Diyordun traduction Espagnol
1,958 traduction parallèle
Affedersin. Ne diyordun?
¿ Qué dijiste?
Hatırladığım kadarıyla, buraya "Harikalar Diyarı" diyordun.
Lo llamaste "El País de las Maravillas".
Neyse, diyordun ki benim için basit olmak zor.
Entonces, estaba diciendo- - Qué es difícil ser simple ¿ cierto? Exactamente.
Evlenmeden önce bana da böyle mi diyordun?
¿ así hablabas de m í antes de casarnos?
Ne diyordun?
¿ Cómo la llamó?
Pardon ne diyordun?
Perdona, ¿ qué decías?
- Neydi o? - Bize ne diyordun sen?
- Sí, ¿ cómo nos llamas?
Sen ne diyordun?
Bueno. ¿ Qué estabas diciendo?
Kite'ın Fred ile kavga ettiği adam kim diyordun?
Quiero decir, ¿ quién es ese tipo, Kite, con el que dices que Fred tuvo una pelea?
"Tanrı balık tutmaktan daha saf daha masum bir eğlence yaratmamıştır." diyordun.
"Dios no ha creado pasatiempo más puro e inocente... que la pesca".
- Tehdit oluşturuyor mu diyordun.
- ¿ Te sentías amenazada?
Ne diyordun?
¿ Decías?
- Ne olduysa bıraktım artık peşini onca kız vardı diyordun? Seni hala seviyor.
Aún te ama.
Az önce ne diyordun, Kedicik?
¿ Qué dices, Kitty?
Doğru ya. Sen de kırmızı diyordun.
Sí, también lo hiciste, ¿ no?
Güvenlik görevlisiyle ilgili ne diyordun? Pekâlâ, evet.
- ¿ Qué decías del guardia?
Sen bana Kutti-ka ( kaltak ) mı diyordun?
¿ Así que me llamabas Kutti-ka ( perra )?
Bence ya teklifi kabul edecek ne diyordun, en az mı?
O hará ese trabajo por ¿ cómo se dice, nímimo?
"Seni aramayı" diyordun.
Decías que no pensabas.
Ne diyordun?
Por favor. ¿ Decías?
Ne diyordun?
Por lo tanto, usted decía.
- Ne diyordun?
- ¿ Qué decías?
- Pardon, ne diyordun?
- Lo siento, decías algo.
Eee ne diyordun?
¿ Qué me estaba diciendo?
Diyordun ki, benim gerçekten güzel...
Dijiste que tengo unos hermosos...
Güzelliğimle ilgili ne diyordun?
Usted dijo que yo magnífico?
Ne diyordun?
Entonces, ¿ qué ibas a decir?
İşim çok kolay falan diyordun.
Has estado diciendo que tu trabajo era demasiado fácil.
- Sen öyle diyordun.
- Oh, eso es lo que estabas diciendo.
Ne diyordun?
Que estabas diciendo?
Drew'la ilgili bir şeyler diyordun sen.
Espera, ¿ estás diciendo que hemos perdido a Drew?
Çünkü sanırım şöyle diyordun...
Porque me pareció que dijo :
Ne diyordun?
Nada.
- Pardon, hayatım. Ne diyordun? - Neyse.
¿ Qué era lo que querías decir?
Velma hakkında ne diyordun?
¿ Qué estabas diciendo sobre Velma?
Chris, pardon ne diyordun?
Chris, ¿ qué estabas diciendo?
Ne diyordun ona?
¿ Cómo lo llama?
"Bana bak, ben gökkuşağıyım." diyordun.
Eras como "Revísame, soy el hombre arco iris".
Perkins'le ilgili ne diyordun?
¿ Qué estabas diciendo de Perkins?
Ne diyordun sen onlara Maggie?
¿ Cómo diablos se llama, Maggie?
Ne diyordun?
Entonces, ¿ Decías?
Ne oldu? Bana kendimi iyi hissedirecek güzel şeyler yap diyordun.
Que pasó contigo diciéndome que hiciera cosas que me hicieran sentir bien.
Bethany, güçlendirebilir enerji hakkında ne diyordun?
Bethany, ¿ qué decías sobre la energía sostenible?
Conway, canım plan diyordun?
Conway, querido, ¿ cuál es el plan?
Ne diyordun sen?
¿ Qué dices?
Ne diyordun, Lois?
¿ Qué dijiste, Lois?
Ne diyordun?
¿ Qué decías?
Ne diyordun?
¿ Qué estabas diciendo?
Ne diyordun?
- ¿ Qué decías?
Ne diyordun?
¿ Cómo dice?
Ne diyordun...
Estabas diciendo...
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyoruz 105
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyoruz 105