English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Büyük baba

Büyük baba traduction Espagnol

915 traduction parallèle
- Büyük baba.
- Abuelo.
- Gerçekten mi büyük baba?
- ¿ De verdad?
Kal-chi, sen ve büyük baba benimsiniz.
Kal-chi, tú y el abuelo... son míos.
Büyük baba!
¡ Abuelo!
Hey, büyük baba!
¡ Bueno, abuelo! ¿ Cómo está?
Paltonu alayım. Cary, bu büyük baba Adams.
Cary, te presento al abuelo Adams.
Büyük baba oluyorsun!
Felicitaciones, abuelo.
Aferin sana, büyük baba!
Bravo, abuelo.
Büyük baba seni istiyor, hemen gelsin dedi.
El abuelo ha dicho que vayas ahora mismo.
- Bana ihtiyacın var mıydı, Büyük baba?
- No me necesitabas, ¿ verdad, abuelo?
Büyük baba.
Abuelo.
Büyük baba, onları vermeyelim.
Abuelo, vamos a soltarlos.
Günaydın, Büyük baba.
Buenos días, abuelo.
Hey, Büyük baba.
Hola, abuelo.
Neden Hud'la uğraşıyorsun, Büyük baba?
¿ Por qué la tomas con Hud, abuelo?
Büyük baba'ya şimdi ne yapmayı planlıyorsun?
¿ A qué juegas con el abuelo ahora?
Büyük baba, ne oldu?
Abuelo, ¿ qué ha pasado?
- Buradayım, Büyük baba.
- Estoy aquí, abuelo.
Büyük Baba!
Gran Padre!
Jersey'yi ele geçirdiler, değil mi? Ben olsam o madalyaları takmazdım, büyük baba.
así, han tomado Jersey, han que?
Şey, ben Büyük baba olduğum için gururluyum.
Bueno, tú sabes que estoy orgulloso de ser el padrino
Annemin babası, Büyük baba Lessep o yıl öldü. Doğduğu aynı yatakta ve aynı evde.
Mi abuelo materno, el abuelo Lessep, murió aquel año, en casa, en la misma habitación y en la misma cama en la que nació.
Merhaba büyük baba.
- ¡ Hola, abuelo!
Ve elli yıIdır evli olan ve birbirlerini hala ilk günkü gibi seven büyük anne ve büyük baba vardı. Tanrım, çok iğrençti.
¡ Dios, qué asco daba!
Ben de şömine başındaki büyük baba olarak... Varşova Ve Nowa Huta'yı nasıl inşa ettiğimizi anlatacağım ha?
, un veterano al fuego de la chimenea, contaré cuentos de los tiempos pasados de Varsovia y de Nueva Huta.
Devlet serseri, kayış tiz, dikit yasa, statü manevra oğlan enik küçük çocuk, bebek, yavru şerit, çatlak, hassas, cezalı yırtıcı, vahşi, öfkeli evcil bukolik, idilik arkadyen, pastoral otlak pastörizasyon sınırdışı, ayırma yok etme masturbasyon özlem, abartılı ruhsuz, donuk baba babalık, büyük baba babadan kalma, aile reisi himaye elektron, nötron, sigorta lamba, radyo lambası... çeşitli elektronik parçaların içine vakumlanarak yerleştirildiği camdan yapılmış bir tüptür. Ana parçaları : "plaka," "filaman," "katrot" katot...
Estado, estallido, estaño... estatal, estatua, estatuto... estrechez, niñez, párvulo... infante, lactante, bebé, libido... atractivo, arrebato, rapaz, ave... selvático, agreste, alpiste... bucólico, idílico, arcaico, pastoril... pastoral, pastoreo, pasterización... deportación, separación, exclusión... masturbación, libido... turbado, lánguido, laico... padre, patriarca, padrino... patrono, Padre Eterno, patrón... electrón, núcleo, posible, bombilla, válvula... está constituida por un globo de cristal... al que se ha hecho el vacío... y se ha colocado un filamento de platino o carbón... placa, filamento, cat... odo cátodo...
Bu mutlu olay üzerine tüm şirketimizin en saygı dolu tebriklerini size iletmekten büyük bir kıvanç duymaktayım. Bir baba edasıyla bizi idare ettiğiniz büyük bir aileyiz.
