English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Dayanmalısın

Dayanmalısın traduction Espagnol

161 traduction parallèle
- Acı çektiğini biliyorum ama dayanmalısın
Trata de dormir. Sé que estás dolido pero debes tratar. Por favor.
... onların hızını kesmeli, ve Cermenler mola verdiğinde biz kanatlardan onları sıkıştırıp mahvedene kadar dayanmalısınız.
Plántate ahora y frena a los germanos hasta que Gavrilo y yo salgamos desde los flancos.
Dayanmalısın! Yohei! Lanet olsun!
espera yohei maldicion
Dayanmalısın, tatlım.
Debes aguantar, querida.
Eğer onu seviyorsan, dayanmalısın.
Si lo quieres, ve hasta el final.
- Dayanmalısın, neredeyse geldik.
Hazlo. Ya casi llegamos.
- Ama dayanmalısın!
- ¡ Tiene que decirnos algo!
Bir süre daha bize dayanmalısınız.
Tendrás que tener paciencia.
Dağa varana kadar dayanmalısın
Podemos resistir ahí, Doc.
Ama iki dakika dayanmalısın.
Pero tienes que estar derecho por 2 minutos.
Ama sen dayanmalısın, ne yaparlarsa yapsınlar.
Pero tienes que negarte a hacerlo. No importa lo que te echen encima para doblegarte, no te des por vencido...
- Dayanmalısın.
- Sujétate bien.
Muntzy, dayanmalısın.
- Muntzy, tienes que aguantar.
Buna dayanmalısın, biraz acıtacak, Paco.
Debes aguantar, Paco, voy a hacerte daño.
- Dayanmalısın.
- Aguanta.
Bu yüzden dayanmalısın, adamım, anladın mı?
Entonces, aguanta ahí, ¿ me oyes?
Dayanmalısın.
Aguanta ahí.
Hayatın ne için olduğunu bilsen de sonuna kadar dayanmalısın.
Tienes que pasar por ella... incluso cuando sabes para qué es la vida.
Dayanmalısın. Korktuğunu biliyorum. Hepimiz korktuk.
Sé que estás asustado, pero todos nos asustamos.
Dayanmalısın, Robert.
- Venga, Robert. Tenemos que llegar allí.
Nefes almadan en az bir dakika dayanmalısın.
Habrás de sostener un agudo durante un minuto.
Dayanmalısın.
Tiene que aguantar.
- Dayanmalısın.
- Ten fuerza.
Dayanmalısın Angus.
- Pues te aguantas, Angus.
Ama dayanmalısın.
Pero tienes que aguantar.
Dayanmalısın, dünya geniş ve büyük.
Pero no temas, el mundo es ancho.
Dayanmalısın, tamam mı?
Tienes que aguantar, ¿ vale?
Şu anda içinden geçtiğin durum herkesi korkutur ama dayanmalısın, Tom.
Es normal que tenga miedo, pero tiene que ser fuerte.
Gerçekler acıdır, fakat onlara dayanmalısın.
La realidad puede ser dolorosa, pero es algo que debes aprender a aceptar.
Dayanmalısın dostum.
Tienes que aguantar, amigo.
Hayır, dayanmalısın.
No, tienes que aguantar.
Dayanmalısınız. Sizin bu şekilde ölmenize izin veremem.
Tienes que hacerlo.No puedo dejar que mueras.
Biraz daha dayanmalısın, lütfen!
Aguanta un poco más. ! Por favor!
Nick, dayanmalısın.
Nick, tienes que aguantar.
Dayanmalısın.
No llores.
Dayanmalısın, Robert.
Tienes que hacerlo, Robert.
Dayanmalısın çavuş.
Tienes que aguantar, sargento.
Dayanmalısınız.
Tendréis que aguantar.
Biraz daha dayanmalısın.
Sólo tienes que aguantar aquí un poco más.
Eğer sana pahalı yemekler ısmarlıyorsa, Ona dayanmalısın.
Bueno, si te paga una cena cara tú tienes que corresponder.
Yaşamak istiyorsan, buna dayanmalısın.
Tienes que aguantarlo si no quieres morir.
Ona dedim ki, dayanmalısın.
Le dije que no se rindiera.
Dayanmalısın.
Tienes que resistir
Stan, neredeyse geldik. Dayanmalısın.
Stan, casi llegamos, debes resistir.
Dayanmalısın.
Tienes que resistir. ¿ Está bien?
Dayanmalısınız.
Deben permanecer quietos.
Bir 45 dakika daha dayanmalısınız!
¡ Tendrán que aguantar por 45 minutos más!
- Sen dayanmalı ve almalısın onu.
- Tienes que aguantar.
Scully, dayanmalısın.
Como dice el refrán :
Dayanmalısın!
¿ Estás aguantando?
Dayanmalısın. Çünkü bu gece burada gerçek bizimle beraber. Gözlerini kapat.
Escúchame atentamente porque esta noche la verdad está en esta casa, con nosotros cierra tus ojos ves esa puerta sostén esa llave no tienes que volver a pelear nunca más se terminó....... vamos entra a la luz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]