Başka bir şey değil traduction Espagnol
2,131 traduction parallèle
Zehirden başka bir şey değil.
Es puro veneno.
Bu yaptığınız rahatsızlık vermekten başka bir şey değil mi?
¿ Que lo que esté haciendo ahora no sea más que acoso?
Bugün Schwimmer'la olan toplantıdan başla, işini yap başka bir şey değil.
En la reunión con Schwimmer, haz tu trabajo, nada más.
M3'ün REDLINE'ı, galaksi düzenini tehdit eden aşağılık haydutlar topluluğundan başka bir şey değil!
Esos criminales sinvergüenzas sólo vienen a perturbar el orden de nuestra galaxia!
Vergileri çöpe atmaktan başka bir şey değil.
Es un maldito desperdicio del dinero de los contribuyentes.
Zaman kaybından başka bir şey değil.
Sabia que seria una perdida de tiempo.
Buraya vergi kaçakçılığını tespit etmeye geldik. Başka bir şey değil.
Estamos aquí para determinar si hay un fraude fiscal, nada más.
Başka bir şey değil.
Eso es todo.
Bana sorarsan Çin işkencesinden başka bir şey değil.
Si quieres saber mi opinión, todo este asunto es un gran simulacro chino. - ¡ Oye!
Kabuki tiyatrosundan başka bir şey değil.
Así que el teatro kabuki.
İkimizde biliyoruz ki kart oyunları kötü davranıştan başka bir şey değil.
Tú y yo sabemos mover cartas sólo es un delito menor.
Kanında ve beyninde dolanan bir kimyasaldan başka bir şey değil.
Nada más que químicos oscilando en tu mente.
Bu, saçma bir batıl inançtan başka bir şey değil.
Eso es pura superstición, nada más.
Kontrolden çıkmış zengin çocuklar çiftliğinden başka bir şey değil.
De todo menos coger una pluma para esos chicos ricos fuera de control.
Bunu söylemek, kendinizi kandırmaktan başka bir şey değil.
Decirlo no significa nada si sus acciones lo traicionan.
Bence sonuç senin yarattığın birinden başka bir şey değil.
Verlo como una parte de tu imaginación - que existe solamente en tu cabeza.
Rossum şirketinin başını çektiği gizli bir ittifaktan başka bir şey değil.
No hay nada menos que una conspiración, encabezada por la corporación rossum.
Bunlar söylentiden başka bir şey değil.
Eso no es más que pura habladuría.
Bir sürü sahte zırvadan başka bir şey değil!
¡ Es todo mentira!
Bunlar saçmalıktan başka bir şey değil!
Esto es pura basura.
Saçmalıktan başka bir şey değil.
Es una estupidez.
SACO para israfından başka bir şey değil.
¿ La Agencia del Crimen Organizado Grave? Grave pérdida de dinero, compañero.
Tüm kağıtlarını değiştirdikten sonra eline Kare gelmesi mucizeden başka bir şey değil!
¡ Un Póker descartando todas las cartas fue un milagro!
Başka bir şey değil.
Nada más.
Hyun Joon seni tehlikeye attı ve hayatını mahvetti. O, geçmişinden silmen gereken bir lekeden başka bir şey değil.
Hyun Jun te puso en peligro, te hizo infeliz... y ahora es una parte de tu pasado que debes borrar.
Yaptıkları şey sizi bir başka sürü psikolojisine ya da modern bir dine sokmaktan başka bir şey değil ve insanlar hala bunlardan kurtulmaktan acizler
La gente esta genuínamente buscando algo nuevo están genuínamente buscando un nuevo tipo de espiritualidad Ya sea para mejorarse a sí mismo o para cambiar algo, pero este movimiento ha sido secuestrado.
Kendini kabadayı sanıyorsun ha. Yeraltı dünyasının kralı. Ama asıl olan, yaşlı bir kraliçeden başka bir şey değil!
Crees que eres tan rudo, eI rey del bajo mundo y, en real ¡ dad, no eres mas que una v ¡ eja re ¡ na.
Francois sinir savaşını yönetip kazanabilen agresif bir sosyopattan başka bir şey değil.
Francois es sólo el tipo de sociópata agresivo que puede librar y ganar, una guerra de nervios.
Bu kokuşmuş topluluğun adına rehabilitasyon dedikleri şey uzlaşmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
Esta sociedad corrupta, lo que ella llama rehabilitación. Nada menos que llegar a un arreglo.
"Zafer saçmalıktan başka bir şey değil."
"Su gloria es como la luz de la luna"
Tam olarak ne diyorsam onu yap, başka bir şey değil.
Haz exactamente lo que te diga, nada más.
Sami sadece gösterişçi, saçmalıktan başka bir şey değil.
Sami apesta, es un ridículo.
Uzay, karanlık ve sessizlikle sarıImış hastalık ve tehlikeden başka bir şey değil.
El espacio es enfermo y peligroso mezclado con oscuridad y silencio.
- Saçmalıktan başka bir şey değil.
- Es una maldita tontería.
Nathaniel iyi bir yazıdan başka bir şey değil.
Una gran columna.
Başka bir şey değil.
No fue más que eso.
Yüce Tanrım, Pam, bunlar dedikodudan başka bir şey değil.
Por Dios, Pam, basta de chismes.
- Bunların hepsi bokluktan başka bir şey değil!
- Todo esto es una mierda!
Bu saçmalıktan başka bir şey değil.
Eso es mentira.
- Bu bir iltifat değil! Bu bir adamın başka bir adamın karısına bakması gibi bir şey.
- Eso no es un cumplido es un tipo hablando de la mujer de otro- -
Benim endişelendiğim Holgate değil ve ordu avukatı gelene kadar da başka bir şey söylemiyorum.
No estoy preocupado por Holgate, y no voy a decir nada hasta que tenga un abogado.
Başka bir şey yok değil mi?
Salvo que haya algo más. No.
Başka bir şey değil.
No es nada.
Başka bir şey daha var, değil mi?
Hay algo más, ¿ verdad?
başka bir şey hakkında konuşmak değil mi?
Vaya tema repulsivo. ¿ Hablamos de otra cosa?
Hayır, gerçekten. Kişisel bir şey değil. Söylediğim gibi, umarım başka bir zaman.
No, en serio, no es nada personal... como dije antes, quizá en otro momento.
Bakın Genevieve, bize iyilikten başka bir şey yapmadı, değil mi?
Miren, Genevieve no ha sido más que amable con nosotros.
Çok yüksekçe değil ama ağladım. bir günde sevgi hakkında o kadar çok şey öğrendi ki bütün o başka şeyler ve dinden.
Había aprendido más sobre amor aquel día con el agresor sexual que en cualquier otra etapa de su viaje espiritual.
- Önemli değil. Başka bir şey istiyor musunuz?
De acuerdo, me dicen si necesitan algo más.
Canım, boyutun önemli değil, sen her zaman pis karbon bazlı bir yaşam formundan başka bir şey olamayacaksın.
Querida, no importa tu tamaño, siempre serás... Nada, mas que una forma de vida sucia basada en carbón.
Başka birinin hayatına son vermek, öyle kolay bir şey değil. Haksız mıyım?
Tomar la vida de otro hombre no es cosa fácil de hacer, ¿ estás de acuerdo?
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23