Büyük traduction Espagnol
214,259 traduction parallèle
Bakın, Starford'daki her anne bilir ki, hareket ve saglık dersi, okulun en büyük fırsatlarından biridir.
Mirad, todas las madres en Starford saben que el programa de movimiento y bienestar es uno de los mejores beneficios de la escuela.
Ekme saclar ve büyük memeler, o okuldaki tek sahte sey degil.
Bueno, las mechas y las tetas bonitas no son las única cosas falsas en esa escuela.
Bu büyük bir suclama, Dedektif.
Eso es un gran salto, Detective.
Salak suratın ve yontulmus gibi duran kasların ve büyük...
Con tu dichosa cara bonita y tu abdomen cincelado y tu enorme...
On bin tane büyük alın.
Compra diez de los grandes.
Büyük harfle T yani?
¿ Con una "D" mayúscula?
Bizi buradan çıkarmak için yaptığın büyük plan bu mu?
Así que este es tu gran plan para sacarnos de aquí.
Şu an, annemizin, zamanımızı boşa harcayıp harcamadığıyla ilgili daha büyük bir problememiz var.
Ahora mismo, tenemos que encargarnos de problemas mayores, como si mamá nos está haciendo perder el tiempo.
Pekala, yaşadıklarımdan biliyorum. O adam arkasında büyük bir gölge bırakıyor.
Bueno, sé por experiencia, la sombra del tipo es alargada.
Eğer büyük resmi görseydin...
Bueno, si entendieras la imagen completa...
Ama L.A'de ki büyük sefahatimizin iyiliğine.
Pero por el bien común de nuestro libertinaje aquí en Los Ángeles.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz.
Estás cometiendo un gran error.
Bu büyük bir şey.
Esto es grave.
Yani ilerlemek için büyük bir fırsat.
Tiene razón. Es decir, hay una gran oportunidad de ascender.
Bu derste bütün büyük DC binalarını öğrenmiştik.
Estudiamos todos los edificios importantes - de Washington en esa clase...
Daha büyük ve rahattır.
más amplia, más cómoda.
- Bu büyük bir ameliyat Pierce.
- Y es una operación importante, Pierce.
Haklısın büyük kısmında.
Claro... La mayor parte.
Büyük kısmında mı?
¿ La mayor parte?
Sonuçta büyük bir ameliyat.
Es una operación importante.
- Çok büyük.
- Sí, es uno enorme.
Çok büyük bir şey kaybetti. İlk günden beri yanında olan bir şey.
Acaba de perder algo enorme, algo que ha estado con ella desde el día uno.
Hava boşluğuna düştük ya da buluta falan çarptık. Neredeyse büyük bir uçak kazası geçirecektik.
Nos topamos con una bolsa de aire o nube o lo que sea, y ya estamos a nada de un accidente de avión.
Büyük bir kalabalık, parlak ışıklar olacak ama başaracaksın.
Es una gran multitud, luces brillantes, pero vas a estar genial.
Büyük bir hikaye ve iyi bir reklam.
Es una gran historia y una gran publicidad.
Hastane için büyük reklam olacak.
Esta es buena publicidad para el hospital.
Bu büyük daireleri görüyor musun?
Ahora, ¿ ves esos grandes bucles?
Büyük anne burada.
La mamá.
- Daha büyük.
Es más grande.
- Daha büyük araba almalısınız.
Necesitáis coches más grandes.
Şimdi ise hastanede uyanacak. Boğazında bir tüple ve nerede olduğunu bilmeden. Etrafında sadece yabancılar olacak ve büyük ihtimalle deli gibi ağrısı olacak.
Y ahora se va a despertar en un hospital con un tubo en la garganta y sin saber cómo llegó hasta aquí y rodeada por extraños y probablemente sufriendo muchísimo.
Duyduğun büyük patlama sesine rağmen mi?
¿ A pesar del estruendo que acabas de oír? ¿ En serio?
Dürüst olmak gerekirse yangın en büyük kabuslarımdan biridir.
Es... Siendo honesto, esto es... mi peor pesadilla.
Bazen uyanırız ve en büyük korkumuzla yüzleşiriz.
A veces, despertamos, nos enfrentamos a nuestros miedos...
Alex parti için yeteri kadar büyük değil.
Alex no tienen edad para ir de fiesta.
Sonra büyük bir kurbağa geldi, ve elimdeki güveyi yedi.
Y luego un gran sapo vino y se la comió justo de mi mano.
Büyük çaplı I.V.'yi başlatın ve L.R.'yi sonuna kadar açın.
Inicia una I.V. de gran diámetro, y monta una L.R. bien abierta.
Yani, ameliyathanede kesinti oldu ve E.R'de yapabileceğimiz çok şey yok. ... ancak biz kanamayı kontrol ettik ve arkadaşınız herhangi bir büyük damarı veya sinirinin yaralandığına dair bir kanıt yok.
Por lo tanto, estamos aislados de las salas de operaciones, y sólo hay poco que podamos hacer en Emergencias, pero controlamos el sangrado, y no hay evidencia que su amigo se hirió en cualquier vaso o nervio importante.
Eğer delirmiyorlarsa,... o düşündüğümüzden daha büyük bir psikopattır,... yani bence bir yolunu bulacağız.
Y si no lo hacen, él es un psicópata más grande de lo que pensábamos, así que supongo que tendremos que averiguarlo.
Gelip bizden masa oyunu istediğini biliyorum. ... bu onun en büyük kaygısıysa,... yiyecek konusunda endişelenmiyor demektir.
Sé que vino y pidió juegos de mesa, y si esa es su principal preocupación, entonces es porque ella no está preocupada por la comida.
Adam giderken büyük bir şey fark ettik.
Mientras se iba, tuvimos una epifanía.
O Michael Jordan, yani büyük Air Jordan olacak.
Él será Michael Jordan, el gran Air Jordan.
Ama Stan'e karşı büyük borcum vardı ve ödemem lazımdı.
Pero a Stan, le debía bastante y tenía que pagárselo.
Çaylakken büyük başarı.
¡ Su tarjeta de novato va a ser un objeto de coleccionista!
Hayatımın en büyük hatasıydı.
El mayor error de mi vida.
Ne kadar büyük erikmiş.
Eso es una ciruela pasa grande de la ostia.
Çok isterdim ama büyük planlarım var.
Ojalá pudiéramos, pero tengo planes.
- Büyük bir şey değil.
No... no es nada.
Elimizde büyük bir panik durumu var.
Tenemos un pánico total en nuestras manos.
Büyük Gordo, küçük Gordo nasıl gidiyor?
Por supuesto, cógelo tú mismo.
Bunun daha büyük ekranı var...
- Sí, podemos. ¿ Lo juras?
büyükbaba 717
büyükanne 565
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük ihtimalle 122
büyük mü 50
büyük adam 60
büyük iskender 25
büyük iş 25
büyük baba 86
büyükanne 565
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük ihtimalle 122
büyük mü 50
büyük adam 60
büyük iskender 25
büyük iş 25
büyük baba 86