Ağlıyorum traduction Espagnol
691 traduction parallèle
Mutlu olacağıma ağlıyorum.
Estoy aquí llorando en vez de sentirme feliz.
Sevgilim... Gerçekte demek istediğim ; sen burada olmadığın için karanlıkta uyanığım ve ağlıyorum.
Cariño lo que en verdad quiero decirte,... es que estaré despierta en la oscuridad y lloraré tu ausencia.
O zaman yıldızlara bakıyorum, bazen ağlıyorum.
Entonces miro a las estrellas y lloro.
Sizi bir daha asla göremeyeceğimi sandığım için sabahtan beri ağlıyorum.
Estuve llorando toda la mañana porque creí que no volvería a verte.
Ağlıyorum işte.
Ganas de llorar.
Kendim için ağlıyorum.
Lloro por mí mismo.
Ağlıyorum çünkü düğünlerde hep ağlarım.
Lloro porque siempre lloro cuando alguien se casa.
Birkaç dakikalığına birlikteyiz ve ben ağlıyorum.
Sólo tenemos unos minutos, y estoy llorando.
Vedalaştığımızdan beri ağlıyorum.
He estado llorando desde que nos despedimos.
Öyle aptalım ki ağlıyorum.
Estoy loca, por eso lloro.
İşte bu yüzden ağlıyorum.
Muy educado, también.
- Evet, öyle. Ben kendime ağlıyorum. Onlar yok artık.
Así que supongo que sólo estoy llorando por mí, porque se han ido y estoy sola.
Bu kadar uzun zaman önce olmuş bir olay için zar zor hatırladığım bir olay için ağlıyorum.
Llorar por algo que sucedió hace tanto tiempo algo que casi no recuerdo.
Doğru, titriyorum. Hem de ağlıyorum. Seni seviyorum, seninim.
tiemblo... y soy tuya y me habéis embrujado.
Ağlıyorum çünkü kızgınlığım beni ağlatıyor.
Lloro porque estoy enfadada por estar llorando.
Ağlıyorum, çünkü o şey gidiyor.
Estoy llorando porque se va todo.
Döndüğünde bir bebek gibi kucağında ağlıyorum.
Cuando regresa, lloro como un bebé.
Bak bana sersem gibi ağlıyorum.
Míreme, llorando como una tonta.
Ben de çok ağlıyorum.
- Yo también lloro mucho. Soy un llorón.
Hatta bazen ağlıyorum bile.
A veces hasta lloro.
Ağlıyorum, dostlarım.
Lloro, amigos.
Alexander'ı Darius'un tahtında oturur durumdaki, şu manzarayı görecek kadar uzun yaşayamayan Yunanlar için ağlıyorum.
Lloro por todos aquellos griegos que no han vivido lo suficiente para ver a Alejandro sentado en el trono de Darío.
- Pekala, ağlıyorum!
- Muy bien, ¡ estoy llorando!
Senden hoşlandığım için ağlıyorum.
Me gustas. Por eso lloro.
Öyle mutluyum ki ağlıyorum!
Soy tan feliz. ¡ Estoy llorando!
- Hayır, ağlıyorum.
- No, estoy llorando.
Ağlıyorum. "
Lloro.
Ağlıyorum.
Estuve llorando.
Bravo Frankie! Muhteşem! Çok iyi, bak ağlıyorum!
Bravo, genial.
Sizin için değil, param için ağlıyorum. Geberseniz de olur.
He llorado pero no por vosotros.
Sevinçten ağlıyorum.
¡ Lloro de felicidad!
Ağlıyorum çünkü aptalın biriyim.
Yo sólo lloro por tonterías.
Şimdi ise bir başıma ağaca yaslanmış ağlıyorum.
Pero ahora sólo yo estoy echada y lloro al lado del árbol.
Şimdi ise bir başıma... ağaca yaslanmış ağlıyorum.
Pero ahora sólo yo estoy echada y lloro al lado del árbol.
Ağlıyorum. Züppe, ağlıyorum.
Estoy llorando.
Joy Boy, bak, ağlıyorum.
Dandy, ¡ estoy llorando! Alegre, mira, ¡ estoy llorando!
Seninle ağlıyorum
Lloro contigo
Seninle ağlıyorum
Lloro contigo.
- Ağlıyorum.
- Porque estoy llorando.
Bazı geceler, karanlıkta yatıp saatlerce ağlıyorum.
De noche, a veces... me tumbo a oscuras y lloro durante horas.
Bilakis ağlıyorum çünkü sen çıldırmışsın.
Lloro porque estás loco.
Ağlıyorum ve mendilim yok.
Bennie, tengo miedo.
Yalnız olduğum için ağlıyorum.
Lloro porque me siento sola.
Yaşadıklarımdan bahsedince ağlıyorum.
Mi vida me hace llorar.
- Ağlıyorum Dumbì.
Sí, estoy llorando, Dumbi.
"Ağlıyorum, evet, belki ama sessizce."
"Llorando, si, tal vez, pero suavemente..."
Evet, ağlıyorum.
Sí, lloro.
- Sen ağlıyorsun. - Ağlamıyorum.
- ¿ Estás llorando?
- ( Ağlıyor ) yaptıklarına inanamıyorum!
No me lo puedo creer, don Emi.
Bu yüzden ağlıyorum.
Por eso lloro.
Ağlıyorum.
El rostro más dulce del mundo.