a seis años por deserción,
Bu kez bir kadını delgi presiyle tepeden tırnağa delik deşik etti. Her zamanki gibi kadın hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı. Neden sordun?
Usó una prensa hidráulica para atravesar a una mujer, que luego se levantó como si nada, porqué?
Sayın Yargıç içeri girmeden önce Bobby X ayağa kalktı ve bu odadaki siyahlarla konuştu.
Con la venia del tribunal, antes de que Su Señoría... entrase en la audiencia, Bobby X se ha levantado... y ha hablado con los negros de esta sala.
Onu gösteren işaretinizle mi, yoksa benim sorumla mı ayağa kalktı?
¿ Se levantó porque usted se lo indicó o como respuesta a mi pregunta?
Ayağa kalktığımı hatırlamıyorum.
Cuando él me derribó.
.. beni yargıç sanıp ayağa kalktılar.
No puedo esperar el mismo tratamiento que la primera vez.
Yanında mübaşir olduğu için ayağa kalktık.
Fue por el guardia que le acompañaba.
Unamuno yavaşça ayağa kalktı ve şöyle söyledi :
"¡ Viva la muerte!"
Ortalık ayağa kalktı.
Un alboroto tremendo, casi infernal.