Derdik traduction Espagnol
657 traduction parallèle
Ona "kriko" derdik.
Lo solíamos llamar "el gato".
Çocukken, sıcak, sıcak derdik.
Caliente, caliente, como decíamos de niños.
Adı Fitzroy. Ona bebek yüzlü derdik.
Se llama Fitzroy, pero le llamamos "Cara de Niño".
Hatırlar mısın Clive, eskiden şöyle derdik : "Ordularımız ; kadınlarımız, çocuklarımız ve yuvamız için savaşır."
Clive, ¿ no te acuerdas de que solíamos decir que nuestros ejércitos luchaban por nuestras mujeres, nuestros niños y hogares?
Süründüren jöle derdik bunlara.
Les llamábamos Goma Penetrante.
Buraya aşk yuvamız derdik.
La llamábamos nuestro "Sans Souci".
Kulağa hoş geliyor. Ona "Bebek Sakal" derdik.
Le llamábamos "Barbabebé".
İyi Japon ölü Japondur derdik.
Siempre hemos dicho que el único japonés bueno es el japonés muerto.
Bilmiyorum. Biz ona Süzgün Göz derdik.
No lo sé, le llamábamos'Ojos Tristes'.
Üniversitede hepimiz "Swann'ın sonu hapis" derdik.
En la universidad decíamos que Swan terminaría en prisión.
Kadınların Koruyucusu derdik.
Lo llamaba el Protector de la Mujer.
Oregon'da sana zengin, inatçı kız derdik.
En mi pueblo diríamos que es una mujer rica testaruda.
Hepimiz ona kuzen "Aceleci" derdik, çünkü sürekli bir yerlere koşardı.
Lo llamábamos Primo "Prisa" porque siempre corría.
Ona tombul derdik.
Le llamábamos Bolita de Grasa.
- ki, biz buna "sataşma" derdik -... bu sefer yavaşça ilerleyerek, yol boyunca peşlerinden gittik.
Vimos cómo iban despacio, cogidos de la mano
Bundan dolayı ona zengin teyzemiz derdik.
- Por eso era Ia tía rica.
Biz hastanede öyle derdik. Gerçekten de öyle.
Le decimos así, y es su naturaleza.
Evet, Şöyle derdik ;
Sí, le decíamos :
Tramvaylardan çıkardığımız büyük çelik bilyelere "çelik misketler" derdik.
A las de acero, que quitábamos a los coches de la calle, las llamábamos "balines".
Şeffaf, bakınca içi görünenlereyse "şeffaf misketler" derdik.
A las transparentes, a través de las que podías ver, las llamábamos "agüitas".
Size Markie derdik.
La llamábamos Markie.
Meşeydi ama eğer o söğüt derse biz de söğüt derdik.
Era un roble, pero si el lo llama sauce, pues nosotros también.
Biz de hep öyle derdik.
Soliamos decirlo a todas horas.
İpe "sopa" gelmez derdik.
"De poca monta".
Burada hortlaklar var derdik.
Yo creía antes que aquí había fantasmas. Ah.
Her bir seneyi devirdiğimizde, ne derdik biz?
Todos los años en Passover, ¿ qué es lo que decimos?
Galiba herkes ona "Fayne" diyor, ama biz "Fay" derdik.
Pienso que tú la llamas "Fayne", pero yo la llamo "Fay".
Belmondo'nun benzeri. Ona "Çakma Belmondo" derdik.
El doble de Belmondo, le llamábamos "el falso Belmondo".
Hollywood'da ona "the continental" derdik.
En Hollywood, lo apodaban the continental lover.
# Eski şarkılar söylerdik. Bunlara "kederli şarkılar" derdik.
Y cantábamos las viejas canciones, canciones del desempleo
Ya, evet hatırladım. Ne derdik ona?
Sí, recuerdo eso. ¿ Cómo se llama?
Biz öyle derdik.
Así le decimos nosotros.
Ona böyle derdik.
Así lo llamábamos.
Küçük Solcuk derdik.
Un zocato cojonudo.
Bu yüzden ona solcu derdik.
Por eso lo llamábamos zocato.
Sejanus bize böyle bir öneriyle gelseydi biz "hayır" derdik, ama Claudius daha doğrusunu biliyor.
Si Sejano hubiera venido a nosotros con una proposición así Io habríamos echado a patadas. claudio sabe Io que hace.
Derdik ki, "Kendisi yapamayan öğretir öğretmenlik bile yapamayan, spor öğretmeni olur Spor öğretmeni bile olamayan da gelir bize öğretmen olur."
Decíamos : "Los que no valen para nada, se hacen maestros, y los que no valen para maestros, dan clase de gimnasia". Y los que no valían para nada, los mandaban a nuestra escuela.
Biz ona Cilacı derdik.
Le llamábamos Waxer.
Donanmada buna'keşif gezisi'derdik.
En los Marines le llamamos un "reconocimiento".
Ona şöyle derdik ;
Habríamos tenido que decir :
O zaman bile ona İhtiyar Chalmers derdik.
Incluso entonces lo llamábamos el anciano Sr. Chalmers.
Her gece "Uyuyor musun?" derdik.
Le decíamos : "¿ Puedes dormir?"
O zamanlar Öğretmen derdik. Kirpi değil.
En aquella época se hacía llamar Maestro, no Puercoespín.
Sade mi Yok canım Arkadaşım dik ve ben sana çarpıcı derdik
Pero no eres comun en lo absoluto Mi amigo Dick y yo diriamos que eres espectacular
Biz ona 2 tonluk Tessie derdik.
Nosotros la llamábamos Tessie dos toneladas.
Biz şöyle derdik Şeytanın iki gözü.
Solíamos llamar a eso la doble maldición.
- Topal orospu derdik ona.
La llamábamos la puta coja.
Şöyle derdik :
Decíamos,
Bu vadide ciddi şeyler oluyor. Ordudayken buna "düşman baskısı" derdik.
A ver, ¿ quién ha visto lo ocurrido?
ilk geceden itibaren bekâretlerini kaybedecekler, sonra derdik ki...
Y luego podríamos... O tal vez la segunda noche a más tardar.
Sue birşey, Yunanca ve telaffuzu zor, ama hepimiz ona Alabama derdik, o da'25 te adını değiştirdi.
era Sue y un apellido griego impronunciable,
derdim 136
derdin 40
derdi 359
derdin ne 136
derdi ne 17
derdin nedir 30
derdin ne senin 232
derdi ki 32
derdi ne bunun 19
derdiniz ne sizin 18
derdin 40
derdi 359
derdin ne 136
derdi ne 17
derdin nedir 30
derdin ne senin 232
derdi ki 32
derdi ne bunun 19
derdiniz ne sizin 18