Biliyorum işte traduction Espagnol
1,201 traduction parallèle
- Biliyorum işte.
- ¿ Cómo lo sabes? - Lo sé.
Biliyorum işte. Ben Tanrı'nın iyi giyimli haliyim.
- Es que soy como Dios, pero mejor vestido.
Nasıl bildiğimi sormayın, biliyorum işte.
No me preguntes cómo lo sé, pero lo sé.
Biliyorum işte.
Simplemente lo sé.
- Biliyorum işte.
- Sólo lo sé.
- Biliyorum işte.
Sólo lo sé.
Biliyorum işte.
Sólo lo sé.
- Biliyorum işte.
- Lo sé.
- Biliyorum işte.
- Solo lo se.
Bunu nerden biliyorsun? Biliyorum işte.
- ¿ Cómo sabes tú eso?
- Biliyorum işte. Benim bu kayıtlara erişim hakkım bile yok.
¡ Sólo lo sé!
Biliyorum işte.
Yo lo sé.
Biliyorum işte o anlık heyecanla aklıma o geliverdi.
Lo sé. Es todo lo que se me ocurrió en el momento.
Şimdi ne yapacağımı kesinlikle biliyorum işte!
Ahora ya se lo que tengo que hacer.
Hiçbir şeyi kıskanmamak gerektiğini biliyorum ama uçmak her şeyin ve herkesin üzerinde işte yaşamak budur.
Sé que no deberíamos sentir celos, pero... volar, sobrevolar a todo y a todos, eso es vivir.
Bu yanlis. Hayir, iste düsündügüm bu. Kim oldugumu ne oldugumu biliyorum.
Eso no es cierto.
Başka bir hastanede bir bebeğin kirli çamaşırlar içinde kaçırıldığını duydum. Aptalca olduğunu biliyorum. Bilmiyorum işte.
Una vez oí que habían tirado a un bebé con la ropa sucia en un hospital.
İşte bunu biliyorum.
Ésa la sabía.
Beni hatırlamadığını biliyorum ama işte intikamım, hem de İrlanda sitili.
Sé que no te acuerdas de mí, pero aquí tengo una pequeña venganza ¡ al estilo irlandés!
Bir gün fark ettik ki ben onunla ilgili her şeyi biliyorum o da benimle ilgili her şeyi biliyor evet, işte o zaman kibar olmayı bıraktı, ve yemeye başladı.
Un día nos dimos cuenta que había oído todos mis cuentos... Y yo todos los de ella... Y, bueno, ahi es cuando dejo de ser buena y empezo a comer.
Bilirsin işte mahallece yapılan bir geçit töreni mesela. Ama bizim mahallece yapılan bir geçit törenimiz yok ki. Biliyorum ama biri bir gün böyle bir şey başlatabilir.
como por ejemplo, un desfile de vecinos no hacemos desfiles de vecinos ya se, pero alguien podría empezar uno sabes que?
Jim, sana beni Nick'le bir araya getirdiğin için ne kadar teşekkür etsem azdır. Biliyorum önceleri biraz inat ettim ama bu sefer sen gerçekten ama gerçekten haklıydın. İşte bu da sana küçük bir teşekkür hediyesi.
Jim, no puedo agradecerte lo suficiente por juntarnos a Nick y a mi quiero decir, no confiaba pero cuando tienes razón, tienes razón entonces... esto es solo un pequeño agradecimiento
Var işte, biliyorum.
Sí tienes.
Bu işte iyi olmadığımı biliyorum.
Sé que no soy bueno en estas cosas.
- Biliyorum aptalca, ama burayı buldum işte.
Sé que es un lugar estúpido pero es el lugar que encontré
Eğer tereyağı buz kutusu tadındaysa, Bir problem olduğunu biliyorum.İşte bu.
Si tiene sabor a congeladora, hay un problema.
Biliyorum. İşte bu yüzden sen böylesine layıksın.
Lo sé, por eso te lo mereces tanto.
Biliyorum işte.
Solo lo sé.
Onun bu işte parmağı var, biliyorum.
Tuvo que ver con su muerte. Lo sé.
Biliyorum. Aptal işte.
Ya lo sé ¡ Qué tontito loco!
İşte bunları biliyorum.
¿ Qué puedo saber yo?
İşte böyledir o ; sadece belirli kişiler onun sevgi alanına girebilir. Ne hissettiğini biliyorum, Deb.
Sé lo que sientes, Deb.
- Biliyorum. İşte bu yüzden tekrar hareket etmesini sağlamak için ne olduğunu çözmemiz lazım.
Por eso necesitamos descubrir qué ocurrió... para ponerla a andar otra vez. ¿ de acuerdo?
Bunun aramızdaki "süper anne" kavramına gölge düşürdüğünü biliyorum, ama korktum işte.
Viola la fantástica cláusula de "mamá moderna" que tenemos. - Pero la violé y lo siento.
Yok. Sadece ev numarası var ama bir işte çalıştığını biliyorum.
Sólo el teléfono de la casa, pero sé que trabaja.
Benden nutuk beklediğini biliyorum. Önemli değil çünkü işte nutuğun geliyor.
Quieres tu discursito, y está bien, porque aquí está.
Bu kararımı bir kaç gün önce almış olmamı dilediğini biliyorum, fakat... oluru bu işte.
Ojalá hubiera tomado la decisión unos días antes pero así son las cosas.
- İşte bu! Tam olarak ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
, se exactamente lo que debemos hacer!
- İşte bunun için biliyorum.
Por eso, sé que era incapaz de matar.
Ve işte bu nedenle de, Caroline Crale'in suçlu olmadığını biliyorum.
estoy seguro de que Caroline Crale era inocente.
Jack üzgünüm, Bu işte ikinizin çok yakın olduğunuzu biliyorum.
Jack, lo siento. Sé que ustedes dos eran íntimos en este caso.
Biliyorum, Micheal, bu yüzden sürpriz parti verebiliriz işte.
Yo sé. Por eso, ésta es la oportunidad perfecta para darle una fiesta sorpresa.
Tedirgin olacak bir şey yok, biliyorum ama oluyorum işte.
Se que no hay nada por lo que estar nerviosa, pero lo estoy.
- Silecekleri çalıştırsana! - Biliyorum. İşte.
Ya sé, ya se.
- Pekâlâ Dawson, işte teklifim. Hızlı bir şekilde büyük paralar kazanmak istediğini biliyorum. Senin için Stepatech adında bir şirketin hisselerine yatırım yaptım.
Dawson, sé que necesitas ganar dinero rápidamente así que invertí en una compañía que se llama Stepatech.
İşte bu yüzden kaseti izlemediğini biliyorum.
Por esto sé que no lo viste.
Kaseti izlemediğini işte bu yüzden biliyorum.
Por eso sé que no viste el video.
- Biliyorum. Ama işte.
Lo sé, pero toma.
Biliyorum. Sadece bilirsin işte.
Ya lo sé, es sólo que... ya sabes.
İşte bu! Ne yapacağımı biliyorum!
¡ Esto es lo que lo provoca!
Ama biliyorum işte.
Pero... lo sé.
işte 8558
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360