Bakalım traduction Espagnol
104,810 traduction parallèle
- Ne var bir bakalım. Şuraya koyuyorum tamam mı?
- Muy bien, déjame ver qué tenemos.
Tamam dur bakalım doğru anlamış mıyım?
Vale, a ver si me aclaro.
Bakalım şuna.
Vamos a verlo.
Şey, um... bakalım.
Bien, veamos.
Trish'in bileğinden alınan örneklerle uyuşacak mı bakalım.
Los comparamos con las fibras de las heridas de las muñecas de Trish.
- Al bakalım dolstum.
- Aquí tienes, amigo.
Evet hadi bakalım.
Sí, vamos.
Pekala deneyelim bakalım.
Vale, lo intentaremos.
- Tahmin et bakalım.
- Adivínelo.
Elimizdekilere bir bakalım.
Miremos todo lo que tenemos. De acuerdo.
İyi görüş bakalım.
Sí, hágalo.
Bakalım eşleşecek mi?
Veré si hay alguna coincidencia.
İç bakalım.
Bebe.
Al bakalım.
Te he traído esto.
Gönder bakalım.
Lánzame una.
Tamam. Bakalım, geleceğimde ne var.
Bien... esto dirá mi futuro.
Gel bakalım.
Que empiece.
Ağır ol bakalım.
Tarjeta amarilla.
Hadi bakalım!
Aquí vamos
Bakalım ona ne hızda koşacaksın.
Veamos qué tan rápido puedes correr a él.
Otur bakalım prenses.
Ahí estás, pequeñita.
Söyle bakalım kitap kurdu aslen Antik Romalılar, günümüzdeyse sinir bozucu insanlar tarafından konuşulan dilin adı nedir?
Dime, ratón de biblioteca ¿ sabes qué lengua hablaban los antiguos romanos, y aún emplea hoy en día la gente muy irritante?
Gel bakalım Violet.
Vamos, Violet.
Gel bakalım Raymond Ditmars.
Vamos, Raymond Ditmars.
Gel bakalım.
Andando.
Gel bakalım, hadi.
Andando.
Bakalım, doğru anlamış mıyım.
A ver si entiendo.
- Bin bakalım Klaus.
- Arriba, Klaus.
Geç bakalım.
Eso es.
Koşun bakalım.
Vayan.
Bakalım, belki eceliyle ölür.
Veamos si muere por causas naturales.
Ağır olun bakalım.
Eso lo veremos.
Anlat bakalım.
Dímelo.
Bakalım o zaman çıkabilir misin?
Entonces ya veremos cómo salen de aquí.
- Hadi bakalım!
- ¡ Dale!
Gel bakalım, soytarı.
Vamos, jodido comediante.
Al bakalım, tatlım. Fındık sütlü.
Ten, amor, tiene leche de anacardo.
Kaç bakalım! Koş!
¡ Más te vale correr!
Biraz düşünelim bakalım. Tam olarak ne itiraf edebilir?
Así que consideremos la clase de cosas que podría confesar.
Al bakalım!
¡ Toma eso!
Bil bakalım ne oldu Bette?
¿ Sabes qué, Bette?
Neden pişman olup Hollywood'a döndün bakalım?
Qué ganas tengo. ¿ Por qué vuelves arrastrándote a Hollywood?
Hadi bakalım Mamacita, iş başına.
Bien, Mamacita. Manos a la obra.
Tamam, hallet bakalım.
Bien. Encárgate tú.
Hadi! Bir bakalım ne yapıyorlarmış.
Vamos a ver qué están haciendo.
Söyle bakalım.
Dispara.
Peki bil bakalım ne oldu?
Pues, ¿ sabes qué?
- Nasıl geçti bakalım?
Bueno, ¿ cómo te fue?
Siz nasılsınız bakalım?
¿ Cómo estáis?
- Bak bakalım oluyor mu?
- A ver si te sales con la tuya.
Evinin kayıt sırasında nasıl göründüğünü söyle bakalım.
Decirles, bueno, el aspecto que tenía tu casa en el momento de la grabación.