Benden mi traduction Espagnol
13,602 traduction parallèle
Benden mi saklanıyorsun?
¿ Está jodidamente escondiendo de mí?
Cevabımdan mı benden mi hoşlanmadın?
¿ No te ha gustado mi respuesta o no te gusto yo?
Benden bir şey mi istiyorsun Alex?
¿ Quieres algo de mí, Alex?
Haklısın, bir dahaki sefere içkiler benden, tamam mı?
Muy bien, la próxima vez los tragos corren por mi cuenta.
Annem babamın işleri konusunu benden bile daha az bilir.
Mi mamá sabe mucho menos que yo sobre el trabajo de mi papá.
Claire... Benden bir evlat aldı.
Claire... apartó a mi hijo de mí.
Yeniden karşıma çıktın, Annalise. Ve benden bu kadar.
Apareces de nuevo en mi vida, Annalise, y estoy harta.
Seni getirmeden önce sana zarar vermeyeceğime dair benden söz aldı. Sadece konuşacağımıza ve seni karımın hayatına karşı takas edeceğime söz verdirdi.
Antes de que ella lo trajera, me hizo prometerle que no lo lastimaría, que hablaríamos, y que yo te entregaría a cambio del regreso de mi esposa.
Benden.
Son de mi parte.
Kral benden destek beklemesin.
El rey no debe confiar en mi apoyo.
Hiç benden yana olmaz zaten.
Nunca se pone de mi lado.
Gerçekten benden 10 dolar almayacaksın değil mi?
¿ No me vas a quitar mis diez dólares, verdad?
Francis ve Catherine seninle olduğum için benden nefret ediyorlar. Diğerleri de protestan olduğum için.
¡ Quieren mi cabeza, Mary!
Kimse oğlumu benden daha iyi koruyamaz.
Nadie puede proteger a mi hijo mejor que yo.
Bilgisayarıma benden başka kimse giremez.
Y nadie tiene acceso a mi ordenador excepto yo.
Sırf aileden olduğun için sana yumuşak davranmamı bekleme benden.
No creas que te la pondré fácil solo por ser mi familia.
Ama söz verdiğim gibi Arak'ının geri kalanı benden.
Pero como te prometí, el resto de tu Arak va por mi cuenta.
Karakurt'un kaçmasına izin vermemi mi bekliyorsun benden?
¿ Esperas de mí que deje escapar a Karakurt?
Benden önceki verdi.
Por mi predecesor en el Departamento de Justicia.
Annem benden saklamış.
Mi madre me lo ocultó.
Claire, benden bebek sahibi olduğunu söylemek üzereydin.
Claire, me has dicho que tuviste a mi bebé.
- Benden özür dilemek zorundasın. Bu da beni çok cömert gösterecek. Sanıyorum bana işin düştü.
- Para que puedas disculparte conmigo, lo que es muy generoso por mi parte, creo... yo viniendo a ti.
- Uzak dur benden. Git!
- Aléjate de mi. ¡ Vete!
Bay Holmes, babanız benden bahsetti mi, bahsetmedi mi?
Sr. Holmes, ¿ le habló su padre sobre mí o no?
Eğer gidersem ve hastalarımdan biri ölürse acı çeken ben olmayacağım. Hastamın annesi, kız kardeşi, arkadaşı, karısı acı çekecek ve benden nefret edecekler.
Si me voy y mi paciente muere, no seré yo quien sufra, será su madre, sus hermanas, sus amigos, su esposa, y ellos me odiarán.
Benden ve ailemden uzak dur.
Mantente alejado de mí y de mi familia.
Bundan sonra, benden onları öldürmemi mi istiyorsun?
Después de todo, ¿ quiere que los mate?
Yani yarın sabah sen ve o küçük hırsız... evimi terk edin... ve benden mümkün olduğu kadar uzağa gidin.
Así que mañana por la mañana tú y este pequeño ladrón os iréis de mi casa y os largaréis lo más lejos posible.
Bence hikâyeyi bir de benden dinlemenin zamanı geldi.
Creo que es hora que escuches mi lado de la historia.
Benden duymanız gerektiğini düşündüm. Az sonra cerrahi şefini yaptığım hatayla ilgili bilgilendirmeye gideceğim.
Pensé que debías oírlo de mí y saber que informaré a la jefa de cirugía sobre mi fallo.