Personalmente, ante su condecoración, le transmito emocionado, el respeto y la simpatía de la gran familia de esta casa que dirige de forma tan paternal.
Baba, annem büyük bir kilise düğünü planlıyor.
Mamá prepara una gran boda por la iglesia.
Ama baba, bunun altı aydır eline geçen en büyük haber olduğunu kabul etmelisin.
Pero, papá, tienes que reconocerlo. Éste es el notición más grande que has tenido en los últimos 6 meses.
Şef, büyük beyaz baba.
Jefe guerrero, gran padre blanco.
Büyük beyaz baba kardeşimin halkına söz verirse Uzun Saç ve onun uzun bıçakları Kara Tepeleri kirletmeye gelen beyazlara karşı koruyacak.
Si el gran padre blanco da la palabra al pueblo de mi hermano Cabello Largo y sus cuchillos largos defenderán Colinas Negras contra los hombres blancos que intenten profanarlas.
Ona şarkı söyleyen telden konuşan Büyük Beyaz Baba'nın Kızılderili oğlunun yaralanmasından dolayı çok üzgün olduğunu söyle, ama bu ışıklı konuşma güçlü bir ilaçtır ve buradan geçmek zorundadır.
Pues dile al Gran Padre Blanco, que habla con el rayo por el cable que canta, siente que hubiesen herido a su hijo, pero que el rayo que habla es gran medicina y debe continuar.
Ona Büyük Beyaz Baba'nın şimşeğinin şimdiye kadar gördükleri en güçlü ilaç olduğunu... ve şarkı söyleyen telin onları barış ve huzur içinde tutacağını söyle.
Dice que el rayo Del Gran Padre Blanco es Ia medicina más grande que ha visto y que el cable que canta puede atravesar su nación en paz.
Büyük çapta baba.
Padre sin modestia.
Sevgili Noel Baba, oyuncak bebek ve büyük kırmızı bir top istemiyorum.
" Querido Papá Noel, no quiero una muñeca ni una pelota roja.
Umarım büyük servetim canını sıkmıyordur, Baba.
Espero que mi buena fortuna no te amargue demasiado.
Baba olmak büyük sorumluluk gerektiriyor.
Ser padre te hace responsable.
Baba. Domenico anne her geçen gün daha büyük ve iyi görünüyorsun.
Mamá Domenico, luces mejor cada día que pasa.
- Gelsene, büyük baba.
- Entre, abuelo.
Noel Baba.Büyük Şans.
Santa Claus. Qué importante.
Timuçin'e hissettiğim öfke en az sizinki kadar büyük, baba.
Estoy tan ansiosa como tú por saber dónde está Temujin.
Baba, şu büyük kale ne kalesi?
Padre, ¿ qué es ese castillo?
- Baba, büyük Meanie!
Qué malo eres, papá.
Hayır, bizim için büyük bir zevk. Öyle değil mi baba?
No, será un placer, ¿ no, papá?
Baba, onca yolu büyük prömiyerimi izlemeye geldin. Beni büyük bir aksiyon filminde izledin.
Venga, Papá te he traído aquí para que esta noche veas la gran premier, y me veas en una gran película de acción.
Büyük dedektif St. John Lord Merridew, görkemli bir şekilde doğruldu. Noel Baba'ya benzeyen yüzü haylaz bir sevinç ifadesiyle parlıyordu.
Lord Melidue, el gran detective, se levantó majestuosamente, y su ancho rostro de Papá Noel sonreía con malicia.
Charles, büyük şirketlerden hoşlanmam. Oh, Baba, bırak bütün bunları!
- No quiero asociaciones.
Büyük ev, degil mi baba?
Vaya casa, ¿ eh, papá?
Bu kadar büyük olduğunu sanmıyordum. Baba bir örümcek...
No pensaba que fuera tan grande, es una araña imponente.
Baba gelip sana büyük bir öpücük verecek.
Papá va a venir y te dará un gran beso.
Bana bakıp, "Baba o gerçekten büyük." dedi.
"¿ Qué piensas, Louie?" Y él me miró y me dijo. :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]