Bana babammış "gibi" davranıp benden sana hiç bahsetmediği için mi?
Porque pretendía ser mi padre, y nunca te dijo nada sobre mí.
O akşam karım eve benden sonra geldi.
Mi esposa llegó esa noche antes que yo.
Sana gelişigüzel seksi sağlayamam ama biraz tekila getirebilirim. Benden.
Bueno, yo no puedo darte sexo casual, pero puedo traer unos tequilas a mi cuenta.
O yüzden atlıları çağırmadan önce bilmeni isterim ki editörüm baskı zamanından önce benden haber almazsa yarınki gazetede buna özel bir bölüm ayrılacak.
Así que antes de llamar a la caballería, debería saber que si mi editor no sabe nada de mí al cierre de esta edición, habrá un artículo especial en el periódico de mañana.
Kocanla tekrar bir araya gel diye hayatımı tehlikeye atmamı istiyorsun benden.
Digo, ¿ me pides que arriesgue mi pellejo para que puedas reunirte con tu esposo?
Tabipler Odası çalışmamın uygun olmadığını düşünüyor. Bu yüzden benden soruşma bitene kadar izne çıkmamı istediler.
El Comité Médico pensó que no era apropiado para mi seguir trabajando, así que me pidieron que tomara un tiempo libre, pendiente de investigación.
Annem Kate Parks'la iki senedir yattığını söyledi. Annemden ve benden saklamışsın.
Mamá dice que has tenido sexo con Kate Parks por dos años... y lo escondiste de ella y de mi.
- Benden vazgeçmiyorsunuz, değil mi Ajan Barton?
No te vas a rendir, ¿ verdad agente Barton?
Ailemin güvende kalmasının tek yolu bu... -... ve arkadaşlarının benden haberi bile olmayacak.
Es la única forma de que mi familia permanezca a salvo y tus amigos no esperarán que yo aparezca.
Benden ne istiyorsun?
¿ Qué quieres de mi?
- Benden yana sorun yok.
- No por mi parte.
YuDi ( YuHuang DaDi ) yaşlı adam, benden sopa yiyeceksin!
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Yudi ( es decir YuHuangDaDi ) anciano, comer mi bastón!
Savaşacak benden başka kimsesi olmayan 200 kişi için topun ağzına atlayacağım. Yani bir sorunda Rachel'ın parasının peşine düşeceğimden endişeliysen ve işler ters giderse -
Arriesgo mi trasero por 200 personas... que no tienen a nadie más que luche por ellos... así que si te preocupa que vaya por el dinero de Rachel si algo sale mal...
Kurbanlardan biri amcam Keith'di. Sana ondan bahsetmedim. Çünkü kuzenim bana geldi ve benden bunu düzeltmemi istedi.
Una de las víctimas fue mi tío Keith... pero no te conté sobre él porque mi prima vino a verme... y me pidió que lo hiciera bien, y le prometí que lo haría.
Benden kurtulmak gibi bir amacı yoksa neden beni Bulgarlara sattı?
Es decir, ¿ por qué me llevaría con los búlgaros a menos que quisiese deshacerse de mi?
- Nihai umudun benden nefret ettiğini fark ettin mi?
¿ Te has dado cuenta de que Última Esperanza me odia?
Eğer bebeğim benden alınsaydı, ne yapardım bilmiyorum.
No sé lo que haría si se llevaran a mi bebé.
River... Benden öyle kolayca kurtulamazsın.
River... no podrás deshacerte de mi tan fácilmente.
.. biliyorum ki sen gerçekten, gerçekten dünyanın en berbat para aklayıcısı ve en büyük salağısın ama..... benim dostumsun ve ben seni seviyorum, ve sen benden daha iyi bir arkadaşı hak ediyorsun.
Sé que eres realmente, realmente... el peor blanqueador de dinero... y el más grande imbécil de mierda en el mundo, pero... eres mi compañero y yo te amo, y te mereces un mejor amigo que yo.
Bu benim geleceğim kimsenin bebeğimi benden almasına veya bana karşı doldurmasına izin vermeyeceğim.
Verás, este es mi futuro, y no voy a dejar a nadie alejarlo de mi o ponerlo en contra de mí
Dün şapkamı çalan rakun, benden sana zırnık yok.
Mapache que robó mi sombrero de ayer, no está recibiendo nada de esto.